| Sana bir içki getireyim. Senin güzel bir içkiye ihtiyacın var. | Open Subtitles | .سأجلب لك مشروب .هذا ما تحتاجينه,مشروب جيد |
| Dinle, işyerine her gün meyve getireyim, ister misin? | Open Subtitles | اسمعي , سأجلب لكِ الفواكه كل يوم الى حيث تعملين , أيعجبكِ ذلك ؟ |
| Limonatalarımızı getireceğim oturacağız biraz düşünüp, sorunu ortadan kaldıracağız birlikte. | Open Subtitles | سأجلب لنا شرابي ليموناضة، وسنجلس ونفكر في الأمر، وسنحل المشكلة، |
| Şimdi bekle burada. Nişanlını getireceğim. Tanışmanızın zamanı geldi artık. | Open Subtitles | قرار حكيم، والآن انتظر هنا سأجلب خطيبتك فأخيراً سوف تتقابلا |
| Ona kamera alacağım ve geri gelip ona kullanmayı öğreteceğim hakkında konuştuk. | TED | وتحدثنا مطولاً عن كيف أني سأجلب له كاميرا وأني سأعود وأن بإمكاني أن أعلمه التصوير. |
| - Arabada saklan. - Sana yemek getiririm. | Open Subtitles | حسنا , إختبيء في السيارة سأجلب لك بعض الطعام |
| - evet, Bizim mayolarımız kamyonette. - gidip kendiminkileri alayım. | Open Subtitles | ـ جل , بدلاتنا للسباحة في الشاحنة ـ سأجلب بدلتي |
| İhtiyacımız olan biraz temiz hava. Hem bir tane marul da alırım. | Open Subtitles | القليل من الهواء المنعش هو كل ما نحتاجه، و سأجلب بعض الخس |
| Size hamburger getireyim. | Open Subtitles | سأجلب لك مع سندوتشين من الهمبوجر, حسناً ؟ |
| Saçlarınız gözlerinizle o kadar uyumlu ki kendimi nasıl tutacağımı bilemiyorum. İçkilerinizi getireyim. | Open Subtitles | لا أعلم كيف أقاوم تناسق لون شعرك مع عيناك إسمحوا لي، سأجلب تلك المشروبات |
| Siz ikiniz burada kalın. Ben arabayı getireyim. | Open Subtitles | انتما الاثنان ابقيا هنا أنا سأجلب السيارة |
| Ekstradan el kremi getireceğim, sen de yüzüne o gülümsemeni takın! | Open Subtitles | انا سأجلب بعض من مراهم اليد الاحتياطية وانت تعال بإبتسامتك فقط |
| Bir dahaki sefere, uyumlu bir cüppe için yeşil ipek getireceğim. Ah, Rhett. | Open Subtitles | في الرحلة القادمة سأجلب لكِ حريراً أخضراً لصناعة ثوب يليق بك |
| Sana melekllerin kanatlarından yapılmış bir yorgan getireceğim. | Open Subtitles | سأجلب لكما لحافا محشوّا بريش الملائكة، لحافي |
| Mutfaktan anahtarları alacağım. Çiviye asılı. | Open Subtitles | سأجلب المفاتيح من المطبخ إنها معلقة على مسمار |
| Ben de kendime bir tane alacağım. Ama ben altın olanı beğeniyorum, üzerinde... | Open Subtitles | سأجلب واحدًا أيضًا لكنني أحب الفستان الذهبي ـ ـ ـ |
| Çiçek de getiririm. Saat 10 nasıl? | Open Subtitles | سأجلب بعض الزهور الساعة العاشرة وقت مُناسب؟ |
| Ormanda kal. Yarın sana yiyecek getiririm. | Open Subtitles | لذا يجب أن تبقى في الغابة وأنا سأجلب بعض الغذاء غداً |
| Ben arabaya gidip şu işe yaramayacak erzakları alayım. Bekle,anne.Yardım edeyim. | Open Subtitles | سأجلب من السياره ماتبق من اغراض البقاله عديمه الفائده |
| Pazartesi eşyalarımı alırım, böylece yeniden evime girebilirim. | Open Subtitles | سأجلب أشيائي يوم الإثنين لو استطعت الدخول إلى الشقة |
| Sana bir pasaport bulacağım. O zamana kadar burada güvendesin. | Open Subtitles | سأجلب لك جواز السّفر، حتّى ذلك الحين ستكون بمأمن هنا |
| - Evet, tabii, hemen getiriyorum. - Hatta bana şişeyi ver. | Open Subtitles | ـ أجل، سأجلب لنا شراباً ـ فقط أعطني الزجاجة |
| Öyleyse ajandamı alıp Çarşamba gününe gözyaşları koyayım. | Open Subtitles | سأجلب الرزنامة وأرسم الدموع على يوم الاربعاء |
| Bu şimdilik seni idare eder bebek doğduktan sonra daha fazla getirebilirim. | Open Subtitles | هذا سيكفيك للوقت الراهن وبعد مولد الطفل سأجلب المزيد. |
| Ben çocukları 4'de alıyorum, anne, tamam mı? | Open Subtitles | سأجلب الاطفال لأمي الساعه الرابعه إتفقنا؟ |
| Neyse, eğer o lanet projektörü almam gerekiyorsa şimdi alsam en iyisi sanırım. | Open Subtitles | إن كنت سأجلب جهاز العرض اللعين، فسيستحن عمل ذلك الآن |
| Yarın bir tesisatçı çağıracağım. | Open Subtitles | حسناً، سأجلب عامل الأرضيات إلى هنا في الغد، لكن يجب أن أقول أننا |
| Bana iki gün ver, şirkete Zach Quinto'nun kaşlarından bile daha büyük bir müşteri bulayım. | Open Subtitles | ...إمنحني هذا الأسبوع و أعدك سأجلب عميلا إلى الشركة يكون أكثر شهرة من زشاري كوينتو |