"زواجي" - Traduction Arabe en Turc

• evliliğim
• evliliğimi
• evliliğimin
• evlilik
• düğün
• evliliğimden
• evliliğime
• evliliğimde
• düğünüm
• evli
• evlenmek
• düğünümü
• evlendiğim
• evlenme
• evliliği

Sana inandım. Sana hayatım ve evliliğim hakkında bazı şeyler anlattım.
لقد وثق بك , اخبرتك بكل شي عن حياتي وعن زواجي..

Tüm yıl dönümlerinde... evliliğim, doğum günleri... karım ve çocuklarım hep aklımda.
على اي حال زواجي , ميلادي بتفكيري , ارى زوجتي و اطفالي

Bu yüzden zayıf bir intikam denemesiyle evliliğimi mahvetmeye çalışıyorsun.
أنتِ تحاولين تدمير زواجي أنتِ تعرفين أن هذا لن يفلح

Bir hata yaptın ve evliliğimi mahvetmeden önce hatanı düzeltmelisin.
لقد ارتكبتي خطأ ويجب ان تصلحيه قبل ان يدمر زواجي

evliliğimin ilk gününde tüm paramız ve mücevherlerimiz çalındı ve kocam kayıplara karıştı.
أول يوم من زواجي, تسرق فيه أموالي و مجوهراتي و أفقد زوجي الجديد؟

Diyelim ki elimde evlilik cüzdanım var niye size vermeliyim?
لماذا يجب أن أعطيك شهادة زواجي والتي عندي منها واحدة؟

O zaman korumaya değer bir şeyim olduğunu sanmıştım. evliliğim.
بذلكَ الوقت ظننتُ بأنّ لديّ ما يستحق الدفاع عنه زواجي

Ve açıkçası evliliğim şu an konuşmak istediğim son şey.
وبصدق شديد، زواجي هو آخر شيء أود الحديث عنه الآن

Orada öylece durup ona para teklif ettim ve evliliğim hakkında yalan söyledim.
لذا, أنا فقط وقفت هناك و تحدثت معها بخصوص المال وكذبت بشأن زواجي

evliliğim yeni bitmişti ve bu başarısız birliktelikte aşağılanmıştım.
فانتهى زواجي في ذلك الوقت، وكنت أشعر بالإهانة لفشلي في هذا الالتزام.

Gururum okşandı, çünkü çok çekicisin ama şu anda evliliğimi kurtarmaya çalışıyorum.
الله، أنا مندهش جدا لأنك مجنون جذابة، ولكن أحاول إصلاح زواجي الآن.

DJ: Bu evliliğimi korumanın tek yoluydu... ...çünkü gördüğünüz gibi Beverly yerinden olduğunu düşünüyordu.
ديريك : لقد كانت الطريقة الوحيدة لكي انقذ زواجي لاني بيفرلي حينها شعرت انه تم استبدالها .. وشخص آخر جلس مكانها

Sırf beni o ikinci sınıf gazetende tutabilmek için evliliğimi mi bozacaksın?
ستفشل زواجي فقط لتُبقيني في جريدتك الرخيصة تلك؟

Hayır, aslında bu kötü olur çünkü bu evliliğimin bittiği anlamına gelir.
لا, في الواقع, هذا سيكون سيئا، لأن ذلك سيعني أن زواجي انتهى.

Peki ne yaptım, evliliğimin ilk günlerine dönelim.
فما الذي قمت به، سوف اعود بالذاكره الى ايام زواجي الاولى.

evlilik yeminimi bozdum ama bir daha hiçbir şeyi bozmayacağım, yemin ederim.
اخللت بوعود زواجي لكنني لن اخل ابداً بأي شيئ بعد الان اقسم على ذلك

Bir gün bu düğün kartlarının içinde benimkinin de olması.
في يوم من الأيام ستكون هذه الدعوات هي دعوات زواجي

İlk evliliğimden sonra, cana yakın, hoş, güvenilir birini istemiştim.
بعد زواجي الأول، رغبتُ برجل مُبهج، لطيف، و يُعتمد عليهِ.

Neredeyse evliliğime mâl oluyordu ama buna değdi.
لقد كاد يكلّفني ذلك زواجي لكنّ الأمر كان يستحقّ المحاولة

Örneğin, evliliğimde iyi bir iş çıkardığımı söyleyebilirim.
على سبيل المثال في زواجي كنت اقول ان اقوم بالامر على افضل وجه

Beni düğünüm için giydirmek ister büyük olsun ister küçük, bütün ihtiyaçlarımda yanımda olmak demek.
تلبيسي في يوم زواجي يعني خدمتي في كل حاجة سواء كانت صغيرة أم كبيرة

Babanla evli olduğum ilk üç yıl hamile kalamamıştım.
أول ثلاث سنوات من زواجي بأبيك لم يحدث حمل

Matthew'la evliliğimde şu anda. Çünkü Aaron'ın yaşamı, sevgisi ve ölümü, beni Matthew'ın evlenmek istediği insana dönüştürdü.
انه موجود في زواجي من ماثيو، لأن حياة أرون ومحبته وموته جعلوا مني الشخص الذي رَغب ماثيو الزواج به.

Uzun zamandır yoktun, düğünümü kaçırdın.
أنت إختفيت لمدة طويلة جداً تغيبت عن زواجي

Biliyor musun bu şişeyi burada yıllarca sadece evlendiğim gece açmak üzere sakladım.
لقد أبقيت هذه الزجاجة هنا لسنوات من أجل أن أفتحها في ليلة زواجي

Ve kızarkadaşıma hazırladığım sürpriz evlenme teklifimi en altta yayımladığını gördüğümde kendimden geçtim.
وبالتالي حين اكتشفت أنك قد نشرت عرض زواجي لصديقتي الحميمة في أقصى الأسفل، كنت متحمسا للغاية.

Ben mutlu bir evliliği olan bir kadınım, General Forbes.
أنا امرأة سعيدة في زواجي أيها الجنرال فوربس