- Umarım şeytanın öldüğünüzü öğrenmesinden yarım saat önce cennette olursunuz. | Open Subtitles | ربما تكون في السماء مدة نصف ساعة قبل ان يعرف الشيطان أنت ميت |
Fonlara dokunulmadan ya da nakledilmeden yarım saat önce geldik. | Open Subtitles | وصلنا هنا قبل ساعة, قبل أن تُلمس أو تُنقل أي نقود. |
Uçuştan 24 saat önce hiçbir şey yiyemezsin. | Open Subtitles | يجب أن لا تأكلي شيئا خلال 24 ساعة قبل الرحلة |
Gün doğmasından önce bir saat vaktimiz olmalı. Ne kadar zamana ihtiyacınız var? | Open Subtitles | ينبغى ان تكون لدينا ساعة قبل الفجر كم تحتاج من الوقت؟ |
Senin teorine göre, Azizler günü başlamadan önce 48 saatten az vakitmiz kaldı. | Open Subtitles | و فقا لنظريتك أمامنا أقل من 48 ساعة قبل عيد القديسين |
Eğer hemen ayrılırsam, törenden önce 14 saatim var. | Open Subtitles | لو رحلت حالا ، فسيكون لدي 14 ساعة قبل المراسم |
Çürüklerin rengine bakılırsa bu yaralar, öldükten yaklaşık 48 saat sonra olmuş. | Open Subtitles | و استناداً على لون الكدمات فإنه تكبد الإصابة منذ حوالي 48 ساعة قبل الموت |
Tahminimce, tamamen kapanmasına 24 saat kaldı. | Open Subtitles | سأقول أن لدينا 24 ساعة قبل أن تتصلب بالكامل |
Hayvanlardan bazıları karşılaşmadan 48 saat önce karanlık bir yere kapatılıyor, ve aydınlık arenaya çıktıklarında hiçbir şey göremiyorlar. | Open Subtitles | وتوضع بعض الحيوانات في الظلام لمدة 48 ساعة قبل المواجهة، ثم يتم الافراج عنهم وهم عميان إلى ساحة القتال المشعه. |
18 yaşına girmeden bir saat önce siktim. | Open Subtitles | لقد ضاجعتها لمدة ساعة قبل أن تكمل 18 سنة |
Tabi, ve gelecekte, size havaalanına uçuştan bir buçuk saat önce varmanızı tavsiye ediyoruz, bir dakika sonra değil. | Open Subtitles | أكيد، ولكن للمستقبل ننصحك بالقدوم إلى المطار بساعة أو بنصف ساعة قبل رحلتك ليس بعدها بدقيقة |
Demek son telefonu aldıktan yarım saat önce kaybolmuş. | Open Subtitles | هذا يعني أنّه اختفى نصف ساعة قبل أن يردني آخر اتصال. |
Demek son telefonu aldıktan yarım saat önce kaybolmuş. | Open Subtitles | هذا يعني أنّه اختفى نصف ساعة قبل أن يردني آخر اتصال. |
Burada bir davet verdiğinde geç kalmamak demek, yarım saat önce gelmek demektir. | Open Subtitles | عندما تستضيف عشاءك هنا عدم التأخر يعني الوصول إلى هنا نصف ساعة قبل الموعد |
Fotoğrafın çöp kamyonunda bulunmasından bir saat önce. | Open Subtitles | ذلك كان ساعة قبل العثور على آلة التصوير في شاحنة القمامة. |
İçmeden bir saat önce açsanız iyi olur. | Open Subtitles | عليك أن تقوم بفتحها لمدة ساعة قبل أن تقوم بشرابها |
Etik kurulunda yerine tanıklık etmemi istiyorsun ve bunu kuruldan yarım saat önce sesli mesajla söylüyorsun. | Open Subtitles | تريد مني أن أشهد بالنيابة عليك أمام اللجنة الأخلاقية و تترك لي رسالة صوتية ساعة قبل حدوث الأمر |
Ne yani bir saat erken gelip, üstüne saat 5.00'e kadar ders mi göreceğiz? | Open Subtitles | سنأتي ساعة قبل الوقت، ثم نأخذ حصتين متتاليتين ونبقى حتى الساعة الخامسة؟ |
Yani sen dönmeden önce 24 saatten az zamanımız kalır. | Open Subtitles | وهذا يترك لنا أقل من 24 ساعة قبل أن ترجع مرة أخرى |
Öyleyse arkanda durmasını söyle. Fırlatmaya kadar bir saatin var. | Open Subtitles | ـ أطلب منها البقاء وراءك ـ لديك حوالي ساعة قبل الإنطلاق |
Stephanie Wilson bir tarlada bulunmadan önce 24 saatimiz var. | Open Subtitles | لكن ليس لدينا الوقت لدينا 24 ساعة قبل ان نجد |
"24 saat önceden, tren istasyonun yanındaki bir binada hazır olmamızı..." | Open Subtitles | إستلمنا خطاباً مُسجّلاً بأن أمامنا 24 ساعة قبل أن نثبت حضورنا |