Bu ışık taneciği büyümüş ve sihirli, altından bir çiçeğe dönüşmüş. | Open Subtitles | ومن تلك القطرة الصغيرة المنبثقة من الشمس نمت زهرة ذهبية سحرية |
Eğer insanların benimle ilgili okuyacakları en kötü şeyler bunlarsa ben altından yaratılmışım. | Open Subtitles | حسناً ، إذا كان هذا أسوأ شئ سيقرأه الناس إذن فأنا إمرأة ذهبية |
Benim kastettiğim bir köpek, kedi, Japon balığı, ufak gövdeli bir domuzdu. | Open Subtitles | لقد قصدت كلباً أو هرة أو سمكة ذهبية أو خنزيراً صغيراً |
Teknoloji oyuncakları ve pornoyla alakası olmayan altın bir kol saati satın almış. | Open Subtitles | حسنا ، ألعاب ذات تقنية عالية و إباحية وفجأة اشترى ساعة يدوية ذهبية |
Olimpiyat altını kazanarak Rewari'ye şöhreti Sultan Ali Khan getirdi. | Open Subtitles | سلطان علي خان حقق الشهرة ل ريواري بفوزه بميدالية أولمبية ذهبية |
Ama eğer bana bir altın madalyon verseydin boynumu boyamış boyamamış, umurumda olmazdı. | Open Subtitles | و لكني لن أمانع إذا منحتني قلادة ذهبية حتى إذا جعلت عنقي أخضرا |
altın rengi üstlü olan kız kokain bağımlısı göbeğinden bile çekmene izin verir. | Open Subtitles | الفتاة التي ترتدي سترة ذهبية ، إنها مدمنة ستجعلك تتنفس المحدرات من بطنها |
Huzurla yattığı yer Belgrad'da Nikola Tesla Müzesi'nde küllerini barındıran altından bir küre. | TED | و مثواه الأخير هي جرة ذهبية تحفظ رماده في متحف نيكولا تيسلا في بلغراد. |
Ama bülbül gibi şarkı söyler. altından bir gırtlağa sahip. | Open Subtitles | و لكنها تستطيع التغريد كالطيور إنها تمتلك حنجرة ذهبية |
Shah Rukh Khan gibi altından ayçiçeği tarlalarında duracağım. | Open Subtitles | ساقف مثل شاه روخ خان في حقول عباد شمس ذهبية |
Japon balıkları uzun süre karanlıkta kalırsa renkleri solmaya başlar. | Open Subtitles | سمكة ذهبية بقيت في الظلام لفترة زمنية ممتة يبدأ لونها بالضمور |
- Japon balığını bir günden fazla yaşatamıyorlar sardunyalara nasıl bakacaklar? | Open Subtitles | .. لا يمكنهم الحفاظ على حياة سمكة ذهبية لأكثر من يوم .. فما الذي يجعلكِ تعتقدين أنهم سيعتنون بالنباتات بشكل أفضل؟ |
Bak Japon balıklarını ben tanırım di mi? | Open Subtitles | انظر يادون لدي لقمة عيش لأحافظ عليها ، أليس كذلك عندى أفواه لاطعمها وسمكة ذهبية |
Bir sürü dedektiflik yapıyorum altın bir nişanı olmayan birine göre. | Open Subtitles | أقوم بالكثير من عمل التحقيق بالنسبة لشخص لا يحمل شارةً ذهبية |
Ve bu yüzden ona dünyanın her yerindeki yeğenlerine emirlerini eposta yoluyla iletebilmesi için altın bir daktilo yaptım. | TED | وبالتالي صنعت له آلة كاتبة ذهبية من خلالها يمكنه أن يوزع أوامره على أبناء وبنات اخوانه حول العالم كرسالة إلكترونية. |
Anka Kuşu'nun arkasında, artalan çoğunlukla beyaz ve sonrasında ise çevresinde azımsanmayacak altın bir kenar var. | TED | خلف طائر العنقاء، الخلفية بيضاء تقريباً و هي تحتوي على حدود ذهبية أساسية تحيط به. |
Olimpiyat altını kazandıktan sonra başarı aklını başından almışa benziyor. | Open Subtitles | يبدو أن الفوز بميدالية ذهبية أولمبية أعمي بصره |
Bana bir altın zincir borcun var. En azından parasını borçlusun. | Open Subtitles | انت تدين لي بسلسلة ذهبية او على الاقل بثمن سلسلة ذهبية |
Özelikle altın rengi yaptım erkek-kız fark etmez diye. | Open Subtitles | أتمنى إلا تمانعين أنها ذهبية لأنها طبيعية |
Scotty'e bir süs balığı aldık aynı şehirden kaçırdığım zenciler gibi simsiyah. | Open Subtitles | ابتعنا لسكوتي سمكة ذهبية وانها سوداء مثل هولاء الجيران الذين قابلتهم فى المدينة |
Sırf Gold kartı olmadığı için ufacık çocuğu ölüme terk etmezler. | Open Subtitles | لن يقوموا بطرد طفل مريض إلى الشارع لأنّه لايملك بطاقة ذهبية |
Evde gümüş ve beyaz renkte güller, ve kırmızı zambaklar vardı. | Open Subtitles | كان هناك ورود ذهبية بيضاء والزنابق الحمراء في كل أنحاء المنزل |
Küçük sarı püskül sarkar. Restorandan mezun mu oluyorum? | Open Subtitles | آنية ذهبية على المائدة، هل سأتخرّج من المطعم؟ |
Kaçan balık büyük olur özellikle de benim gibi bir balık olursa. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تحصلي على قضمتين من التفاحة, خاصتا عندما تكون ذهبية ولذيذة. |
El yapımı altınlar Tunç Devri'ne dayanıyor, altın çizgisi Londra'nın doğusuna kadar genişlemiş durumda. | Open Subtitles | مصنوعات يدوية ذهبية تعود ..إلى العصرالبرونزي،وجدت . حينما كانوا يمدّدون خطّ اليوبيل إلى الطرف الشرقي. |