| Arabayla geldiğinizi gördük, ama yanınızda deri yüzecek kimse görmedik. | Open Subtitles | رأيناك قادماً بعربتك ولا يوجد معك أيٌ من سالخي الجلود |
| Bekle, kovulmuş olamazsın, seni TV de gördük. | Open Subtitles | إنتظر ، لا يُمكن أن تكون مُفلس ، رأيناك على شاشة التلفزيون |
| Ama biz inanmıyoruz. Ne kadar mutlu olduğunu gördük. | Open Subtitles | حبيبتي نحن لا ننكر ، حبيبتي رأيناك عندما كسرت المحبة |
| Bu inanılmaz. Seni hastanede gördüğümüzde oldukça şey gibi görünüyordun--- | Open Subtitles | إنه شيء عجيب عندما رأيناك بالمستشفى بدوت وكأنك هاديء تماما |
| Biz de seni babamla birlikte gördüğümüzden eminiz... ve onu öldürdüğünden şüpheleniyoruz. | Open Subtitles | ونحن أيضا رأيناك تذهب مع أبينا وأنا أيضا لدى شك أنك قتلت أبينا |
| Sizi, dün gece, tesadüfen Danny McGuire'ın Yeri'nde gördük. - Çok güzel dans ediyorsunuz. | Open Subtitles | لقد رأيناك صدفة في محل داني ماجوير ليلة أمس |
| Seni CNN'de o topu ateşlerken gördük. | Open Subtitles | رأيناك على السي إن إن إطلاق نار ذلك شيء المدفع. |
| Bekle anlamıyorum. İkimizde seni gördük. | Open Subtitles | أنتظر أنا لا أفهم كلانا رأيناك لقد أعلنوا وفاتك |
| Az önce televizyonda jete binerken gördük seni. | Open Subtitles | لقد رأيناك لتونا على التلفاز تستقلين الطائر |
| Hızlıca yürüdüğünüzü gördük de peşinizde bir domuz falan mı var dedik. | Open Subtitles | رأيناك تركض بشده ـ ـ ـ أعتقدنا بأن خنزير بري يلاحقك |
| "Jie, seni televizyondan gördük ve gerçekten üzgünüz. | Open Subtitles | ' جي، رأيناك على التلفزيون ونحن آسفين جدا. |
| Sizi ve patronunuz Mick Andreas'ı, rakipleriniz ile piyasa fiyatlarını belirlerken gördük. | Open Subtitles | لقد رأيناك أنت ورئيسك ميك اندرياس تتآمران مع منافسيكما لتثبيت الأسعار |
| - Aynen. Şerifin odaları araştırdığını öğrendiğinde aramızdan sıvıştığını gördük. | Open Subtitles | رأيناك تنسل حين سمعتَ بقيام العمدة بتفتيش الغرف |
| Yalnız başına oturduğunu gördük ve yardımcı olabileceğimizi düşündük. | Open Subtitles | رأيناك تجلس وحيدًا وإعتقدنا أنه بإمكاننا مساعدتك |
| Hayır, çay. Bildiğin çay. Poşeti yırtıp boşalttığını gördük. | Open Subtitles | لا, إنه شاي, مثل الشاي العادي لقد رأيناك للتو تفرغ الأكياس |
| Bozuk makinenin tonerini değiştirirken gördük seni kamerada! | Open Subtitles | لقد رأيناك على الكاميرا، تُغيّر الحبر في آلة التصوير المُعطّلة. |
| İki ölü adamın kafatasına bıçağı nasıl geçirdiğini gördük. Bütün bunlar da neydi? | Open Subtitles | رأيناك تطعن رجلين ميتين في رأسيهما، عما كان هذا بحق الجحيم ؟ |
| Havuzdaki güvenlik kasetinde Georgette'yi iterken seni gördüğümüzde düşündüğümüz şey buydu. | Open Subtitles | أجل هذا ما توقعنا حين رأيناك تدفعينها للحوض في التصوير الأمني |
| Sizi en son gördüğümüzden beri bir sürü şey oldu Peder. | Open Subtitles | الكثير من الأشياء حدثت . منذ أخر مره رأيناك فيها |
| Alfred'le senin pencerede uçma denemeni izledik. | Open Subtitles | أنا و ألفريد رأيناك تحاول الطيران من النافذة |
| Sizi karakolda görmeyeli birkaç gün oldu. | Open Subtitles | لقد مضى يومان منذ ان رأيناك في القسم |
| Seni son gördüğümüz zaman birlikte olmamızın çok tehlikeli olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | آخر مرة رأيناك , قلت أنه من الخطر أن نكون معاً |
| Eğer sizi bir daha bu binanın yakınında görürsek polisi ararız. | Open Subtitles | إذا رأيناك مرة أخرى في محيط هذا البناء، سوف نتصل بالشرطة |