astım hastası olup her gün etrafı hamam böcekleriyle sarılı bir şekilde uyanan kızların anneleri bize geliyordu. | TED | كان لدينا امهات كن يأتين, ابنتي لديها ربو, تستيقظ كل صباح مغطاة بالصراصير, |
Advil aldım. 15 dakika sonra, bütün gücüyle saldırmış bir astım kriziyle acile doğru gidiyordum. | TED | لقد تعاطيت دواء الأدفيل. و بعد 15 دقيقة، كنت في طريقي نحو غرفة الطوارئ و أصبت بنوبة ربو حادّة. |
Kız kardeşim Toby, 1 yıl boyunca hafif bir astım hastalığı geçirmişti de. | Open Subtitles | تبدو وكأنها تنفس حالة ربو اختى توبى كانت تعانى من حالة معتدلة من الربو منذ عام |
Bekle, Ustanın astımı vardı. Ve aşçı bunu tedavi etmek için kullandı onu. | Open Subtitles | انتظر , المعلم كان عنده ربو و الطاهي كان يستخدم هذا في معالجته |
Bir dakika,Ustanın astımı vardı. Ve aşçı onu tedavi ederdi. | Open Subtitles | انتظر , المعلم كان عنده ربو و الطاهي كان يستخدم هذا في معالجته |
Bu bir yalan, koca bir yalan, benim Astımım var. | Open Subtitles | هو كُلّة كذب, كذب كبير جداً أنا عِنْدي ربو. |
Ya yine Astımın tutarsa? | Open Subtitles | ماذا لو أصابتك نوبة ربو مجدداً؟ |
Son kış ziyaretimizden beri astım krizi hiç olmadı ve doktor durumundan gayet memnun. | Open Subtitles | منذ زيارتكم لنا الشتاء الماضي لَمْ تحدث لها نوبة ربو والطبيب مسرور جداً لذلك |
Film izlerken astım krizi tutmuş. | Open Subtitles | على مايبدو أنه تعرض لنوبة ربو بينما كان يشاهد فيلم |
astım nöbeti tutar diye endişelenmiştin. | Open Subtitles | انت قلقت عليها ، لأنها قد تتعرض لنوبة ربو اتتذكرين ؟ |
Küçük bir astım nöbeti. | Open Subtitles | أعاني قليلاً من نوبة ربو ذلك كُلّ ما في الأمر, دعنا نَذْهبُ |
Dallar tıkanınca da astım krizi geçiriyorsun. | Open Subtitles | وعندما تُغلق هذه الفروع تصابين بأزمة ربو |
astım nöbeti geçiriyorsun, rahibe. Rahatlamaya çalış. | Open Subtitles | أيتها الراهبة، لديكِ أزمة ربو أريدك أن تسترخي |
Danny'nin astım krizi tutmuş, Jack hastaneye götürmüş. | Open Subtitles | دانى تعرض لنوبة ربو وجاك نقله الى المستشفى |
astım... arada sırada çıkar ama yinede beni pek oynatmazlar. | Open Subtitles | لدي ربو من الصعب اللعب معه ولكن ما زالوا يجعلوني ألعب معظم الوقت |
astım krizinin panik atağı durdurduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | ولكن إعتقادك أن لديك أزمة ربو جعل نوبة الفزع تنتهي |
Bir dakika,Ustanın astımı vardı. Ve aşçı onu tedavi ederdi. | Open Subtitles | انتظر, المعلم كان عنده ربو و الطاهي كان يستخدم هذا في معالجته |
Evet,nefes alıyor ama astımı var. | Open Subtitles | نعم ، إنها تتنفس الآن ولكنها تعاني من نوبة ربو |
Küçük kızımın kronik astımı var. | Open Subtitles | ابتي الصغرى عندها أزمة ربو حادة |
Çin'de büyüdüm ve berbat durumdaki Astımım yüzünden çocukluk hatıralarım neredeyse haftada bir olmak üzere apar topar hastaneye koşturmak üzerine. | TED | نشأت في الصين، وكانت أولى ذكرياتي عندما كانوا يسرعون بي إلى المستشفى بسبب أزمة ربو سيئة حيث كنت أُنقل كل أسبوع تقريبًا. |
Astımın olmasını hiç umursamıyorsun. | Open Subtitles | لا عجب بأنك عندكي ربو |
Astımınız var mı? | Open Subtitles | ألديك "ربو"؟ |