Kabalaşmak istemem, ama altı saattir buradasınız. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون وقحاً لكنك هنا منذ ستّ ساعاتِ |
Bunu ortaya çıkardım ve dava üzerinde altı saattir çalışıyorum. | Open Subtitles | إكتشفتُ، وأنا اعمل على القضية، لمدة 6 ساعاتِ. |
Dört saatte bir, sütle iki tane alacakmışsın. | Open Subtitles | يَقُولُ هنا تَأْخذَ إثنان كُلّ أربع ساعاتِ مَع طاسة الحليبِ. |
Evet. 2 adam sadece 5 saatte herşeyini taşıdılar. | Open Subtitles | تَحرّكَ؟ نعم. أَخذَ محرّكين فقط، خمس ساعاتِ لحَزْم وتَحريك كُلّ شيءِ. |
Acil yaşam destek, yani altı saatlik oksijen ya da daha az. | Open Subtitles | الإنعاشي الطارئ، لكي ستّ ساعاتِ مِنْ الأوكسجينِ، لَرُبَّمَا أقل. |
Savaş başlıklarını etkisiz hale getirmek için gerekli kodları elde ettik, ancak ikinci bombayı bulmak için sadece beş saatimiz var. | Open Subtitles | هذا إم . حَللنَا الرموز لنَزْع سلاح الرؤوس الحربية، لَكنَّنا امامنا خمس ساعاتِ فقط لإيجاد القنبلةِ الثانيةِ. |
Üç saattir bunun için mi şarkı söylüyorlar? | Open Subtitles | ذلك ما يُدندنونَ عنه للثلاث ساعاتِ الماضية ؟ |
Üç buçuk saattir kaşımı kaşıyorum be. | Open Subtitles | أنا أَخْدشُ حاجبَي اللعين ل ثلاثة ساعاتِ ونصف |
- Hava çok kötü! - Biliyorum, yarım saattir altında ayakta dikiliyorum. | Open Subtitles | أَعْرفُ، أنا أَقِفُ فيه لنِصْفِ ساعاتِ الأخيرِ. |
Üç saattir öğlen yemeğindesin. | Open Subtitles | أنت كُنْتَ في الغداءِ، منذ ثلاث ساعاتِ. |
Yedi saattir o kutunun içinde kilitli | Open Subtitles | لقد أغلق في تلك المبردةِ لسبع ساعاتِ. |
Dört saattir de baygın. | Open Subtitles | الذي تحت التخديرِ لأربع ساعاتِ. |
Son sekiz saatte neler yaptın? | Open Subtitles | الآن، ما أنت عَمَل للثمان ساعاتِ الماضية؟ |
Hemşire burada olacak, ben ise her 3-4 saatte bir kontrole geleceğim. | Open Subtitles | إنّ الممرضةَ هنا وأنا سَأَستمرُّ بالمَجيء كُلّ ثلاثة أربع ساعاتِ |
Hemşire burada olacak, ben ise her 3-4 saatte bir kontrole geleceğim. | Open Subtitles | إنّ الممرضةَ هنا وأنا سَأَستمرُّ بالمَجيء كُلّ ثلاثة أربع ساعاتِ |
Bizim 9/11'de iki saatte yaşadıklarımızı onlar neredeyse her gün yaşıyorlardı. | Open Subtitles | الذيمَررنَابهم في إلى ساعاتِ في 911. مَرّوابهم تقريباً يومياً. |
Buradan sadece üç saatlik mesafedeler. | Open Subtitles | كْي . دبي. ذلك وحيدُ ثلاث ساعاتِ بعيداً. |
Eğer 8 saatlik uçuş boyunca uyumak ve Tahiti'de zinde uyanmak istiyorsam kaç tane Ambien almam gerekir? | Open Subtitles | كم من يَجِبُ أَنْ آخذَ إذا أُريدُ النَوْم خلال... كامل الطيرانِ 8 ساعاتِ ويَستيقظُ مُنعَشاً في تاهيتي؟ |
Onunla birlikte 3 saatimiz daha var. | Open Subtitles | حَصلنَا عليه ل ثلاث ساعاتِ أكثرِ. |
Güneş batana kadar 8 saatimiz var. | Open Subtitles | - ثمان ساعاتِ مِنْ غروب الشمسِ. |
Birkaç saatliğine işe gitmem lazım. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أَذْهبَ إلى العملِ لبضْع ساعاتِ. |