Onun yerine iki tane evim var; biri Roma'da diğeri de Milan'da. | Open Subtitles | ولكن بدلاأ من ذلك لدي منزلين واحد في روما والاّخر في ميلانو |
Sanırım kanıtlayabilirim. O gruptaki polislerden biri hakkında bazı bilgilerim var. | Open Subtitles | أعتقد بأنه يمكنني إثبات ذلك لدي دليل من احد الشرطيين الحاضرين |
Benim bir erkek arkadaşım var, ve senin saçma şakaların yüzünden ondan vazgeçiverecektim. | Open Subtitles | لا أَستطيعُ أن أصدق ذلك. لدي خليل، وكُنْتُ سأَعطيك هذا لأجل أحدى نكتاتك. |
Ayrıca benim uğraşacak daha büyük sorunlarım var. Bu kadın olayı gibi. | Open Subtitles | بجانب ذلك , لدي مشاكل أكبر لأتعامل معها , مثل كوني إمرأة |
Madem sözünü açtın, iyi yönlerini öne çıkartacak birkaç tane fikrim var. | Open Subtitles | بما انك ذكرت ذلك لدي بعض الافكار كيف تزيد من نقاط قوتك |
Belki de işin peşini bırakmalıyız, içimde kötü bir his var. | Open Subtitles | حسنا ربما علينا ان نترك ذلك لدي شعور سيء حول ذلك |
Bunun için çok erken. Önemli bir işim var. | Open Subtitles | من المُبكر الحديث عَن ذلك لدي عَمل مهم يجب أن أقوم بِه |
Yapabilir miyim bilmiyorum. Bekleyen bir müşterim var. | Open Subtitles | لا أظن بإمكاني فعلُ ذلك لدي عميل ينتظرني |
Orada bir çocuk var. Ben polisim. | Open Subtitles | أجل, أعلم ذلك لدي طفل بالداخل, أنا شرطية |
Gidemem. Burada büyük bir tül festivali var. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع ترك ذلك, لدي مهرجان حريري بالخارج هنا |
Merak etme. Üç Dobermanım var. | Open Subtitles | لا تقلق بشأن ذلك لدي ثلاثة كلاب من نوع دبرومان |
Zaten işletmem gereken bir dükkanım var, Dublith'e gitmek zorundayım. | Open Subtitles | بالإضافة إلى ذلك لدي متجر أديره, لذلك يجب علي أن أعود إلى دوبلث |
Senin için bir kitabım var. | Open Subtitles | شاشة الكومبيوتر قليلاً للتعلم ذلك لدي كتابك |
Biliyorum. Onu arayan devriyeler var. | Open Subtitles | .ادري ذلك, لدي دوريات في الخارج للبحث عنه |
Çünkü kapının önünde sırada bekleyenler var. Bügün olmasa da... Tamam. | Open Subtitles | هناك من ينتظر ذلك لدي الكثير من الرجال الذين كانوا ينتظرون في الخارج، لكن ليس اليوم |
Benim farkli bir teorim var Paul, çünkü ne zaman seninle alâkali bir konuya dokunsak ödün kopuyor. | Open Subtitles | ,على الرغم من ذلك لدي نظرة مختلفة لأنه بكل مرة نمسّ ,شيئاً له علاقة بك فالخوف ينتابك بشدة |
Bu süre zarfında da FBI, CIA ve İç Güvenlik'ten büro amirleriyle toplantım var. | Open Subtitles | حتى ذلك لدي اجتماعات مع مدير مكتب التحقيقات الفدرالية و المخابرات و الأمن الداخلي |
Ama bu arada, sizi ilgilendirebilecek bir şey var. | Open Subtitles | لكن في غضون ذلك لدي شيء ربما ييحصل على اهتمامكم. |
Aslında söz açılmışken, yeni haberlerim var. | Open Subtitles | نعم. بالحقيقة بما انك ذكرتي ذلك لدي اخبار جديدة |
Ama benim, müşterilerim daha anahtarlarımı almadan, akvaryumu mahveden 90 kiloluk bir yemek canavarım var. | Open Subtitles | عوضا عن ذلك لدي آلة أكل بوزن 100 كيلو يقوم بتنظيف خزاني حتى قبل أن يحصل ضيوفي على مفاتيحهم اللعينة |