Programda bir son dakika değişikliği olacak. Kibarca özür dileyecek. | Open Subtitles | سيكون هناك تغيير في الجدول في أخر دقيقة ستعتذر بأدب |
- Yaşananlar için özür dileyecek. Suçu üstlenecek. | Open Subtitles | و ستعتذر عن أي إزعاج و ستقول أنه خطأها تماما |
Sahte para transferi için de özür dileyecek misin? | Open Subtitles | ستعتذر عن برقية التحويل المزيف أيضا؟ |
Dediğim gibi yapacaksın. Newbury'lerden özür dileyeceksin. | Open Subtitles | انت ستفعل كما قلت لك انت ستعتذر الى عائلة نيوبيري |
Ve Büyük Usta'mızdan kalbini kırdığın için özür dileyeceksin. | Open Subtitles | ..وبعدها ستعتذر لسيدنا الأعظم، لأنّك حطمت فؤاده |
"Tokatladığınız askerden özür dileyin bunu, o gün olaya şahit olan, sağlık personeli çadırda bulunan bütün yaralılar ve 7'nci ordunun toplayabildiğiniz komuta birlikleri önünde, yapmanız gerekiyor. " | Open Subtitles | ستعتذر إلى الجندى " ... الذى صفعته إلى جميع الأطباء والممرضات ... ... الذين كانوا متواجدين بالخيمة فى ذلك الوقت |
Ben senin özür dileyeceğini sanıyordum. | Open Subtitles | كنت أظنك ستعتذر |
Yaklaşık bir saat içerisinde bunun için de özür dileyecek misin? | Open Subtitles | هل ستعتذر عن ذلك بغضون ساعة أو ماذا؟ - آسف؟ |
Yalvarırım gitme. özür dileyecek. | Open Subtitles | أتوسل أليك, أنتظر أنها ستعتذر |
özür dileyecek misin, dilemeyecek misin? | Open Subtitles | هل ستعتذر أم لا؟ |
özür dileyecek misin, yoksa beni mi bekliyorsun? | Open Subtitles | ستعتذر... أو تنتظر أن أعتذر أنا؟ |
Allison'dan özür dileyecek misin dilemeyecek misin? | Open Subtitles | -هل ستعتذر لــ "أليسون" أم ماذا ؟ |
Gördüğün gibi, 4 günlük gözetimi kabul etmiyorum ve sen de bana ve okul arkadaşlarıma sert davrandığın için herkesin önünde özür dileyeceksin. | Open Subtitles | ترى انا لن اقبل بأربعة ايام احتجاز وأنت ستعتذر امام العلن لكونك صارم معي واصدقائي في المدرسة |
Biliyor musun Harvey, buradan içeriye ilk girdiğinde bir saniyeliğine bana onca zaman yalan söylediğin için özür dileyeceksin sandım. | Open Subtitles | أتعلم، عندما دخلتَ إلى هنا، خلت لثانية أنك ستعتذر إلي على كذبك طيلة ذلك الوقت |
Tamam, demek ki, şimdi benden özür dileyeceksin, bu mudur? | Open Subtitles | حسناً , هل ستعتذر لي الآن أهكذا الأمر ؟ |
Hayır, özür dileyeceksin çünkü Hristiyanlığın gereği budur. | Open Subtitles | لا, انت ستعتذر لانه شيء مسيحي لتفعله |
Senle bir daha konuşmam için önce özür dileyeceksin. | Open Subtitles | ستعتذر ، قبل أن أتحدث إليك مرة أخرى. |
özür dileyeceksin. | Open Subtitles | الآن، أنت ستعتذر |
"Tokatladığınız askerden özür dileyin bunu, o gün olaya şahit olan, sağlık personeli çadırda bulunan bütün yaralılar ve 7'nci ordunun toplayabildiğiniz komuta birlikleri önünde, yapmanız gerekiyor. " | Open Subtitles | ستعتذر إلى الجندى " ... الذى صفعته إلى جميع الأطباء والممرضات ... ... الذين كانوا متواجدين بالخيمة فى ذلك الوقت |
Ama özür dileyeceğini söyledin. | Open Subtitles | قلت أنك ستعتذر |
Eminim yakaladığımızda özür dileyecektir. | Open Subtitles | متأكّدة أنّك ستعتذر عندما نلقي القبض عليه |
Korktuğun için özür dileyeceksen, adam değil, bir çocuksun. | Open Subtitles | إذا كنت ستعتذر لأنك خائف فستكون طفلاً و ليس رجلاً |