Binlerce yıl önce bu şey çarpıyor ve bu Şey... dışarı fırlıyor yada sürünerek dışarı çıkıyor ve buzun içinde donuyor. | Open Subtitles | منذ الاف السنين و قد تحطم هذا الشئ وقد قذفت او زحفت و انتهى بها لتتجمد فى الجليد |
Aa, Frank'in ayak tırnakları sürünerek çöp kovasına gitmiş. | Open Subtitles | أظافر فرانك المقصوصة زحفت إلى سلة المهملات بمفردها ماذا ؟ |
Kendi mezarından sürünerek çıkmış. | Open Subtitles | وتركت تواجه الموت زحفت خارج قبرها اللعين |
Düz zemin boyunca süründüm. | Open Subtitles | زحفت على هذه الأرض المستوية و بدأت أزحف عبرها على معدتي |
Tabuttan çıkıp sürünmek istemen beni ilgilendirmiyor! | Open Subtitles | أنا لا أهتم إذا كنت زحفت خارج تابوتك الخاص |
Kışlık montların arasında. emekleyerek oraya girmiş sonra da uyuyakalmış. | Open Subtitles | خلف رف للمعاطف الشتوية ، أصيبت بالملل وأنّها زحفت إلى هناك ، وخلدت للنوم |
Masaların altından emekledim. | Open Subtitles | زحفت على يدَي وقدمَي أسفل الطاولات |
Görünüşe göre Maggie bu çalılıklara emeklemiş buraya kusmuş ve üç tekerleklisini duvara çarpmış. | Open Subtitles | ماجي زحفت من هنا داخل هذه الشجيرة بصقت هنا، وارتطمت بهذا الحائط وهي على دراجتها |
Havandırmada sürünerek bilgisayarın yanına gittim ve orada bekledim. | Open Subtitles | لقد زحفت خلال فتحت التهوية ووقفت امام الكمبيوتر |
Vuruldu, sürünerek direndi Taliban militanlarına aralıksız mermi yağdırdı. | Open Subtitles | أُطلق عليها النار و زحفت و رأت وقامت بإطلاق النار على ميليشيات طالبان |
Sen o yanan arabaya sürünerek girip ki oldukça kahramanca olduğunu ekleyebilirim morgdan geldiğini farz ettiğim bir cesedi kurtarmaya çalışırken neredeyse ölüyordun. | Open Subtitles | عندما زحفت إلى داخل السيّارة المحترقة، وكان أمرٌ بطوليًّا إن سمح لي التعقيب كنتعلىوشكأنتلقى حتفك فيمحاولة لإنقاذ ما أعتقد أنّها جثّة من المشرحة |
Sen o yanan arabaya sürünerek girip ki oldukça kahramanca olduğunu ekleyebilirim morgdan geldiğini farz ettiğim bir cesedi kurtarmaya çalışırken neredeyse ölüyordun. | Open Subtitles | عندما زحفت إلى داخل السيّارة المحترقة، وكان أمرٌ بطوليًّا إن سمح لي التعقيب كنتعلىوشكأنتلقى حتفك فيمحاولة لإنقاذ ما أعتقد أنّها جثّة من المشرحة |
Yaralı yaralı sürünerek yuvaya dönmüş ve 4 yavrusuyla oracıkta ölmüş. | Open Subtitles | زحفت إلى العرين وهي جريحة حيث توفيت هي والأشبال الأربعة |
Evet, muhtemelen sürünerek bizi gönderdiği yere gitti. | Open Subtitles | اجل ربما زحفت عائدة إلى غريب الإطوار الذي أرسلها لملاحقتنا |
Gözlerden uzak kalıp dinlenebileceği tek yere sürünerek gitti. | Open Subtitles | لذلك زحفت للمكان الوحيد حيث تستطيع التواري عن الأنظار والإسترخاء |
Sonra, bütün bu yolu sürünerek geldi. | Open Subtitles | وبعدها، زحفت كل هذه المسافة .إلى هُنا بمفردها |
Dizlerimin üzerinde evimden buraya kadar sürünerek geldim ve senden bağışlanma diliyorum. | Open Subtitles | زحفت إلى هنا طوال الطريق من بيتي لأطلب مغفرتك |
200 metre kadar süründüm bir kamyonun arkasına konuldum sadece morfin enjekte edildi. | Open Subtitles | زحفت مسافة 200 متر ووضعوني في الشاحنة وتم حقني بابرة مخدر |
Kanalizasyon boyunca süründüm. Bu şekilde kaçabildim. | Open Subtitles | زحفت خلال البالوعة هذا كيف هربت |
süründüm ölümcül yara almış bir hayvan gibi vahşi doğaya doğru süründüm sürüden mümkün olduğunca uzaklaşabilmek için, ...zamana kazanmak için. | Open Subtitles | ... زحفت زحفت إلى البرية كحيوان مُصاب بجروح خطيرة |
Onu anlamak için ön kapıya kadar üç kez sürünmek gerekiyor. | Open Subtitles | نعم, حسناً, لقد زحفت إلى عتبت الباب ثلاث مرات قبل أن أكتشف هذا |
Küçük Deniz Kızı filmine emekleyerek, kesemde mısır gevreği ve biberon dolusu Diyet Kolayla girmişim. | Open Subtitles | 'زحفت لأدخل عرض 'الحورية الصغيرة من كيس مليئ بالتشيريوز وقنينة رضاعة الأطفال مليئة بمشروب غادي للحمية. |
Tatlı kıçını kurtarmak için bir lağım boyunca emekledim. | Open Subtitles | لقد زحفت في المجاري لأنقذك |
Kadın ön odaya kadar emeklemiş, sürgülü cam kapıdan dışarı çıkmaya çalışmış. | Open Subtitles | لقد زحفت إلى غرفة المعيشة لتحاول أن تصل إلى الباب الزجاجى |