Nasıl bu kadar çabuk geldin? Seni biraz pataklamam gerekecek. | Open Subtitles | كيف أتيت إلى هنا بتلك السرعة, سأضطر لأن أبرحك ضرباً |
Bazı yatırımlarımı çevirmem gerekecek. Yardım ettiğim kurum zarar görecek. | Open Subtitles | حتى استلمه نقداً لأنني سأضطر لدفع النفقات الخيريه حين ذاك |
- Tamam, ama sizi içeri kitlemek zorundayım. - Anladım. | Open Subtitles | ــ حسناً, ولكن سأضطر لإغلاق الباب عليك ــ أتفهم هذا |
Büyük jüri salonunda kürsüye çıktığım anda David'in sorularına cevap vermek zorundayım. | Open Subtitles | وحين أقف في المنصة أمام هيئة المحلفين، سأضطر للإجابة على أسئلة دايفيد. |
Orada burada Strigoi öldürmeye başladığımda saçlarımı kesmek zorunda kalacağım, değil mi? | Open Subtitles | عندما أبدأ بقتل الستريجوي يمنة ويسارا سأضطر لقصه ، أليس كذلك ؟ |
Yazık oldu. Çok hoş bir kızdı. Sonra onu öldürmem gerek. | Open Subtitles | يا للعار ، كانت فتاة لطيفة حقا ، سأضطر لقتلها لاحقا |
Ama o zaman burada bekleyip daha çok zaman kaybetmek zorunda kalırım. | Open Subtitles | لكني سأضطر الى البقاء هنا وأفقد المزيد من الوقت |
Ameliyat şart. - İç kanama var mı bakmam lazım. | Open Subtitles | سأضطر إلى فتحها لأرى إن كان هناك أي نزيف داخلي |
Sanırım benim müdahale etmem gerekiyor. Ne yazık! Bu smokinimi mahvedecek. | Open Subtitles | أفترض أنّي سأضطر للتدخل، هذا مؤسف، إذ أتوقّع أن أفسد حلّتي. |
Gidersen ikisini birden yemem gerekecek, ve bu hiç hoş değil. | Open Subtitles | انظري، إذا ذهبتِ، سأضطر لأكل كلا الطلبين وهذا ليس شيئاً رائعاً. |
İşler yoluna girmezse Sevgililer Günü dansını iptal etmem gerekecek. | Open Subtitles | إذا لم تتعدل الأمور، سأضطر لإلغاء حفلة رقص عيد الحب. |
Eğer orada yoksan maalesef göndermem gerekecek. | Open Subtitles | ولو لم تكوني هناك في نفس الميعاد سأضطر آسفة لمراسلتهما |
Bizimle Şükran Günü'nü geçirecek ama Noel'i onunkilerle geçirmek zorundayım. | Open Subtitles | ستقضي عيد الشكر معنا لكن سأضطر لقضاء الكريسماس مع عائلتها |
Peki, o halde polis çağırmak zorundayım. | Open Subtitles | ، حسناً ، فى هذه الحالة . سأضطر لإستدعاء الشرطة |
Avrupa'da herhangi bir yerde göstermeden önce aylarca beklemek zorundayım. | Open Subtitles | سأضطر للإنتظار عدة أشهر لكى أعرضها فى الأسواق الأوربية |
Eğer onu suçlayacaklarsa, kaydettiğin itirafı onlara ulaştırmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | لذا إن أدانوه , سأضطر أن أعطيهم الإعتراف الذي سجلته |
Evet. Sanırım bir gün onunla birlikte Dünya'ya gitmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | أتوقع أنه في يوم ما سأضطر للسفر معها إلى الأرض |
Pekala - sanırım ondan bir randevu isteyip sorunun ne olduğunu çözmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | حَسناً، أظن أنني سأضطر أن أسألها عن موعد و أجد ما سبب المشكلة |
İyi mi? Kalbinde hırıltı var. Birkaç tahlil yapmam gerek. | Open Subtitles | لديه نفخة قلبية ، سأضطر لأخذه لأجري له بعض الفحوصات |
Biraz işemem gerek ve bu yorganı gerçekten çok seviyorum. | Open Subtitles | لأني سأضطر للتبول قليلًا وأنا أحب غطاء السرير هذا جدًا |
Bu mülke tekrar girersen seni vurmak zorunda kalırım. | Open Subtitles | إذا أتيت لهذا المكان مرة أخرى سأضطر لإطلاق النار عليك |
Tabakları buraya koyalım, makineyi yeniden doldurmam lazım anlaşılan. | Open Subtitles | ضعوا الصحون هنا لأني سأضطر لإعادة تحميل غسالة الصحون هذه على ما يبدو |
Doğru, ama bir süre sonra buradan ayrılmam gerekiyor. | Open Subtitles | سيملكون شيئاً ضدي، بمرحلة ما سأضطر للرحيل. |
Çünkü onlara kim olduğumu, bildiklerimi nereden öğrendiğimi anlatmam gerekir. | Open Subtitles | لأنني سأضطر لإخبارهم من أنا؟ ولماذا أعرف ؟ وماذا أعرف؟ |