Her şeyi yapabilecek kadar zekiydi ama benim seçtiğim yoldan gitmeyecek kadar akıllı olamadı. | Open Subtitles | ذكي كفاية لفعل أي شيء لكن ليس ذكيا كفاية ليتجنب الطريق الذي سلكته |
Mecaz yapacak kadar akıllı değilim. | Open Subtitles | انا لست ذكيا كفاية لكى اعطى أحداً إستعارة ً |
Sadece 42 dakika uzaklıkta. Daha uzağa gidecek kadar akıllı olmadığı için şanslıyız. | Open Subtitles | نحن محظوظون أنه لم يكن ذكيا كفاية ليلتحق بجامعة أبعد |
Bu işi tek başına yapacak kadar zeki değil. | Open Subtitles | حسنا،إنه ليس ذكيا كفاية ليقوم بذلك بنفسه |
Çünkü sınıfımda olacak kadar zeki olduğunuzdan şüpheliyim. | Open Subtitles | لانني اشك انك ستكون ذكيا كفاية لتكون في مكانتي |
- Profesör bunu kendi başına keşfedebilecek kadar zeki olduğuna inandı. | Open Subtitles | أنك ذكيا كفاية لتكتشف ذلك بنفسك |
Eğer bir uzaylı bu kadar yol geldiyse barış için gelecek kadar akıllı olmaz mı? | Open Subtitles | إذا خاض الدخيل كلّ هذا الطريق... أليس ذكيا كفاية للمجيء مسالماً؟ |
Sizi kendine saklayacak kadar akıllı değilmiş. | Open Subtitles | لم يكن ذكيا كفاية ليبقيك لنفسه |
- Biliyor musun David LSAT'ten 178 alacak kadar akıllı değilsin belki ama bunu yapabilecek kadar akıllı olduğuna eminim. | Open Subtitles | تعرف يا (دايفيد)؟ ربما لم تكن ذكيا للحصول على 178 في اختبار القبول ولكن انا متأكد انك ذكيا كفاية لتفعل هذا |
- Biliyor musun David LSAT'ten 178 alacak kadar akıllı değilsin belki ama bunu yapabilecek kadar akıllı olduğuna eminim. | Open Subtitles | تعرف يا (دايفيد)؟ ربما لم تكن ذكيا للحصول على 178 في اختبار القبول ولكن انا متأكد انك ذكيا كفاية لتفعل هذا |
Orada kaybediyordun ki bu, ya magnezyum silikatı, patronunun söylediği gibi kullanacak... kadar zeki değilsin ya da bu işi kendin kıvıracağını zannedecek kadar aptalsın ki kıvıramadığın ortada. | Open Subtitles | انت كنت تخسر ... وهذا يعني اما انك لست ذكيا كفاية لإستخدام سيليكات المغنسيوم بالطريقة التي اخبرك بها زعيمك ان تفعل او انك , غبي جدا |
Sizler CIA ile çalışacak kadar zeki değiliz. | Open Subtitles | لست ذكيا كفاية لتعمل لصالح "CIA" |