Hmm, Belki bir J. Crew* katalogu için poz da veririz. | Open Subtitles | ام , ربما يمكن ان ندرج في كتالوج جي كرو ايضا |
Siz bu uzlaşma masalarındayken pek kadın yoktu, belki siz tek bir ses, Belki bir iki daha. | TED | وعلى اعتبارك من من يجلسون على طاولات الحوار حيث لا يوجد .. او ربما يمكن القول يوجد صوت واحد او اثنين فحسب للنساء |
- Belki Fielding'e adliyenin çalışıp çalışmadığına bakmak için birini gönderebiliriz. | Open Subtitles | ربما يمكن ان نرسل شخصا ما لكي يري اذا كان مازل دار القضاء يعمل |
- Belki de bu bir ilişki olabilir, olamaz mı? | Open Subtitles | ربما يمكن ان تكون هذه علاقة ، ربما ؟ لا |
Biraz heyecanlı. Belki sen biraz yardım edersin. | Open Subtitles | عصبية بعض الشيىء ربما يمكن ان تعطينا واحد اثنان ثلاثة للحظ |
Şimdi, kıçını kaldır ve bu gece Western Union'a git bana 75 bin gönder, o zaman belki öpüşüp barışabiliriz. | Open Subtitles | و الأن اذهب إلى وسترن يونيون الليلة و قم بنقل الـ 75 ألفاً و ربما يمكن للقبلات أن تصحح الأمور |
Belki ben Zander ve Bill Gates bir araya gelebilir ve AIDS üzerine bir opera yapabilirler. | TED | ربما يمكن أن بن زاندر وبيل غيتس ينسجمان معا. لتقديم أوبرا حول الإيدز. |
Eğer o hala buradaysa, başka bir saldırı planlıyor olabilir. | Open Subtitles | اذا مازال هنا , ربما يمكن ان يخطط لهجوم اخر |
Ona, yaşadığı dünyadan bahsetmesine izin verilmediğini bildiğimi söyle ama Belki bir kaç soru sorabilirim ve o da doğru mu yanlış mı olduğunu söyleyebilir. | Open Subtitles | أخبريها إنى أعرف إنها غير مسموح لها بالتحدث عن عالمها لكن ربما يمكن أن أطرح بعض الأسئلة وهى بدورها ستقول إن كانت صحيحة أم خاطئة |
Gidecek yeri yok. Belki bir iki günlüğüne burada kalabilir. | Open Subtitles | هو ليس له مكان يبقى به ربما يمكن له ان يأتي هنا |
Peki ya sana onu biz verirsek? Belki bir anlaşma yapabiliriz. | Open Subtitles | ماذا لو أعطأنك إياها أنت تعلمي ربما يمكن أن نعمل بها صفقة. |
Belki bir gezi odunluğa-- | Open Subtitles | ربما يمكن لرحلة إلى مخزن الحطب أبي، هل... |
Evet. "Hey, bir şeyler hissediyorum. Belki senin de hissediyorsundur." - "Belki bir şeyler yaparız" de. | Open Subtitles | نعم ، ربما تقول أنت "لقد حصلت على شىء" ربما يمكن أن نأخذ نحن شيئاً |
- Belki normale dönebilirler. | Open Subtitles | ربما يمكن ينصرون. لا، فإنها لا تستطيع. |
- Belki anlaşmaya varabiliriz. | Open Subtitles | ربما يمكن أن نصل إلى نوع من التفاهم. |
- Belki bir gün toplaşırız. | Open Subtitles | ربما يمكن ان تجتمعوا معا يوما ما؟ |
Belki sen bana nedenini söylersin, bu çok büyük ve derin bir hikaye sen de biliyorsun.Hepsi de birbirine bağlı | Open Subtitles | ربما يمكن أن تشرح لى لماذا ، متى؟ لماذا قامت ميديا كورب بخفض صلاحياتك؟ لأن هذا كبير وله اتصالات كثيرة بقدر مايكون |
Belki sen ona parmaklarınla ulaşabilirsin. | Open Subtitles | ربما يمكن أن تصل إليها بأصابعك. |
Kendi alfabemi İsveççe söyleyemiyorum. Belki sen bana İngilizce söylemeyi öğretirsin. | Open Subtitles | -لا استطيع ان اقول (اي بي سي) في السويد ربما يمكن أن تعلمني باللغة الإنجليزية. |
Şimdi, kıçını kaldır ve bu gece Western Union'a git bana 75 bin gönder, o zaman belki öpüşüp barışabiliriz. | Open Subtitles | و الأن اذهب إلى وسترن يونيون الليلة و قم بنقل الـ 75 ألفاً و ربما يمكن للقبلات أن تصحح الأمور |
Eğer suçsuz olduğun ispatlanabilse, o zaman belki beraber bir şeyler yapabilirdik. | Open Subtitles | لو انك بررت اعمالك, وقتها ربما يمكن ان نتوصل الى حل |
Belki ben yine senin menajerin olurum... sen de eskisi gibi o kulüpte striptiz yaparsın. | Open Subtitles | ربما يمكن أن أعود لأن أكون مديرك وأنت تعري في ذلك النادي ثانية مثلما كنت |
Ve ayrıca, düşündüm de, kayalara yerleştirilmiş sentetik polimerler, plastikler de olabilir. | TED | لذا فكرت .. انه ربما يمكن ان يكون هناك بوليميرات متحللة .. مثل البلاستيك .. في الصخور .. |