| - uzun bir yolculuk ve küçük bir zaferdi, Majesteleri. | Open Subtitles | ؟ لقد كانت رحلة طويلة ياصاحب الفخامة, وآلت ببعض النتائج |
| Belki de engebeli bir yolda uzun bir yolculuk yapmalıyız. | Open Subtitles | أقصد ربما يمكننا أن نأخذ رحلة طويلة على طريق وعر |
| Lütfen, uzun yoldan geldim ve uyumak istiyorum. | Open Subtitles | أرجوكم، كانت رحلة طويلة وأريد قسطاً من النوم. |
| Bakın beyler, Yolumuz uzun. | Open Subtitles | ..أمامنا رحلة طويلة أيها السيدان , سوف توقفوا |
| Adım Shapeley. Tanışalım, ne de olsa Yol uzun. İnsan sıkılır. | Open Subtitles | اسمى هو شابيلى - ممكن نتعرف , انها رحلة طويلة |
| Bir mesaj için oldukça uzun bir yol, değil mi? | Open Subtitles | انها رحلة طويلة من أجل توصيل رسالة، ألا تظن ذلك؟ |
| Malavi'de hamile bir kadın ya evde doğum yapıyor ya da en yakındaki kliniğe uzun bir yolculuk yapması gerekiyor. | TED | امرأة حامل في ملاوي إما أن تلد في المنزل، أو أنه يجب السير رحلة طويلة حقا إلى أقرب عيادة. |
| uzun bir yolculuk yaptık ve biraz yorgun. | Open Subtitles | كُنا في رحلة طويلة ، إنهُ فقط مُتعب قليلاً |
| Bundan 30 yıl önce uzun bir yolculuk sonrası yorgun düşmüş yaşlı bir adam Uğultulu Tepeler'e geri döndüğünde başlayan bir hikaye. | Open Subtitles | بدأت القصة منذ ثلاثون عاما عندما عاد رجل عجوز إلي مرتفعات وذيرينج مرهق بعد رحلة طويلة |
| Ayrıca uzun bir yolculuk olacak ve yalnızlaşabilirim. | Open Subtitles | بالإضافة إلى إنها رحلة طويلة و ربما أكون وحيداً |
| Evet General, New Liberty'den uzun bir yolculuk oldu. | Open Subtitles | حسنا، جنرال، لقد كانت رحلة طويلة من عصر الحرية |
| Geldiğiniz için teşekkürler. Anladığım kadarıyla uzun yoldan geldiniz. | Open Subtitles | أود أن أشكرك على مجيئك أنا اتفهم انها رحلة طويلة لك |
| Lütfen uzun yoldan geldiniz içeriye geçelim. | Open Subtitles | من فضلك لقد أتيت من رحلة طويلة لنذهب للداخل |
| Belli birbirlerine çok benziyorlar! Çok uzun yoldan geldiler. | Open Subtitles | يالها من رحلة طويلة قدموا لها بعض الخمر |
| Bana teşekkür edeceksin. Yolumuz uzun ve Kunduz açken huysuz olur. | Open Subtitles | اشكروني لاحقاً انها رحلة طويلة وهذا القندس يجوع سريعاً |
| Yolumuz uzun olacak dedim ama dinlemedin. | Open Subtitles | لقد قلت بانها ستكون رحلة طويلة ولكنك لا تسمع ابداً |
| Yol uzun ve o da artık bir yavru sayılmaz. | Open Subtitles | إنها رحلة طويلة وهو لم يعد صغيراً. |
| Çocuklar Yol uzun sürecek. | Open Subtitles | أولاد... ... ستكون رحلة طويلة. |
| İşimizin ilk kuralı, önümüzde çok uzun bir yol var. | Open Subtitles | أول أمر في هذا العمل أن لدينا رحلة طويلة بأنتظارنا. |
| Uzun yol öncesi çişe gitmek alışkanlığımdır. | Open Subtitles | أحب أن أفرغ مثانتي دائماً قبل رحلة طويلة |
| - Calais'ye üç gün var. Yolculuk uzun. | Open Subtitles | كاليس منذ 3 ايام بعيدا ,انها رحلة طويلة. |
| Uzun bir uçuş oldu. Uçuş sersemliği yaşıyorum. | Open Subtitles | لقد كانت رحلة طويلة أشعر بقليل من الدوران |
| Baharda, Erland Amca beni uzun bir yolculuğa çıkardı. | Open Subtitles | وعندما حلّ الربيع، أخذني العم ايرلاند في رحلة طويلة |
| Onu görmek için ölüyoruz ve Uzun bir yolculuktan geldik. Elbette. | Open Subtitles | لقد كنا نتطلع شوقًا لرؤيتها ، فلقد كانت رحلة طويلة |