Daha ünlü insanlarla, daha heyecanlı vakit geçirdiğini düşünecek. | Open Subtitles | ستظن أنك تمضى وقتا أكثر إثارة مع أشخاص أكثر شهرة |
Yine ilişkisini baltaladığımı düşünecek. | Open Subtitles | انها فقط ستظن انني أخرب علاقتها مرة اخرى |
İnsanlar ne der Chhoto-Ma ne düşünür? | Open Subtitles | ماذا سيقولون الناس؟ ماذا ستظن حماتك والتي هي أمي؟ |
Söylemeyeceğim öğrenirse benim arıza olduğumu düşünür. | Open Subtitles | ــ لا، لن أخبرها، ستظن أنني غريب الأطوار |
Telefon hattında arıza olduğunu sanacak. | Open Subtitles | ستظن أنه خطأ في الاتصال الهاتفي وستعاود الاتصال |
- Tabii böyle düşünürsün. Şu an size cevap veremiyorum. Lütfen mesaj bırakın. | Open Subtitles | بالطبع ستظن ذلك رجاءً أترك رسالة بعد سماع الإشارة إنهم رجال صالحون كيلي |
Eğer değilse, gerçekten ne yaptığını biliyor polis olduğunuzu düşünecek. | Open Subtitles | وإذا لم تكن وهي في الحقيقة تعرف ما تفعل، ستظن أنكم شرطة. |
Gelmezsen aramızda bir şey olduğunu düşünecek. | Open Subtitles | إذا رفضتي فإنها ستظن أن هناك شيئا ما بيننا |
Aleti senin ya da yetkililerin bulup etkisiz hâle getirdiğini düşünecek. | Open Subtitles | ستظن انه إما انت من وجد الصندوق الاسود وألغته او السلطات من قامت بذلك |
Kıza mesaj bırakmaya devam edersen senin rahatsız ettiğini düşünecek. | Open Subtitles | اذا تركت للفتاة رسائل أخرى ستظن أنك تلاحقها - حسنا ، ماذا كنت ستفعل ؟ |
Bunu duyduğunda, benim bir kaçık olduğumu düşünür. Asla benimle çıkmaz. | Open Subtitles | لو علمت ستظن أنّى مخبول ولن تخرج معى مطلقاً |
Bunu duyduğunda, benim bir kaçık olduğumu düşünür. | Open Subtitles | لو علمت ستظن أنّى مخبول ولن تخرج معى مطلقاً |
Araba bombası gibi görünürse polis rakiplerinin yaptığını düşünür. | Open Subtitles | اذا جعلناها تبدو كسيارة مفخخة ستظن الشرطة انه من عمل عصابة منافسة |
Böyle konuşma. Kız çocuğu alkolik sanacak, senin genlerini aldı diye. | Open Subtitles | لا تقول هذا , ستظن الآن أنه مدمن للكحول لأنه يملك نفس جيناتك |
Annem bu notu okuduğunda bugün öğleden beri orada olduğumuzu sanacak. | Open Subtitles | عندما تقرأ أمي هذه الملاحظة ستظن أننا كنا هناك منذ ظهر اليوم |
Daha da kötü yaparım, ilkinde seni kutsadığımı düşünürsün. | Open Subtitles | سأجعلها اسوأ بكثير لدرجة انك ستظن انني كنت اباركك المرة الأولي |
Evinde önceden tek bir sinek yokken, birden bire her yer sinek dolsa sen ne düşünürdün? | Open Subtitles | ماذا ستظن بمنزلك الذي لم يتواجد به الذباب من قبل إمتليء فجأه بالذباب؟ |
Ona söylemeyeceğiz, tamam mı? Ayrıca, bize zaten inanmayacaktır. Benim çocuğum olduğunu düşünecektir. | Open Subtitles | الي جانب انها لن تصدقنا, ستظن انك تشبهني فقط |
Deli olduğumu düşüneceksiniz biliyorum ama yarım saat sonra dolunay çıkacak ve ben bir kurt adama dönüşeceğim. | Open Subtitles | .. أنا أعرف أنك ستظن أنني مجنون , ولكن بعد نصف ساعة القمر سيكتمل وسأتحول إلي ذئب |
Annem söyledi. Herhalde deli olduğumu düşünüyorsundur. | Open Subtitles | أمي أخبرتني ، إنك ستظن أنني مجنون |
Bu korkunç. Niçin böyle düşünsün ki? Niçin düşünmesin? | Open Subtitles | هذا رهيب لماذا ستظن ذلك؟ |
Öyle bir ördek pişiriyorlar ki yiyince kendini cennete gitmiş sanırsın. | Open Subtitles | يقدّمون بطّاً هناك، ستظن أنك مت ودخلت الجنة. |
Çünkü beni bu bebekle gördüğünde birbirimize ait olduğumuzu, bana aşık olduğunu düşüneceksin. | Open Subtitles | لأنه عندما تراني مع الطفل ستظن أنك تحبني و أننا لبعضنا |
Bankalar kafamızın güzel olduğunu ya da inme indiğini düşünecekler. | Open Subtitles | ستظن البنك إما أننا منتشين أو مصابين بأزمة |