Yzma bir dolandırıcı. Hepsi benim suçum, bunu yapmasına yardım ettim. | Open Subtitles | وأوزما محتاله وكل هذا بسبب خطئى لأننى ساعدتها على فعل ذلك |
Bulmasına yardım ettim. Bu gayet sıradan bir şey Dedektif. | Open Subtitles | ساعدتها في إيجاد واحد ، هذا إعتيادي ، حذرة المحقق |
Ayrıca vasiyetini yazmasına yardımcı olmuş olabileceğinizden bahsediyor. | Open Subtitles | هناك أيضا تلميحا أنك ربما ساعدتها فى وضع مسودة لوصيتها |
Bende buraya taşınarak yardımcı oldum. | Open Subtitles | لم يكن بإستطاعتها دفع ثمن الإيجار لوحدها. لذا ساعدتها فى ذلك. |
Bu sabah sana yalan söyledim. Ona yardım ettim. Beni de götür. | Open Subtitles | لقد كذبت عليك هذا الصباح لقد ساعدتها ، خذنى انا ايضا |
Şimdi Ona yardım ettiniz: ödeştik. Evinize gidin. | Open Subtitles | وها قد ساعدتها, نحن الآن متعادلون إذهب إلى منزلك |
Adamlarımdan birinin kaçırılmasına yardım ettin. | Open Subtitles | لقد ساعدتها بذلك علي اختطاف أحد أفراد الشرطة |
Şey, o akşam, çok fazla yumurta likörü içti. Ben onun yatağa gitmesine yardım ettim. | Open Subtitles | بحلول المساء، أنها أحتست كمية كبيرة من الخمر الابيض، لدرجة أنني ساعدتها بالذهاب إلى غرفة النوم |
Morga dönmek istiyordu. Ona yardım ettim. | Open Subtitles | .لقد أرادت العودة إلي العمل بالمشرحه و أنا ساعدتها |
Dergi için resimlerini çekmemi istedi, ben de yardım ettim. | Open Subtitles | إنها علاقة بريئة, طلبت مني المساعدة في إلتقاط بعض الصور لها, لذا ساعدتها |
Torbaları taşımasına yardım ettim. | Open Subtitles | ساعدتها في حمل بقالتها فقامت بإعطائي ربع دولار |
Mülakat sürecinde çok yardımcı olduğunu duydum. | Open Subtitles | سررت لرؤيتكِ أخبروني أنكِ ساعدتها كثيراً في مقابلتها |
Riku, Bones'a karakterlerden birini sordu ve biz yalnızken, Bones senin ona yardımcı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وعندما أصبحنا وحدنا، أخبرتني أنكِ ساعدتها |
Eğer sizi ararsa ve ona yardımcı olursanız sizin için de tutuklama emri çıkartırım. | Open Subtitles | لو إتصلت بك و ساعدتها بأي طريقه سأصدر أمراً بتوقيفك |
Hatırlamasına yardımcı oldum. | Open Subtitles | أنا الذي أخبرتها ،لقد ساعدتها على التذكر فحسب |
Neredeyse düşüyordu. Ona yardım etmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | صوتها أصبح ضعيفاً للغاية، وهي .تقريباً سقطت و أنا ساعدتها |
Ona yardım ettiğimi düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت أني ساعدتها ظننت أنها تحتاج لأجابة فحسب ولم أظن أن الإجابة ستحدث فرق |
Ve sen de Ona yardım ettin, değil mi. | Open Subtitles | وأنت ساعدتها في التخلص من ذلك, أليس كذلك؟ |
Avusturya'dan çıkmasına yardım ettiğim kız belgelerini halledene kadar orada saklandı. | Open Subtitles | مكان تختبئ به فتاة ساعدتها فى الخروج من النمسا حتى استخرج لها الأوراق |
Son iki yılda, Stumai ona yol parası, hijyenik ped, sabun için maddi yardımda bulundu ve devam etmesi için teşvik etti. | TED | في العامين الماضيين، ساعدتها ستوماي بمال لأجرة الحافلة، للفوط الصحية والصابون وشجعتها أن تستمر. |
Her ne kadar sigarayı bırakmasına yardım etmiş olsam da. ışte karşılığı böyle. | Open Subtitles | على الرغم من حقيقة أنني ساعدتها على الاقلاع عن التدخين، إنّها الآن ممتنّة |
7. sınıf, ödevine yardım etmiştin? | Open Subtitles | في الصف السابع ساعدتها في حل واجبها؟ |
Eğer ona o hafta sonu yardım edersem yüzde 10 ve kendim için bedava mal vereceğini söyledi. | Open Subtitles | وافقت واستمرينا على نفس الاتفاق كما في السابق نسبة عشرة بالمائة لو كنت قد ساعدتها في تلك الإجازة الأسبوعية |