Diyor ki, maddenin herhangi bir parçasını çok küçük boyutta incelerseniz, öncelikle moleküllere rastlar sonra da atomları ve atom altı parçacıkları bulursunuz. | TED | تقول انك اذا اختبرت اي جزء من مادة بدقة متناهية في البداية سوف تجد جزيئات ومن ثم سوف تجد ذرات و جسيمات ذرية |
Pekâlâ, Naziler için atom bombası yapmaya çalışmıştı ama şöhreti bu yüzden değil. | Open Subtitles | حاول أن يصنع قنبلة ذرية للنازيين و لكنه لم يكن شهيراً لهذا السبب |
Buna bir bileşik ya da molekül diyoruz. 26 atom birbirine kimyasal bağlar ile bağlı. | TED | نحن نسمي هذا مركب أو جزيء، وهو 26 ذرة يتم خياطتها معًا بواسطة روابط ذرية. |
Cevap başınızın 19,312 km üstünde kuantum mekaniği ile çalışan bir atomik saatin atışlarıyla zamanı belirleyen bir uydudadır. | TED | يكمن الجواب على بعد 12000 ميل فوق رؤوسكم داخل قمر صناعي يحافظ على الوقت على وقع ساعة ذرية مدعومة بميكانيكا الكم |
Geçen Noelde iki yeğenime armağanlar aldım. Her şey nükleer. | Open Subtitles | فى الكريسماس الماضى, اشتريت لأولاد اختى بعض الألعاب وكانت ذرية |
İnsanlığa atom enerjisi gerekirken atom bombası üretmek cürüm. | Open Subtitles | إنها جريمة عندما يهتف العالم للطاقة الذرية أنت تريد صنع قنابل ذرية |
Tahtımı atom bombasına karşı olduğum için kaybettim. | Open Subtitles | لقد فقدت عرشى لأننى لم أكن أرغب في صنع قنابل ذرية |
Tabii, bizi öldürmek istiyorsan eğer, küçük bir atom bombası atabilirsin. | Open Subtitles | طبعا، إذا كنت تريد أن تقتلنا جميعا فيمكنك إسقاط قنبلة ذرية صغيرة |
Hemen bir şey bulsan iyi olur, atom bombası gibi. | Open Subtitles | من الأفضل أن تجدي شيئاً بسرعة كقنبلة ذرية |
Harry Truman da atom bombasından yaralanmadan önce ucuz elbiseler satıyordu. | Open Subtitles | هاري ترومان كان يبيع بذلات رخيصة وانتهى به المطاف يلقي قنبلة ذرية |
Teknolojimizi ele geçiriyor... ve atom bombasına sahip ilk ülke Irak oluyormuş. | Open Subtitles | فيحصل على تكنولوجيتنا وتصبح العراق البلد الأولى التي تملك قنبلة ذرية |
İkinci olarak, maddedeki enerjinin dönüştürülmesi için gereken güç dokuz atom bombası kadar bir şeydir. | Open Subtitles | ثانياً كمية الطاقة اللازمة لتحويل الطاقة إلي جسم مادي سيكون مماثلاً لتسع قنابل ذرية |
Ya bu şey bizi küçük atom partiküllerine ayırırsa ne olacak? | Open Subtitles | ماذا إن قطعنا إرباً إلى جزيئات ذرية صغيرة ؟ |
Kötü adam kahramana atom bombası fırlatabilir... yada göktaşı veya koca bir gezegeni fırlatabilir... ama bunlar da durduramaz. | Open Subtitles | وحينها يمكن للشرير أن يلقي قنبلة ذرية أو كويكباً صغيراً أو ربما كوكباً كاملاً على البطل ولكن هذا لا يوقفه أيضاً |
atom bombasıyla ilk kez çalışıyorduk. | Open Subtitles | لمراقبة مستوى السائل لقد كنا نعمل على قنابل ذرية لأول مرة |
Yarattığınız problem öyle büyük ki çözümü ise bir atom bombası patlatmak. | Open Subtitles | أنه مذهل، تعلمين لقد أنشئتي مشكلة كبيرة جدا و الحل هو بتفجير قنبلة ذرية |
Görünmez bir atom bombasını aradığınızı ve siz onu bulur bulmaz çocuğunu doyurabileceğini mi söyleyeyim? | Open Subtitles | هل أقول لها بأنك تفتش عن أسلحة ذرية مخفية وحالما تجدها سوف نستطيع إطعام طفلها؟ |
Şimdi, eğer kuantum atomik arabanız olsaydı, doğrusal şekilde ivmelenemezdiniz. | TED | ولكن لو كنت تملك سيارة ذرية كمومية فأنت لن تسرع وفق خطّ مستقيم |
Yine de, teknik olarak, her yığının atomik olduğunu tartışabilirim. | TED | لكني استطيع ان اجادل في ذلك , تقنيا كل بطارية من البطاريات هي ذرية |
O bölgede düzinelerce nükleer deneme yapıldı. | Open Subtitles | لقد تعرضت هذه المنطقة لتجارب ذرية كثيرة خلال الـ 30 سنة الماضية |
Onları kral yapmak için. Banquo krallarının soyu için. | Open Subtitles | لأجعل منهم ملوكاً ذرية بانكو ملوكاً |
Kuantum mekaniğinin bu temel kuralları tüm küçük atomaltı parçacıklar için geçerlidir. | Open Subtitles | هذه القواعد الأساسية لميكانيكا الكم تنطبق على كل الجسيمات الدون ذرية الدقيقة |