Senin uzmanlığına sahip biri için biraz komik bir isim. | Open Subtitles | ياله من اسم ساخر لزميل ينعم بخبرة خاصة كالتي لديك |
İkinci Dünya Savaşının en komik filmi. | Open Subtitles | اكبر عرض ساخر على الحرب العالمية الثانية |
Hah, içinde bulunduğum duruma bakılırsa, bu bir ironi değil mi? | Open Subtitles | اذا وضعت وضعنا في الحسبان ستجد ان الموقف ساخر |
Kalp çarptırıcı, iğneleyici sözler havada uçuyor.. | Open Subtitles | لكن يا إلهي كان نصراً طائر ساخر ماص للدم |
Birinin gerçek olmayan dünyada daha huzurlu olması ironik bir şey. | Open Subtitles | هو شيء ساخر أن يكون الأكثر سلامه هو العالم التقريبي |
Ne kinayeli bir durum değil mi, sen Bay Popüler'sin ve ben ise herkesin alay ettiği bir hiç. | Open Subtitles | و لا أنت تريد إنه ساخر نوعاً ما كيف أنك يا سيد مشهور و أنا الفتاة المجهولة التي يسخر منها الجميع |
Bir sürü fiziksel ve psikolojik işkence sonucunda kazanılmış bir sinizm. | Open Subtitles | إنّه تعبيرٌ ساخر قد تمّ اكتسابه بعد الكثير من التعذيب الجسدي والنفسي |
"Alaycı", "değişken kişilikli" ve "Kötümser"e ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن ساخر و مزاجي و متهكم .. |
Ben onunla komik programlar yaptım komik reklam yaptım. | Open Subtitles | لكن كل شيء سيكون بخير لكنني قمت بعرض ساخر معه |
Çok komik ama senin gibi yardım etmeye çalışan insanlar, bana hep işkence etti. | Open Subtitles | هذا ساخر , لكن الناس مثلك الذي يحاولون يساعدوا ينتهون يعذبوني |
Buna ihtiyacımızın olduğunu anlamaman çok komik bir durum. | Open Subtitles | إنه لأمر ساخر كونك لا تعرف سبب حاجتنا لذلك |
komik değil, alay edilecek bir şey. | Open Subtitles | ليس مضحك إنه ساخر أكثر من مضحك |
Düğününün fırtınalı bir günde olması ve uygunsuz bir zamanda seçilen yanlış çatal-bıçak pek ironi sayılmaz. | Open Subtitles | جوٌ عاصف في طريقك إلى زفافك و سكاكين غير مناسبة في وقت غير مناسب بالكاد ساخر |
Ne ironi ama! Senede 30,000 $'ı tepiyorum, sen de beni terk ediyorsun. | Open Subtitles | انه موقف ساخر جدا, ان اُلقى ب 30,000$ سنويا وانت تتركينى |
Olaya biraz ironi katmayı yeğledim. | Open Subtitles | "أعتقد أن "المجيئ وحيداً كَانَ لمسة ساخر جداً |
Biraz iğneleyici konuşuyordu. Yanılıyor da olabilirim. | Open Subtitles | نعم , لقد بدا كأنه ساخر قليلاً ربما أكون مخطئة |
Randy, öncelikle hepimizin sevdiği bir sporu iğneleyici bir kâbusa dönüştürdüğün için teşekkürler. | Open Subtitles | راندي)، أولاً) شكراً لأخذك رياضة نحبها جميعاً . و تحويلها إلى كابوسٍ ساخر |
Hatta hapishane açılışını bile böyle yapmıştı sonra ise ironik bir şekilde oraya mahkum oldu. | Open Subtitles | فعل هذا أيضاً للسجن الذي بناه و بشكل ساخر, دخله لاحقاً |
İronik bir durum çünkü 9 saat 23 dakika erken başlamıştım. | Open Subtitles | وهذا أمر ساخر للغاية ، ففي البداية كنت مبكراً بتسع ساعات وسبعة وثلاثون دقيقة |
Bir de alay ediyorsun. | Open Subtitles | أنت ساخر بما يكفى لكى تفعل ذلك |
Sözümü geri alıyorum o zaman. Ama yine de sinizm bu. | Open Subtitles | اتراجع في كلامي ، ولكنّه مازال تعبير ساخر |
- Sen ne zaman böyle Kötümser oldun? | Open Subtitles | -منذ متى وأنت أصبحت ساخر بهذه الطريقة ؟ |
Oraya gittiğimde o oraya benden "6 feet"* daha yakın olacak. İroniye bak. | Open Subtitles | بشكل ساخر, بحلول الوقت الذي اكون به هناك سيكون قريب مني بستة أقدام |
- Bunun bizi rahatlattığını sanıyor. - Alaycı dev bir robot. | Open Subtitles | ـ يظن أن هذا يريحينا ـ رجل آلي عملاق ساخر! |
Sanatçı olmak için fazla alaycıyım. | Open Subtitles | لأنني أكثر نقد ساخر لأكون فنانة |