Ümitsiz durumdaydı, çok korkunç şeyler olacak diye hemen gelmem için yalvarıyordu. | Open Subtitles | كان يتوسل إليَ لكي أحضر له على الفور لأن حدثاً رهيباً سيقع |
Rüyalar, tuzağa düşürme, acımasızca takip etme ve korkunç bir mukabele bekleyen çocuklarla dolu büyük ailelerle ilgili. | Open Subtitles | الأحلام كُلّها عن شِراك ومُطاردات لا تنتهى. وعائلات كبيرة من أطفالٍ فى انتظار ثأراً رهيباً. |
Çok korkunç bir şey olacak. -Tutulma kulağını etkileyecektir. | Open Subtitles | ـ هناك شيئاً رهيباً يوشك أن يحدثُ ـ إن الكسوف يؤثر على إذنيك |
Güzel bayanla konuştum, ve ona söylediğim efendim... bu olanlar korkunçtu... ve üzgünüm. | Open Subtitles | تحدثت إلى زوجتك الطيبة وقلت لها أن الذي حدث كان رهيباً وأنّي آسف |
Hmm? Niye böyle muhteşem bir şeyi arka bahçeye koyayım ki? | Open Subtitles | لما سأضع شيئاً رهيباً كهذا في الساحة الخلفية ؟ |
Bu akşam yılbaşı. çok kötü bir hafta geçirdim. | Open Subtitles | إنّها عشية عيد الميلاد لقد كان أسبوعاً رهيباً |
İlk yıl berbattı, ikinci yıl çok iyi değildi ama giderek bir işe dönüşmüştü. | Open Subtitles | العام الأوّل كان رهيباً ... وكان العام الثّاني ليس جيّداً للغاية ... ولكنّه كان تحوّلاً إلى تجارة نوعاً ما |
Bu kadar korkunç bir şey hâlâ havada. | Open Subtitles | لو أن شيئاً رهيباً كهذا مازال يطفو في الأعلى |
Oğlunuzu sizden almakla korkunç bir şey yaptım. | Open Subtitles | لقد كان شيئا رهيباً ما فعلت, أخذى طفلك منك |
Benim uyarılarıma kulak vermeyenler... korkunç bir bedel ödeyecekler. | Open Subtitles | هؤلاء الذين لا يهتمون بتحذيري سوف يدفعون ثمناً رهيباً |
Doğaya aykırı davrandık, sebzeleri normalden çok daha fazla büyümeye zorlayarak, üzerimize korkunç bir lanet çökmesine sebep olduk. | Open Subtitles | التلاعب بالطبيعة و إرغام الخضروات علي النمو أكبر من حجمها الطبيعي أنزلنا علي أنفسنا عقاباً رهيباً |
Günah işledim Kira. korkunç bir günah. | Open Subtitles | لقد إقترفت ذنباً يا كيرا لقد أرتكبت خطئاً رهيباً يا كيرا |
Şuna baksana. "korkunç Şey"i hiç izlemedi aslında. | Open Subtitles | انظري إلى هذا، لم يسبق له أن رأى شيئاً رهيباً |
Düşmanlarımız hayal ettiğimizden daha da becerikliler, ve onlar zamanınıza korkunç bir kötülük saldı. | Open Subtitles | أعداؤنا كثيرون الحيل أكثر مما نتصور وهم تركوا شراً رهيباً داخل زمنك هذا الشر , نحتاج لطريقة أخرى لنتعامل معه |
Ben de bir kere yemiştim. korkunç derecede gaz yapmıştı. | Open Subtitles | أكلت واحداً ذات مرّة، سبب لي نفثاً رهيباً للغازات. |
Ama Gondolda, korkunç bir kavgaya tutuşmuştuk, fiziksel bir kavga. | Open Subtitles | لكن في الغندول بدأنا شجاراً رهيباً شجار جسدي |
Güzel bayanla konuştum, ve ona söylediğim efendim... bu olanlar korkunçtu... ve üzgünüm. | Open Subtitles | تحدثت إلى زوجتك الطيبة وقلت لها أن الذي حدث كان رهيباً وأنّي آسف |
Bir dostu görmek ne güzel. Çok korkunçtu. | Open Subtitles | من الرائع رؤية صديق ، لقد كان هذا رهيباً. |
Oraya vardık ve dedik ki muhteşem olacak. | Open Subtitles | و عندما ذهبنا لهناك, تعلم, ظننا أن الأمر سيكون رهيباً... |
Sadece sarhoş halinle daha fazla uğraş ve işinde çok kötü olmazsın. | Open Subtitles | حاول جاهداً مع تناولك للخمر ولن تكون رهيباً فى ذلك. |
Kötü de ne demek! Film berbattı! | Open Subtitles | الفيلم كان رهيباً |
Onun yaptığının Berbat bir şey olduğunu biliyorum ve senin de intikam istediğini. | Open Subtitles | أعلم أن ما فعله كان رهيباً وأنت تريدين الإنتقام |
Çok kötüydü. Felaketti. | Open Subtitles | كان ذلك وقتاً رهيباً وقتاً عسيراً |
İnternette ortalığın amına koymuşsun. Müthişti. | Open Subtitles | لقد جُننت على الإنترنت، كان ذلك رهيباً |
Hata yapmışlar, çok büyük bir hata. | Open Subtitles | لقد ارتكبوا خطاءً .خطاءً رهيباً |