"رفيعة المستوى" - Traduction Arabe en Turc

    • üst düzey
        
    • prestijli bir
        
    • yüksek profilli
        
    Son 5 yıl içinde üst düzey birkaç soyguna karıştığı sanılıyor. Open Subtitles يشتبه به في عدّة سرقات رفيعة المستوى خلال السنوات الخمس الماضية
    Sonuçta birçok üst düzey hatta bazen televizyonda yayınlanmış duruşmalarda tanıklık ettiniz. Open Subtitles حيث أنّك شهدت في العديد من القضايا رفيعة المستوى المتلفز منها أحيانًا
    Babam sokakları yöneten bir çetenin üst düzey üyelerinden biriydi. TED لقد كان أبي عضو في إحدى العصابات رفيعة المستوى في المنطقة
    Oldukça prestijli bir firma. Ortaklardan etkilenmiştir. Open Subtitles شركة رفيعة المستوى في فيلادلفيا وأنا أعجبت بالشركاء
    Evet, kurbanımızın şehirdeki prestijli bir ticaret okulundan doktorası varmış. Open Subtitles أجل، ضحيتنا حصلت على ماجستير في إدارة الأعمال من أحد أهم المدارس التجارية رفيعة المستوى في البلاد.
    Bu Vegas benim ilk yüksek profilli böyleydi. Open Subtitles لقد كانت اول قضية رفيعة المستوى لى فى فيجاس
    Medya üzerine yüksek lisansım, film ve televizyon sektörlerinde üst düzey iş geçmişim vardı. TED فقد حصلت على درجة الماجستير في الإعلام وتقلدت مجموعة من المناصب رفيعة المستوى في مجال صناعة الأفلام والتلفاز.
    İki yıl önce serbest bırakıldı ama birçok üst düzey suçta baş şüpheli konumunda hâlâ. Open Subtitles بأنه أطلق سراحه منذ سنتين ، ولكنه بقي مشتبهاً به في عددٍ من الجرائم رفيعة المستوى
    Martin Charles'da üst düzey bir göreve gelen Tyler Barrett'e ne dersin peki? Open Subtitles ماذا عن الرجل الذي لديه وظيفة رفيعة المستوى في الشركة؟
    Kurban Adalet Bakanlığı'ndan üst düzey birisi. Open Subtitles ضحيتكم إنها رفيعة المستوى. مدعي عام أمريكي.
    Evet ama FBI neden üst düzey bir cinayet soruşturmasını kasten engelliyor? Open Subtitles أجل،ولكن لم تقوم المباحث الفيدرالية بتأجيل التحقيق فى جريمة قتل رفيعة المستوى عمدًا؟
    - Bu dava üst düzey. - Evet. Uluslararası düzeyde. Open Subtitles -هذه قضيّة رفيعة المستوى مع تداعيات دولية
    Noah üst düzey toplantılarına yalnız katılmaktan hoşlanır. Open Subtitles لا (نوح) يحب أن يعقد الاجتماعات رفيعة المستوى وحده
    Dünya bir kez daha Caroline Channing'in üst düzey bir suça karıştığını kaldıramaz. Open Subtitles العالم لا يمكن أن يعلم أن (كارولين تشانينج) متورطة فى جريمة اخرى رفيعة المستوى
    Doktorluk oldukça prestijli bir iş olması gerek ama bir tek doktorlar diplomalarını duvara asıyorlar. Open Subtitles الطب هو مهنة رفيعة المستوى ولكنه الوظيفة الوحيدة... حيث عليك تعليق شهادتك الجامعية...
    Massachusetts Hastanesi'nde prestijli bir staj yapmışsın. Open Subtitles الزمالة التدريبية رفيعة المستوى
    Buraya prestijli bir dans turnuvası olan "Avrupa Dans Şovu" için öğretmenlik yapmaya geldi. Open Subtitles يجيء هنا كمعلّم لـ "إستعراض الرقص الأوروبي" بطولة رقص رفيعة المستوى المنافسة ستكون عنيفة
    İtiraf edip ailenizi yüksek profilli bir cinayet davasından korumak, Open Subtitles إعترف و جنّب عائلتك رعب محاكمة قتل رفيعة المستوى
    yüksek profilli kişilerin, hatta televizyon yıldızlarının davalarında tanıklık yapmıştınız. Open Subtitles حيث أنّك شهدت في العديد من القضايا رفيعة المستوى المتلفز منها أحيانًا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus