"سألته إن" - Traduction Arabe en Turc

• mı diye sordum
• sorduğumda
• olup olmadığını sordum

İşten yeni çıkartılmıştı umutsuz görünüyordu, bu yüzden ben de yapabileceğim bir şey var mı diye sordum.
لقد كان يعاني من إنفصامٍ، و بدا يائساً لذا سألته إن كان هناك شيء يمكنني فعله

Reklama gittiğimizde, davranışlarında bir değişiklik yaptı mı diye sordum.
عند انتقالنا للإعلانات، سألته إن كان قد غيّر سلوكه.

Ona hamile olma ihtimalin var mı diye sordum.
سألته إن كان من الممكن أن تكوني حاملاً

Ama ona arkadaşını öldürüp öldürmediğini sorduğumda, pişmanlık belirtisi gösterdi.
لكن حينما سألته إن كان قتل صديقه ، فومض ندماً.

Herhangi bir vurma olayına karışıp karışmadığını ya da o konuda bir şey bilip bilmediğini sorduğumda da, sonuna kadar reddetmişti.
سألته إن كان متورطاً في أي إطلاق للنيران... أو إن كان يعلم أي شيء عن إطلاق النار, ونفى كل ما سألته.

Ona yardıma ihtiyacı olup olmadığını sordum ama bana cevap vermedi.
سألته إن كان يحتاج مساعددة ولكنه لم يقل شيئاً.

Yıllar sonra, sahiden de böyle olup olmadığını sordum.
بعدها بسنوات ، سألته إن كان كل هذا حدث بالفعل ؟

Öyle çünkü bir keresinde almıştı ve ona bir parça alabilir miyim diye sorduğumda hemen konuyu değiştirmişti.
و سألته إن كـان بإمكـاني الحصول على قطعـة فغيّـر الموضـوع بسرعـة

Ona tarlada çalışmanın güvenli olup olmadığını sorduğumda bana, "Emin değilim" dedi.
حين سألته إن كان العمل في الحقل آمنا، قال، "لست متأكداً."

Yardıma ihtiyacınız olup olmadığını sordum.
لقد سألته إن كنتم بحاجة لأى مساعدة يارفاق

Ben de ona çalmamı istediği bir parça olup olmadığını sordum.
لذلك سألته إن كان هناك أي شيئ يريدني أن أعزفه