Bu da hikaye anlatmanın katı, sabit kuralları değil, ana esasları olduğunu kanıtladı. | TED | وكان ذلك فقط لإثبات أن رواية القصص لديها توجيهات، وليس قواعد سريعة وصارمة. |
Gençliğimde, daha filmlere başlamadan evvel çok iyi bir hikaye anlatıcıydım. | Open Subtitles | قبل أن أتعمّق في الأفلام، كنت جيداً جداً في رواية القصص |
Bu sinematik hikaye anlatımının en saf hali. | TED | إنه الشكل الأصفي من رواية القصص السينمائية. |
Karışık hikâye anlatımına dair bu tür eğilimler hiperlinkin gelmesiyle dev bir destek aldı çünkü insanlara anlatıyı canlı kılmak için fırsat verdi. | TED | حصلت هذه الأنواع من مفاهيم رواية القصص غير الخطية على دفعة كبيرة عندما جاء الرابط التشعبي، لأنه أعطى الناس الفرصة للتأثير على القصة. |
Çocukken macera ve keşif kitaplarından etkilenmiştim ve bu hafta burada hepimiz hikâye anlatmanın önemini ve gücünü gördük. | TED | كطفل صغير، كانت تلهمني قصص المغامرات والاستكشاف، أعتقد أننا رأينا هنا هذا الاسبوع أهمية وقوة رواية القصص. |
Yüksek çalışan hafıza kapasitesili insanlar iyi hikaye anlatırlar. | TED | الاشخاص الذين يملكون ذاكرة فعالة ذات سعة عالية عادة يكونون جيدين في رواية القصص |
Sevginin elle tutulamaz ritueli kuşaklar arası hikaye anlatma sanatı Afrika diyasporasındaki topluluklarda yaygındır. | TED | وطقس الحب الفِطري هذا في شكل رواية القصص عبر الأجيال شائعٌ في مجتمعات الشتات الأفريقي. |
hikaye anlatmada hep iyiydin zaten. | Open Subtitles | حسناً،أنت كُنتَ دائماً جيد في رواية القصص |
Bu hikaye anlatım aracını ilk defa gerçekten "Nemo'yu Bulmak" filmini Bob Peterson'la yazarken anladım. | TED | بدأت أولا في فهم وسيلة رواية القصص حقا حين كنت أكتب "البحث عن نيمو" مع بوب بيترسون |
hikaye anlatıcılığını bir kariyer olarak seçmeden önce, gençliğimde hikayeyle ilgili belli şeyleri görmemi sağlayan kilit noktaları şimdi görebiliyorum. | TED | وقبل حتى أن أقرر جعل رواية القصص مهنتي، أستطيع الآن أن أرى أمورا محورية حصلت في شبابي قامت بالفعل بفتح عيني نوعا ما على أمور معينة بخصوص القصة. |
Hükümetler hikaye anlatmakta iyi değiller. | TED | الحكومات ليست بالجيدة في رواية القصص. |
Korkarım ben pek güzel hikaye anlatamam. | Open Subtitles | اخشى اننى لست جيدة فى رواية القصص |
hikaye anlatmaya bayılıyorlar. | Open Subtitles | يحبون رواية القصص |
Öyle göründüğünü biliyorum çünkü ben çok canlı bir hikaye anlatıcıyım. | Open Subtitles | اعرف هذا لكني احب رواية القصص |
hikaye anlatmaya bayılırdı. | Open Subtitles | لقد أحبت رواية القصص. |
Amerikalılar hikaye anlatmayı sever. | Open Subtitles | يحب الأمريكيون رواية القصص |
(Video) (Mekanik Sesler) ♫Ve işte aşkın♫ ♫anlamı bu♫ ♫Ve zaman tükendiğinde♫ ♫hatırlayacağız♫ ♫Sadece♫ (Gülüşmeler) AS: Diyalog olmadan hikaye anlatmak. | TED | (فيديو) (صوت ميكانيكي) ♫وهذا كل ♫ ♫ما هو عليه الحب♫ ♫وجميعنا نتذكر♫ ♫حين تنقضي الأوقات♫ ♫أنها فقط♫ (ضحك) أ.س: رواية القصص من دون حوار. |
İnteraktif hikâye anlatımı anlatı tarzımızda bir devrim. | TED | شكلت رواية القصص بطريقة تفاعلية ثورة في أسلوب سرد القصص. |
Haydi bu tavana bakalım ve hikâye anlatımının küreselleşmesini görelim. | TED | إذن، دعونا نلقي نظرة على السقف لنرى فن رواية القصص ينتشر عالمياً. |
Aslında zaten böyle bir cihazımız var, adı da insan iletişim sistemi ve etkili hikâye anlatımı. | TED | ولكن في الواقع، نحن نمتلك هذا الجهاز بالفعل، ويدعى نظام التواصل الإنساني وهو أداة مؤثرة وفعالة في رواية القصص. |