Sanırım Red onda bir şey gördü... diğer oğullarında görmediği bir şey- bir ateş. | Open Subtitles | أعتقد أن (ريد) رأى شيء فيه لم يره في أبنائه الآخرين الانفعال |
Bende bir şey gördü, beni seçti. | Open Subtitles | لقد رأى شيء بي لقد اختارني |
Çünkü imkânsız bir şey gördü ve soruları var. | Open Subtitles | -لأنه رأى شيء مستحيل ، |
Şu Amelia denen kızın komşuları bir şey görmüş olabilir. | Open Subtitles | ربما شخص ما في حي هذه البنت، أميليا رأى شيء ما |
Birileri bir şey görmüş veya duymuş olabilir. | Open Subtitles | لا بد أن يكون هناك شخص قد سمع أو رأى شيء |
Belki bunu çizen ressam bir mesaj veriyordur ya da bir şey görmüştür. | Open Subtitles | ربما الفنان الذي وضعه لديه ما يقوله أو رأى شيء ما |
Afganistan'da böyle bir şey görmüş olabilirsin diye düşündüm.. Afganistan'da buna benzer bir şey görmüştüm. | Open Subtitles | توقعت أنه ربما رأى شيء مثل هذا في أفغانستان لقد رأيت شيئًا كهذا في أفغانستان |
Bir şey görmüş mü, görmemiş mi? | Open Subtitles | هذا لا بأس به هل رأى شيء أو لا؟ |
Garip bir şey görmüş. | Open Subtitles | رأى شيء غريب |
Belki birileri bir şey görmüştür. | Open Subtitles | ربّما شخص ما رأى شيء |