Emir verdiğimde başlayacaksınız. Son ayakta kalan o kapıdan çıkacak. | Open Subtitles | نفذ على قيادتي آخر رجل صامد سيخرج من ذلك الباب |
Laura'nın gerçekten o kapıdan geçmesini ve nerede yaşadığımı görmesini isteyen bir yarım vardı. | Open Subtitles | ..أتعلمين, كان هناك كان هناك جزء مني أرداها حقاً أن تخرج من ذلك الباب لترى أين أعيش |
Onlar kuş değil. Anahtarlar. Bahse girerim biri o kapıyı açıyordur. | Open Subtitles | ليست طيوراً، إنها مفاتيح، وأراهن أن أحدها يناسب ذلك الباب. |
Ama siz nerdeyse şu kapıdan çıkıp gitmeme izin verecektiniz. | Open Subtitles | و أنت كنتِ على وشك السماح لي بإجتياز ذلك الباب |
Bilmiyordum. Ama şunu biliyorum: Onlar Şu kapıyı indirene kadar beş dakikan var. | Open Subtitles | لم أعرف ، لكن ما أعرفه أن لديك 5 دقائق لإختراق ذلك الباب |
Aslında, tatlım, O kapı gerçekten çok temizdi ve görünmez gibiydi. | Open Subtitles | أتعلمين , ذلك الباب كان نظيفا جدا وبدى كأنه غير مرئي |
Biz de O kapının cıvatalarını uçuracağız, açıldığı zaman da sıçramanız gerekecek. | Open Subtitles | وسنقوم بتفجير مزاليج ذلك الباب , وعندما ينفتح يجب أن تعبروا عبره |
İnanıyorum ki Bu kapıyı açmanın anahtarı iyi iletişim. | TED | وأعتقد أن مفتاح ذلك الباب هو التواصل الفعّال. |
Tüm bildiğim Scottie Bu kapının arkasında, sikkeler kakasında çıkıyor. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أن سكوتى خلف ذلك الباب يخرج العملات |
Çünkü o kapıdan şer girecek ve istila edecek dünyayı. | Open Subtitles | لأنه من خلال ذلك الباب سيغزو الشر العالم |
Dudak boyası ve ruj kullanacağım ve bu kadar iri olmayacağım Niye mi, o kapıdan rahatça geçeceğim | Open Subtitles | وسوف أضع احمر الشفاة و ماكياج و لن أظل ضخمة هكذا و سأستطيع المرور بسهولة من ذلك الباب |
İçimde o kapıdan zaten geçemeyeceğine dair bir his var. | Open Subtitles | حدسي يخبرني بأنّك لن تعبر ذلك الباب مجدداً |
Anahtarın olmadan o kapıdan geçemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنكِ تجاوز ذلك الباب حتى تحصلي على المفتاح |
o kapıyı kimse bilmiyor. | Open Subtitles | يعرف لا أحد حول ذلك الباب. ذلك بابنا السري. |
o kapıyı açarsam... ve tüm Roke'u ele geçirirseniz... yeni bir Başbüyücü'ye ihtiyacınız olacak mı? | Open Subtitles | إذا فتحت ذلك الباب لك واستحوذت كل روك ستحتاج لمعلم جديد لها أليس كذلك؟ |
Ama siz nerdeyse şu kapıdan çıkıp gitmeme izin verecektiniz. | Open Subtitles | و أنت كنتِ على وشك السماح لي باجتياز ذلك الباب |
Benimle böyle konuşmaya devam edersen, şu kapıdan çıkıp gideceğim. | Open Subtitles | آبقى بالتحدث إلي هكذا، عندها سأرحل حالاً من ذلك الباب. |
Aç Şu kapıyı. Bu saçmalığa daha fazla dayanamayacağım. | Open Subtitles | .افتحي ذلك الباب .لا أستطيع تحمّل هذا الهراء أكثر من ذلك |
O kapı açılmasaydı. Albay O'Neill ve ben boğulmuştuk. | Open Subtitles | إذا ذلك الباب لم يفتح العقيد أونيل وأنا كنا سنغرق |
O kapının ardında olanları görseydim ne için olduğunu bilebilirdik. | Open Subtitles | إذا كان بإمكاني معرفة ما الذي حدث وراء ذلك الباب |
Ya Bu kapıyı ardımdan kapatırsınız ya da beni durdurmayı denersiniz. | Open Subtitles | يمكنك التفرج و أقفال ذلك الباب لقطع الاكسجين أو يمكنك محاولة أيقافى |
Bu kapının dışında; evrendeki herhangi bir gezegen, yer veya zaman olabilir. | Open Subtitles | خارج ذلك الباب قد يكون أي كوكب، في أي مكان في أي وقت و في الكون الواسع بأكمله |
Ben Bu kapıdan çıkacağım. Belki siz de şunu kullanmalısınız. | Open Subtitles | سأخرج من ذاك الباب ولربما يجدر بك استخدام ذلك الباب |
Her yıl, şu kapının yanında dururduk ve her yıl, elime şöyle yazardı: | Open Subtitles | كُلّ سَنَة كنا نَقِف قُرْب ذلك الباب وكُلّ سَنَة كان يكتب في يدي |
Şeytani yanım O kapıda ve onu durduracak gücüm yok. | Open Subtitles | ذاتي الشريرة تقف وراء ذلك الباب ولا أملك أن أمنعها |
- Kapıyı sürgüle. - Su getir. | Open Subtitles | ـ اغلق ذلك الباب ـ احضر بعض الماء |
Dinle.o kapıya doğru yürüdüğün zaman.çocukların tepsi senin tepende olacaklar. | Open Subtitles | إذن ، إستمعي ، عندما تعبرين ذلك الباب ، الأطفال سوف يكونون حولك |
Benim için şu anki doğru yol, Şu kapıya giden yoldur, Peder. | Open Subtitles | في الوقت الراهن طريقي هي عبر ذلك الباب يا أبتاه |