| Bana harcadıkları her an, savunmasız yetişkin insanları dolandıramadıkları zaman demek, değil mi? | TED | وأعتقد أن كل وقت يقضونه معي هو الوقت الذي لا يقضونه في الاحتيال على راشدين ضعفاء يضيعون مدخراتهم، أليس كذلك؟ |
| Bu adolesanlar henüz yetişkin olmayabilir ancak yetişkin dünyasında yaşamakta. | TED | أولئك المراهقين من الممكن ألّا يكونوا راشدين حتى الآن، لكنهم يعيشون في عالم الكبار. |
| Şaka bir yana... demek istediğim şuydu... birbirimizi bu kadar sevdiğimize göre... ve artık kendimizi yetişkin olarak görmemiz gerektiği için... | Open Subtitles | حسناً، بجدية، ما عنيته أنه بما أن كل واحد منا يعتني بالآخر جيداً، علينا أن نعتبر أنفسنا راشدين الآن، |
| Evet, er yada geç, hepimiz sorumluluk sahibi yetişkinler olmalıyız. | Open Subtitles | نعم، عاجلاً أو آجلاً يجب أن نصبح جميعاً راشدين مسئولين |
| Birkaç hafta içinde sorumluluk sahibi yetişkinler olacaksınız. | Open Subtitles | سوف تصبحون راشدين فى غضون أسابيع ، بكل مسؤولياتكم |
| Birlikte çalışıyoruz. yetişkiniz, değil mi? | Open Subtitles | حيث أننا نعمل معاً, ونحن راشدين, أليس كذلك؟ |
| İkimiz de düzgün kararlar verecek kadar akıllı ve olgun insanlarız. | Open Subtitles | كلانا أذكياء، وأشخاص راشدين وقادرين على اتخاذ القرارات الصائبة |
| Bak, iki yetişkin gibi konuşalım, olur mu? | Open Subtitles | اسمع لنتصرف كأشخاص راشدين حيال هذ الموضوع |
| Şey bu onayladığım bir şey değil ama onlar birer yetişkin. | Open Subtitles | معاً , حسناً , ليس أنني غير موافق لكنهما راشدين |
| Pekala, bunu yetişkin kişiler olarak konuşamazmıyız? | Open Subtitles | حسناً, أيمكننا أن نكون راشدين ونخوض في هذا؟ |
| İki yetişkin oğlum var. Serbest bırakmak nedir bilirim. | Open Subtitles | لدي ولدين راشدين وأعرف معنى تركهم يرحلون |
| En güçlü düşmanlarının ise Tanrı hanedanları, yani yetişkin ve hâlâ Kronos'un midesinde hapis durumda olan öz kardeşleri olduğunun farkındadır. | Open Subtitles | يعلم أن قوته تكمن في أخوته الخمسة لقد أصبحوا راشدين الآن و لكنهم لا يزالون محبوسين في جوف أبيهم |
| Ama seni bir arkadaş olarak oldukça seviyorum ve ikimizin de birer yetişkin olarak arkadaş kalabileceğimiz bir yol olduğunu umuyorum. | Open Subtitles | لكنك تعجبني كثيرًا كرجل. وآمل فقط أن هنالك مجال لئن نكون راشدين ونصبح ربما أصدقاء. |
| Evlenip kendi yuvalarını kurmak üzere olan yetişkin insanlarız. | Open Subtitles | نحنُ راشدين وعلى وشك الزواج وسف نبدأ حياتنا بعدها |
| Er yada geç, zamanı geldiğinde hepimiz sorumluluk sahibi yetişkinler olmalıyız. | Open Subtitles | عاجلاً أو آجلاً يأتي الوقت الذي يجب أن نكون فيه راشدين مسئولين |
| Sonra bu konuyu yetişkinler gibi konuşacağız. | Open Subtitles | ثمّ، سنناقش هذا الأمر برمّته كأناس راشدين |
| Tüm akşamı yetişkinler gibi geçirmeye çalıştık ama sıkıcıydı yani. | Open Subtitles | أعني، لقد أمضينا الليلة بأكملها محاولين أن نكون راشدين وكان الأمر مُملًا بعض الشيء |
| Şöyle ki ikimizde yetişkiniz bunu ayrı tutabiliriz. | Open Subtitles | حسناً كلانا راشدين ويمكننا أن نمنعهما عن التلاصق |
| Ama eğer farkındaysan biz şu an karşılıklı konuşan iki yetişkiniz. | Open Subtitles | لاكن إن لم تلاحظ , نحن الآن راشدين |
| Biz yetişkiniz. | Open Subtitles | نحن راشدين لا تنصدما هكذا. |
| İşimiz gereği başka insanlarla olmamız gerektiğinde bile ilişkimizde hep olgun davrandık. | Open Subtitles | كنا دائماً راشدين بشأن علاقتنا حتى عندما كان يتطلب العمل أن نكون بصحبة ناس أخرين |
| Tiyatrosuna bağlı olarak bir amatör gecesi, düzenliyor. | Open Subtitles | ليلة راشدين الليلة ينظمها , مرتبطة بالمسرح |
| Güvenli ve iki yetişkinin isteğiyle olduğu sürece kimseyi ilgilendirmez. | Open Subtitles | طالما أن الأمر يتم بأمان وبين شخصين راشدين متراضيين فلا أحد يهتم |