Biliyorsunuz, Fransız halkı konuşmalardan bıktı. | Open Subtitles | كما تعلم، الشعب الفرنسي قد سئم من الخُطب |
Belki de kanepeden bıktı. | Open Subtitles | ربما سئم من الجلوس على الأريكة |
Saygıyı kazanmak için çalışmaktan bıktı. | Open Subtitles | سئم من العمل ليحصل على إحترام الناس. |
Ellis iş arkadaşına polislerden bıktığını söylüyor... | Open Subtitles | أخبر "إيليس" زميله في العمل أنه سئم من الشرطة |
Bütün bu kavgadan bıktığını söyledi. | Open Subtitles | -قال أنّه سئم من كل هذا القتال . |
Bu insanların itip kakmalarından bıkmış usanmış birisi. | Open Subtitles | شخص ما سئم من دفع هؤلاء الناس له طوال الوقت . |
Çalışma saatlerinden bıkmıştır. | Open Subtitles | لأنه لا يملك تأمينا صحيا وأنه سئم من ساعات ممارسته لهذا الجنون |
Avery, Harlan'daki kargaşadan bıktı. | Open Subtitles | (آيفري)،قد سئم من هذه الفوضى الموجودة بهارلن |
Nihayetinde, kendisi fakirleşirken müvekkillerinin zenginleşmesini izlemekten bıktı. | Open Subtitles | لذا، سئم من رؤية نفسه فقيرًا |
Senin saçmalıklarından bıktı. Saçma birşey mi yaptım? | Open Subtitles | لقد سئم من تفاهاتك! |
Maurice'in kuralları ile yaşamaktan bıktı ve onu öldürdü. | Open Subtitles | سئم من العيش تحت قواعد (موريس)... فقتله. |
Sanırım JP etrafta olmamdan bıktı.. | Open Subtitles | أظن أن (جاي بي) سئم من وجودي |
İtilip kakılmaktan bıkmış avantajı ele almak ister filan. | Open Subtitles | وانه سئم من كونه مضايق ومُسْتَغْلّ |
Alan mezarlıkta kalmaktan bıkmış değil mi? | Open Subtitles | آلان) سئم من البقاء في المقبرة, أليس كذلك؟ |
Belki de uzaktan bakmaktan bıkmıştır. | Open Subtitles | رُبما يكون قد سئم من النظر إليها من على بُعد |
Belki de simülasyonlardan bıkmıştır. | Open Subtitles | ربما هو سئم من التدريب |