Müşterilerle ilgilenen ben olsaydım aslında harika olurdu ama ben yalnızca Baylor ve Zimm adına çalışırım. | Open Subtitles | ذلك سيكون عظيمًا، إن تعاملتُ مع عُملاءٍ. لكنّ الأشخاص الذين أتعامل معهم هم شركة "بايلور زيم". |
Koruyucu aileden fazlasıymış. Aynı zamanda Baylor Zimm'in müşterisi. | Open Subtitles | إنّه أكثر من واصٍ، إنّه عميل في شركة "بايلور زيم". |
Baylor Zimm'in bu şirkete ortaklık payı %19'da. | Open Subtitles | %لقد استثمرتْ "بايلور زيم" في هذا الشيء بمقدار 19. |
Zim, Dışişleri Bakanı Pierre Croyez ile Devlet Bakanı Jacques Cassente tarafından karşılandı. | Open Subtitles | صلاح زيم قوبل بواسطه وزير الخارجيه بيير كرويه ووزيرالدولهجاككاسينت |
Polisin, suikastçiden dolayı dikkati dağılmışken havaalanının karanlığından başka bir atış geldi ve Salan Zim ölür. | Open Subtitles | وبينماتسببالقاتلفىاحداث الاضطراب بين قوات الشرطه انطلقتطلقهاخرىمنالجانب المظلم من المطار وسقط زيم قتيلا |
Phat Diem'de ne gördük; ne bulduk? | Open Subtitles | ما عثرنا عليه هناك (ما رأيناه في (فات زيم |
Patlayıcıları birisi yerleştirdi Traugott, Zem'i avlamak istedi işte, başardılar. | Open Subtitles | شخصاً ما خطط للتفجير تراوغوت كان يستهدف زيم لقد قضوا عليه |
Bu nedenle Tritak'te fiyat dalgalanmaları aşırıya kaçmamalıydı; ancak Baylor Zimm'in ön ayak olduğu alım çılgınlığında %600 prim yaptı. | Open Subtitles | لكنّ النّسبة زادت فجأةً إلى 600% مؤخّرًا بسببِ نهم البيع الذي شرعتْ به "بايلور زيم". |
Baylor Zimm Yatırım'ın karışmış olabileceği yasadışı işlemleri soruşturuyoruz. | Open Subtitles | إنّنا نبحث عن نشاطاتٍ إجراميّة ممكنة في استثمارات "بايلور زيم". |
Baylor Zimm'in öyle bir şirkete parasının büyük kısmını yatırması için hiçbir geçerli neden yok. | Open Subtitles | لا يوجد سبب لجعل "بايلو زيم" تُلقي بالأموال الطّائلة في هذه الشّركة. |
Bu herifi seveceksin. Başka bir gerzek. Harry Zimm. | Open Subtitles | سوف تحب هذا الرجل، إنه أبله آخر، يدعى (هنري زيم). |
Belki bir uçağa atlayıp Los Angeles'a gelmeli ve Bay Zimm ile tanışmalısın. | Open Subtitles | ربما عليك القدوم إلى "لوس أنجلوس" ومُقابلة (هاري زيم). |
Zimm sana yapacağın şeyi söylüyor, ya da aksi halde olacakları. | Open Subtitles | (زيم) يخبرك كيف يسير الأمر، أو ماعدا ذلك. |
Görünüşe göre Bay Zimm'in çatlak bir çenesi ve bir çeşit boyun travması... ayrıca ellerinde kırılma var. | Open Subtitles | السيد (زيم) يعاني من كسر في الفك مع جرح في الرقبة وكسر في اليدين. |
Zim'i faşist, Amerikan emperyalizminin maşası olan zalim bir domuz olarak gördü. | Open Subtitles | الفتى راى فى زيم فاشستى , خنزير متوحش اداه من ادوات الامبرياليه الامريكيه |
Solcularca öldürülmesi hem Zim'in hükümetine hem de benimkine yaşamasından daha fazla yarar sağlar. | Open Subtitles | مقتل زيم بأيدى اليسار يخدم حكومته و حكومتى افضل من وجود زيم حيا |
Zim, Amerika'nın adamıysa, neden öldürüldü? | Open Subtitles | لو ان زيم رجل امريكا , فلماذا قتلته ؟ |
Bize Aziz Paul'de bir oda ayarlarım, Sax Zim Bog'a çok uzak değil. | Open Subtitles | بإمكاني الحصول على غرفة في (سانت بوول) ليس بعيدا عن مهرجان ـ(ساكس زيم بوق)ـ |
Bu şey sona erdiğinde, belki sen ve ben Zim'de buluşur ve.. | Open Subtitles | عندما هذا الشيءِ إنتهى، لَرُبَّمَا أنت وأنا يُمْكِنُ أَنْ أَجتمعَ في زيم وa. . |
Zim Zalla Bim! | Open Subtitles | " زيم زلابيم " إذهب أيها الجبان |
Komünistlerin kuzeye, Phat Diem'e bir saldırı planladıklarına dair bir söylenti var. | Open Subtitles | ...ثمة إشاعة بأن الشيوعيون يخططون لهجوم في الشمال... (عند (فات زيم |
Zem için geldiler ve onu canlı olarak ele geçiremeyeceklerini anlayınca öldürdüler. | Open Subtitles | لقد أتوا من أجل زيم وعندما أدركوا بأنهم لا يستطيعون أخذه حياً قاموا بقتله |