| Sadece bir iş adamı. Ve arada sırada kullanışlı olabiliyor. | Open Subtitles | إنه رجل أعمال ,ذلك كل شئ ونوعا ما مفيد لنا |
| Hiçbir iş adamı hesap defterlerini açmak istemez, özellikle de 43 trilyonu varsa. | Open Subtitles | الآن، لايوجد رجل أعمال يريد فتح كتبه خاصة ؤجل ب 43 مليار دولار. |
| 50 yaşında bir iş adamı artık iş yerinde iş arkadaşları yokmuş gibi hissettiğinden yakındı. | TED | رجل أعمال في الخمسين من عمره اشتكى لي أنه يحس أنه لم يعد لديه زملاء في العمل. |
| Ben bir iş adamıyım, ortak çıkarlara dayanarak kar elde etmeye inanırım. | Open Subtitles | حسنًا سيدي أنا رجل أعمال خاص يؤمن بتحديد والإستفادة من المصالح المشتركة |
| Ben New York'tan orta sınıf bir iş adamıyım. | Open Subtitles | بينما أنا مجرد رجل أعمال في منتصف العمر قادم من نيويورك |
| Üç hafta önce Amerikalı bir işadamı otel odasında ölü bulunmuş. | Open Subtitles | قبل ثلاثة أسابيع رجل أعمال أمريكي وجد ميت داخل غرفة فندقه. |
| Ben bir işadamıyım. Seninle anlaşabiliriz. | Open Subtitles | أنا رجل أعمال وأظن انه يمكننا مناقشة صفقة صغيرة |
| Ama 80lerin sonlarına doğru girişimci bir iş adamı geldi ki o Ron Norick adlı vali oldu. | TED | لكن مع نهاية الثمانينات جاء رجل أعمال مغامر الذي أصبح العمدة، اسمه رون نوريك. |
| Bu genç adam bir politikacı değildi, bir iş adamı değildi, bir insan hakları savunucusu veya dini bir lider değildi. | TED | لم يكن هذا الشاب سياسيًا لم يكن رجل أعمال أو ناشطًا للحقوق المدنية أو قائد لمعتقد ديني. |
| Artık öyle değil. Zengin olmak istiyorsan, iş adamı olursun. | TED | تعرفون، ليس بعد الآن. إن أردت أن تصبح غنيا، كن رجل أعمال. |
| Bir iş adamı için çok şiirselsin. | Open Subtitles | تبدو شاعرياً بشكل غير عادى على أن تكون رجل أعمال |
| Saygın bir iş adamı ve şehrin önde gelenlerinden. Belediye başkanı, onu Kraliçeyi Karşılama Komitesinin başına getirdi. | Open Subtitles | رجل أعمال محترم وزعيم مدنى كان سيترأس لجنة إستقبال الملكة |
| Kodaman bir iş adamı. Onu televizyonda haberlerde gördüm. | Open Subtitles | رجل أعمال كبير رأيته بنشرات الأخبار في التلفزيون |
| Bildiğin gibi ben bir iş adamıyım. | Open Subtitles | أنا رجل أعمال كما تعلم، ولديّ عرضٌ عمليّ لكَ. |
| Ben kanunlara saygılı bir iş adamıyım. Benim balıkçı teknelerim var. | Open Subtitles | أنا رجل أعمال شرعي عندي قوارب صيد سمك تونا ، أنا صياد سمك |
| Ben kanunlara saygılı bir iş adamıyım. Benim balıkçı teknelerim var. | Open Subtitles | أنا رجل أعمال شرعي عندي قوارب صيد سمك تونا ، أنا صياد سمك |
| Ben de işadamı karısı olmak istiyorum... ne güzel olurdu. | Open Subtitles | آمل لو تزوجت رجل أعمال عندها سأحصل على أغراض جميلة |
| Bir işadamı. Aslında mücahit olmayan ama mücahit rolüne uygun biri. | Open Subtitles | رجل أعمال يناسبه دور جهادي دون أن يكون جهادياً في الواقع. |
| Bir çeşit işadamı ve diğer adamlar da onun müşterileri. | Open Subtitles | ، إنه رجل أعمال نوعاً ما والرجال الآخرون هم عُملائه |
| Fazla soru sormadım. Bende bir işadamıyım. | Open Subtitles | لم أسأل الكثير من الأسئلة أنا رجل أعمال أيضاً |
| Ananth, süreçlerin yeniden yapılandırılması üzerinde çalışan çok başarılı bir iş adamıydı. | TED | كان أنانيث رجل أعمال فائق النجاح عمل على إعادة هيكلة إدارة الأعمال. |
| Herhangi bir iş adamının alabileceği kadar risk aldığımı düşünüyorum. | Open Subtitles | إنّني أعتبر نفـــــــسي مُنفتح على المخاطرة كأي رجل أعمال آخر. |
| Anladığım kadarıyla bayağı büyük bir iş adamısın. Bu doğru mu, Jim? | Open Subtitles | أنا أتفهم بأن رجل أعمال مهم جدا هل هذا صحيح، يا جيم؟ |
| Moha iyi biridir fakat sert bir iş adamıdır. | Open Subtitles | موها شخص عادل .. لكنه رجل أعمال صارم |
| Bu, 7 yıl önce olağanüstü girişimci Patrick Henfrey ve onun üç iş arkadaşı tarafından Kenya'da kurulan bir şirket. | TED | وهي شركة تأسست في كينيا قبل حوالي سبع سنوات بواسطة رجل أعمال مذهل يسمى باتريك هينفري وثلاثة من زملائه. |