"رمى" - Traduction Arabe en Turc

• attı
• fırlattı
• atmış
• attığını
• fırlatmış
• atıyor
• atmıştı
• atan
• attığı
• atıp
• fırlatmıştı
• çöpe
• attığına
• düşürdü
• fırlatan

Bu sabah saat 11'de kendini Mission City barajından aşağı attı --
مجهول , فى هذا الصباح رمى نفسه من أعلى سد مدينية ديشن

Böylece değeri ormanı kurtarmak için ...Javier küçük kardeşinin kafasına bir taş attı.
لذلك كان عليّ إنقاذ الغابة الغالية جافير رمى حجرا على رأس أخيه الصغير

Sigarayı fırlattı, öne oturdu ve ben arkaya otrudum.
رمى بسيجارته للخارج وجلس في الأمام، وصعدت أنا إلى الخلف.

Futbol yıldızımız , dün geceki aşk macerasından sonra maktulü havuza atmış.
نجم كرة قدمنا رمى الضحية في البركة تمامًا بجانب عرين حبهم البارحة.

Çünkü beni lanet olası uçaktan kimin attığını bulmak istiyorum.
لكي أستطيع معرفة من الّلعين الّذي رمى بي من الطائرة.

Sınıfta sandalye fırlatmış ve Bayan Mukherjee'ye "Siktir git" demiş.
لقد رمى كرسي على الفصل وقال للسيده ماكجي كلام مهين

Ya o bizim adamımız değil, ya da kendisi attı
إمّا أنه ليس رجلنا المطلوب او إما أنه رمى نفسه

Nanahuatl'dan esinlenen Tecciztecatl, kendini ateşten geriye kalanlara attı: soğumuş küllere.
بإلهام من ناناوات رمى تيكسيستاكات نفسه في الرماد البارد المُتبقّي.

Birisi, penceremden içeri kocaman bir taş attı.
لقد رمى شخص ما صخرة كبيرة من خلال نافذتي

Oğlunuz az önce sapanıyla boğazımdan içeri bir aspirin attı!
لقد رمى ابنك حبة أسبيرين فى حنجرتى بواسطة مصيادة

Elmaları Nettie atmadıysa kim attı?
اذا لم تكن نيتي من رمى التفاح, اذن من فعلها?

Evvela ben attım. Peter iki kez attı, çünkü çift gelmişti.
أنا رميت أولا، ثم بيتر مرتين لأنه رمى رقماً مزدوجاً

Pak Sing Okulu'nun yeni koruması ...dün gece Chih-hao'nun içkisini fırlattı.
سينج باك حارس المدرسة الجديد رمى شرابه في هاو شية ليلة أمس.

Anlayacağın taşı Tanrı fırlattı. O taş benim. Roma da...
كما ترى الله رمى الحجر أنا الحجر وروما00

'Gidelim millet,' diye fısıldadı ve deri ceketini eğerin üzerine gelişi güzel fırlattı.
أتوا الأصدقاء همس بها و رمى لتلين معدة حيوانه بنسيج فضفاض من سرج الديك فطار

10 yaşındayken çocuk mahkemesinde: Öğretmene taş atmış.
وهو في العاشرة، كان في دار للأحداث حيث رمى معلماً بحجر.

Ve cama dokunduğu an... kendini aşağı atmış.
.و بمجّردملامستهللإطارالزجاجي. رمى نفسهُ من خلالها.

Pardon, bu muz kabuğunu kimin attığını söyler misiniz?
عفوا , من فضلك قل لي من رمى قشرة الموز هذه؟

Sizce de burada aynaya bir şey fırlatmış olamaz mı?
أتعتقد أنه رمى أشياء صغيرة على المرآة بطريقة ما؟

Ve sonunda, ...kuzu günahlarından kurtulmak için bir köprüden kendisini atıyor.
و في النهاية رمى الحمل نفسه من معبر لينجوا من ذنوبه

İlk kurbanı Rachel'ı yol kenarına atmıştı, ama Tina'yı gömmek için zaman harcadı.
لقد رمى ضحيته الأولى رايتشل في زقاق لكنه أخذ وقته ليدفن تينا

Beni çatıdan atan bölge savcısının bırakılması mı yoksa editörümüzün aynı masa için ikimizi karşı karşıya getirmesi mi?
أن يطلقوا سراح المدّعي العام الذي رمى بي من السطح، أو رئيس تحريرنا الذي يجعلنا نتنافس على نفس المنصب.

Kuyumun içine bir ton gübreyi kimin attığı hakkında bir fikrin var mı?
هل عندك فكرة عمن رمى طن السماد فى بئرى ؟

Çoğu, çiçek atıp kollarını açarak Nazileri karşıladı. Asıl gerçek bu.
إن معظهم رمى الزهور ترحيبًا بالنازية وبأذرعة مفتوحة وهذه الحقيقة البسيطة

Babam o maçtan hemen sonra odasında topunu, viskisini falan fırlatmıştı.
رمى والدي بكراته والشراب وكل شيء عبر الغرفة بعد تلك المباراة

Linus Larrabee, yanmayan, kavrulmayan, erimeyen adam... ..20 milyon dolarlık işi çöpe atıyor.
رمى بصفقة قدرها 20 مليون دولار من النافذة

Bu elmaları kimin attığına dair bir fikrin var mı?
هل لديك ادنى فكرة من الذي رمى هذه التفاحات?

Eğer yarasa yoksa Napier'i asidin içine kim düşürdü?
اذا لم يكن هناك خفاش فمن الذي رمى نابيير في الحمض؟

Bana ve ortağıma bıçak fırlatan, içerideki kaslı cüce de kim?
من ذلك الكلب الصغير الذي رمى السكاكين علي و علىشريكي