İş arkadaşları ve hastalarla konuştuğumuzda bir şey duyacak mıyız? | Open Subtitles | عندما نتحدث مع زملائه ومرضاه فلن نسمع عن أيّ شيء؟ |
Bunu kimse bilmiyor ama iş arkadaşları karısından aldığı özel bir belgeden sonra son birkaç gündür çok gizli kapaklı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لا يبدو أن أحداً يعلم ذلك، لكن زملائه يقولون أنه كان يتصرف بسرية اليومين الماضيين، منذ أن تلقى بلاغاً سرياً من زوجته |
Maliyeti düşük tutmak için o ve meslektaşları hayvansal protein kullanmamaya karar verdiler. | Open Subtitles | و لإبقاء التكاليف منخفضة، قرر هو و زملائه عدم استخدام البروتين الحيواني المصدر. |
Ve çalışmayı bir süre yürüttükten sonra, tüm çalışma arkadaşlarını masa etrafında toplayarak şöyle dedi, 'Peki, beyler, bir takım ön sonuçlara sahibiz. | TED | وبعد التجربة التي قام بها بمدة ملائمة جمع كل زملائه على طاولة واحدة وقال لهم " حسناً يا سادة لدي بعض النتائج الاولية |
Onun eski hapishane arkadaşlarından biri arabayı doğruca duvara sürdü. | Open Subtitles | احد زملائه القدامى في السجن من الخارج قام بقيادة الشاحنة |
Tony arkadaşlarının ileri sürdüğü ressamlık türlerine ve sanatsal nitelik ya da ideoloji ile yoğurulmuş ressamlığa anlam veremezdi. | Open Subtitles | طوني لم يفهم تماماً قيمة نوعية اللوحات التي كان زملائه ،يتجادلون حولها لوحات مشبعة بحسٍ فني أو بأيديولوجية ما |
Pete hâlâ beysbol maçlarına gidiyor ve hâlâ yedek kulübesinde arkadaşlarıyla birlikte oturuyor, serumlarını da hala kalenin tam üstüne asıyor. | TED | مازل بيت يذهب للعبة البيسبول ويجلس جانب زملائه في قواعد الاحتياط ويحمل معه حقيبه التغذية الخاصة به في المكان المناسب |
Babamız ve meslektaşlarının çoğu bir tür iletim sergiliyorlardı. | TED | أبدى والدي والعديد من زملائه نوعًا من الإرسال وعدم الاستقبال |
Bu, 7 yıl önce olağanüstü girişimci Patrick Henfrey ve onun üç iş arkadaşı tarafından Kenya'da kurulan bir şirket. | TED | وهي شركة تأسست في كينيا قبل حوالي سبع سنوات بواسطة رجل أعمال مذهل يسمى باتريك هينفري وثلاثة من زملائه. |
Wisconsin'de Askeri Akademide, sınıf arkadaşları ile beraber. | Open Subtitles | حيث يوجد مع زملائه في أكاديمية سان جونز العسكرية في ويسكنسون |
Bunu yapmasa bile iş arkadaşları çok geçmeden uçağı benim sabote ettiğimi anlar. | Open Subtitles | حتى إذا هو لا زملائه س إفهم قريبا بما فيه الكفاية خرّبت تلك الحرفة. |
Sorun şu ki, namuslu bir polis memurunun meslektaşları tarafından dalga geçilmesi ya da baskı yapılması korkusu olmadan davranabileceği bir atmosfer henüz yok. | Open Subtitles | المشكلة أن الجو غير متوفر لشرطي أمين أن يقوم بواجبه بدون خوف أو سخرية من زملائه الضباط |
Çünkü, daha çok Savunma Bakanlığı'ndaki meslektaşları hakkında olumsuz bilgi topluyor ve onlara karşı kullanıyor. | Open Subtitles | لأنه يقوم بجمع معلومات مدمره حول زملائه الأكثر نفوذا فى وزاره الدفاع ويقوم باستخدامهما ضدهم |
Ama bu gece iş arkadaşlarını karşılaması için özel öpücüğe ihtiyaç duyacak. | Open Subtitles | لكنّه سيحتاج القبلة الخاصّة لمواجهة زملائه اللّيلة |
Yani hastanın oda arkadaşlarını gerçekten bilgisayarın şifresini kırmaları için zorladın mı? | Open Subtitles | إذن فقد أجبرت زملائه فى الغرفة على كسر الحمايه الخاصه بالكمبيوتر |
Kendini daha iyi hissetmeni sağlayacaksa ev arkadaşlarından birinin aletine tekme attım. | Open Subtitles | لقد ركلت أحد زملائه فى قضيبه إذا كان ذلك يُشعرك بأى تحسن |
İş arkadaşlarının beni gözlediğini biliyordu ve bir şey söylemedi. | Open Subtitles | لإحتقار أخّي علم أن زملائه كانوا يراقبونني ولم يقل شيء |
arkadaşlarıyla oturma düzenini tartışıyor. Tamam mı? Evet efendim. | Open Subtitles | هو و زملائه يناقشون أماكن الجلوس , حسناً ؟ |
Ama bu akşam meslektaşlarının karşısına çıkabilmek için özel öpücüğe ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | لكنّه سيحتاج القبلة الخاصّة لمواجهة زملائه اللّيلة |
Onun takım arkadaşı show-up ya da yakın temas veya soft show-up oynayabilir ve birlikte switch (değişme) ya da blitz yapabilirler, başladığımda bunların çoğunu bilmiyordum ve herkes bu oklara göre hareket etseler çok iyi olurdu. | TED | زملائه يمكنهم اما الاظهار او اللعب حتى اللمس او اللعب بليونه و مع بعضهم اما يمكنهم التبديل او الهجوم و لم أعرف معظم هذه الاشياء عندما بدأت وسيكون من الرائع لو ان الجميع تحركوا وفقا لهذه الاسهم. |
Ama yine de geçmişi peşini bırakmaz bir meslektaşı sabıka kayıtlarını öğrenir. | Open Subtitles | يلحق به ماضيه على أية حال كما يعلم أحد زملائه عن سجله الإجرامي |
AR-10 karbon gaz gücüyle... yarı otomatik silahla,... peş peşe ateş ederek... meslektaşlarına ve iş arkadaşlarına yapabilir. | Open Subtitles | ويطلق الطلقات وراء بعضها نحو زملائه والعاملين ربما يكون شخصاً تعرفه منذ سنين |
Tek hata eğer ben farkında olmazsam, eğer hiçbir müzisyen farkında değilse ve fikri dahil edecek kadar diğer grup üyelerini benimsemiyorsa ve yaratıcılığa izin vermezsek, gerçekleşir. | TED | الخطأ الواحد هو إن لم أكن واعيا، إن كان كل موسيقي بذاته غير واع ويتقبل ما هو كاف من زملائه في الفرقة لدمج الفكرة وعدم السماح بالإبداع. |
Jesse Tyler kutuyu açtığı anda altı iş arkadaşıyla birlikte paramparça oldu. | Open Subtitles | وأرسلتها إلى مكتب صديقها وعندما فتح جيسي تايلر الصندوق إنفجر هو و6 من زملائه |
meslektaşlarını sorguladığımızda ise Northern madenlerinden birinin, zehir seviyesinin fazlalığı ile ilgili bir rapor üzerinde çalıştığını öğrendik. | Open Subtitles | وعندما سألنا زملائه وجدنا أنه كان يعمل عىل تقرير سمية قد تسرب لواحدة من أماكن تعدين الشركة |