"رفضه" - Traduction Arabe en Turc

    • reddedildi
        
    • kabul
        
    • reddedemeyeceği
        
    • reddedemeyeceğin
        
    • reddetmesi
        
    • reddetti
        
    • reddedemeyecekleri
        
    • reddettiği
        
    • reddedilmiş
        
    • reddetmiş
        
    • reddedemeyeceğim
        
    • red
        
    • reddedilmişti
        
    • çeviremeyeceği
        
    • reddedemeyecek
        
    Tamamı beyaz olan jüriye itirazım reddedildi. Open Subtitles الاعتراض على لجنة المحلفين كلها من البيض، تم رفضه.
    Ya reddedildi ya da onu elde edemeyeceğini düşünüyor ve o kadına ve birlikte olduğu herkese öfke duyuyor. Open Subtitles هو اما تم رفضه او يعتقد انه لا يمكنه الحصول عليها لذا هو يشعر بالغضب تجاه تلك المرأة و الرجل الذى معها
    O ölmek için dönmüştü, yine de ölüm onu kabul etmedi. Open Subtitles لقد عاد من أجل الموت ولكن حتى الموت رفضه
    Kanunun zayıf tarafa bağlandığını görüyorum bu da ona reddedemeyeceği bir teklif sunmaları anlamına gelmeli. Open Subtitles يقولون أن القانون يطبق على الضعيف هذا يعني بالتأكيد، أنهم قدموا له عرضاً لا يمكنه رفضه
    Dikkatini çektiğimize göre, reddedemeyeceğin bir teklif sunacağız. Hadi bakalım... Open Subtitles والآن جذبنا انتباهك, هنا عرضٌ لا يمكنك رفضه
    Öz babasının onu reddetmesi ya da, geçmişindeki top yekûn bir reddediliş tetiklemiş, ve geçmişinin yerini bu fantezi almış olabilir. Open Subtitles وقد تنطوي على رفضه لوالده أو ماضيه بأكمله واستبدله بمخيلته
    Bilim bu hastalıktan kurtulmama yardım eder zannettim ama vücudum tedaviyi reddetti. Open Subtitles ظننت أن العلم سيساعدني في التخلص من هذا المرض ولكن جسمي رفضه
    Kafanın tam arkasına. Ama onlara reddedemeyecekleri bir teklif sundun. Open Subtitles فقدمت لهم عرض لا يمكنهم رفضه متى و قتل الرجل سوف يجنى أموال
    reddedildi. - Atış sırası sende. Open Subtitles أنظر لذلك تم رفضه لا ، ليس لدي شئ لأقوله لك
    Senin için gerçekten yapacak bir şey kalmadı, başvurun reddedildi. Open Subtitles لم يبقى لديّ شيئاً لفعله، فإستئنافك تمّ رفضه
    Tek karşı kanıtı yasal olarak kabul edilmeyen belgeydi. Open Subtitles وإثباتها الوحيد كان المستند الذى تم رفضه
    Eğer bir kadının bir erkeği kabul edip etmemede şüpheleri varsa, onu reddetmesi gerektiği bilinen bir kuraldır. Open Subtitles اعتقد كقاعدة عامة اذا المرأة شكت بقبول رجل او لا فيجب عليها رفضه
    ve güneyde iş yapmaya başlayınca, kadına reddedemeyeceği bir teklifte bulundum. Open Subtitles وعندما تأزم عملها، قدّمتُ لها عرضًا لا تستطيع رفضه
    Yargıcın reddedemeyeceği ya da yüksek bir kefalet bedeliyle bile serbest kalamayacağı bir kanıt. Open Subtitles دليل حتى قاضٍ فاسد أو حتى ناطق بلسان الحكومة رفيع المستوى لا يستطيع رفضه
    Dikkatini çektiğimize göre, reddedemeyeceğin bir teklif sunacağız. Open Subtitles والآن جذبنا انتباهك, هنا عرضٌ لا يمكنك رفضه
    Mahkemeye çıkmamız beklenen tarihten beş gün önce, ona cömert bir teklif yaptık, ama reddetti. Open Subtitles قبل موعد المحاكمة بخمسة أيام... قدمنا له عرضا سخيا ولكنه رفضه
    Persler, Spartalılara reddedemeyecekleri bir şey önermiş gibi. Open Subtitles يبدو أن الفرس عرضوا على أسبرطة شيء لا يُمكن رفضه. وما هذا؟
    Bebek Diego, Buenos Aires'te bir barın önünde bıçaklandı... imza vermeyi reddettiği için. Open Subtitles طعن دييغو الصغير خارج حانة في بوينوس أيرس بعد رفضه إعطاء توقيعه لأحدهم
    Bu müşteri talepte bulunup reddedilmiş mi yoksa sadece meraktan mı soruyor? Open Subtitles هل هذا العميل لديه إدعاء بالفعل تم رفضه أو أنه فقط فضولي؟
    Sigorta şirketi organ nakli isteğini reddetmiş. Buna sebep olan kim bilmek ister misin? Open Subtitles طلبه للزرع تم رفضه من قبل تأمينه أتريد أن تخمن من كان الداعم؟
    Onları asla reddedemeyeceğim bir fiyat sunan bir vahşi savaşçıdan temin ettim. Open Subtitles حصلت عليها من الثائرين الذين عرضوها علي بسعر لم أستطع رفضه
    Billy bu üçüne de cinsiyet değiştirmek için başvurmuş ve red cevabı almışsa hiç şaşırmam. Open Subtitles لن اتعجب اذا ما حاول بيلي التقدم لاجراء جراحه تحويل فى كل هذه الاماكن و تم رفضه
    Bu arada, Wernerlar'ın bebeği... ilk tercihleri olan anaokulu tarafından reddedilmişti, ...böylece bir uzmana danışmaya karar verdiler. Open Subtitles في هذه الأثناء طفل آل وانيرز تم رفضه من أختياره الأول لـ روضة الأطفال
    Tom, geri çeviremeyeceği bir iş teklifi aldı. Open Subtitles توم حصل على عرض عمل لم يستطع رفضه
    Ona bir teklifte bulunacağım. Kesinlikle reddedemeyecek. Open Subtitles أنا سوف أعرض عليه عرضاً لا يستطيع رفضه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus