Bu on yıl önce bana söyleyeceğin bir şey değildi. | Open Subtitles | هذا شيئاً لم تكن ستقوله لى منذ 10 سنوات ماضية |
Bayan Folliat'ın neler söyleyeceğini işitmek istiyorum. | Open Subtitles | نعم, ولكنى مهتم اكثر بما ستقوله السيدة فوليت قبل ان تقوم الشرطة باستجوابها |
Ama buradaki herkes seni seviyor ve ne diyeceğini takmayacaktır. | Open Subtitles | وكما يفعل الجميع في الداخل ولا أحد يهتم بما ستقوله |
18 olduğunda ne diyeceksin? | Open Subtitles | ما الذي ستقوله عندما يكون في الثامنة عشر ؟ |
evet ama ya çalışmaları hakkında konuşmak isterse ne söyleyeceksin? | Open Subtitles | و لكن ما الذي ستقوله إن أرادت أن تناقش عملها |
Senin de söyleyeceğin şey dün gece felsefe hocamla yattığım mı? | Open Subtitles | هل ما ستقوله أنك حضيت بالجنس مع بروفيسور الفلسفة الليلة الماضية؟ |
Sana söyleyeceklerimi söyledim eğer senin de söyleyeceğin bir şey varsa... seni dinleyeceğim. | Open Subtitles | لقد قلت ما أريد قوله ولا أريد أن أسمع أي شيء مما ستقوله |
Ve söyleyeceğin her şey mahkemede aleyhine delil olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | لأن أي شيء ستقوله قد يستخدم ضدك في المحكمة. |
Savcılık elemanlarına neler söyleyeceğini ezberletecek. | Open Subtitles | و هو سوف يلقنك ما الذى ستقوله لرجال التحقيق |
Bak, kusura bakma ama konuşman sırasında ne söyleyeceğini merak ettik. | Open Subtitles | بكل الاحترام المستحَق أردنا فقط أن نسأل ما الذي كنت ستقوله أثناء خطابك؟ |
Bunu söyleyeceğini biliyordum. Yerini ayırttım bile. | Open Subtitles | هذا ما ظننت انك ستقوله وقد حجزت لك واحدة فعلا |
İyi bir yatırım yaptığın için elinde dolgun bir çekle eve gittiğinde karının ne diyeceğini bir düşün. | Open Subtitles | فقط فكر فيما ستقوله زوجتك عندما تحضر الى منزلك شيك بمبلغ كبير لأن عندك بصيرة لترى الأشياء الجيده تأتى |
Grubun bu konuda ne diyeceğini merak ediyorum. | Open Subtitles | إنني أتسائل عن ما ستقوله المجموعة حول هذا الأمر |
Ne diyeceğini biliyorum, ama bak, ne yaptılar bana. | Open Subtitles | أعرف مالذي ستقوله ولكن انظر ماذا فعلوا بي |
Peki, oraya vardığında bu herife ne diyeceksin? | Open Subtitles | إذاً، ماذا عمّا ستقوله لهذا الرجل عندما تصل إلى هناك؟ |
Sanırım meteor taşlarının etrafında hastalandığını bildiğini de söyleyeceksin. | Open Subtitles | أفترض الشئ التالي الذي ستقوله لنا بأنها تعرف بأنك تضعف أمام صخور النيازك؟ |
Hem eşin bu ahlaksızlığa ne diyecek? | Open Subtitles | وما الذي ستقوله زوجتك لو أنها رأت هذا المشهد الإنحرافي؟ |
Söylediğin şey sadece bir cümle olabilir. | TED | الشيء الذي ستقوله يجب أن يكون عبارة واحدة. |
Bu çok komik. Açtığında söylediği şey düğün gecesi söyleyeceği şey olacak. | Open Subtitles | الشي الذي ستقوله عندما تفتحها هو الشي الذي ستقوله في ليلة الدخلة |
Sevgili Bay Bennet! Söyleyeceğiniz hiçbir şey beni kızdıramaz artık. | Open Subtitles | عزيزى السيد بنيت ,لاشىء مما ستقوله بعد ذلك سيثير غيظى |
- Elinor da öyle derdi. - Ve haklı olurdu. | Open Subtitles | ـ هذا ما ستقوله إلينور بالضبط ـ وستكون على حق |
Patronların sorarsa, lastikleri düzelttirmeye gittiğini söyleyecektin. | Open Subtitles | إذا قاموا بسؤالك ، مالذي ستقوله ؟ بأنّك ذهبت لتفحص عجلات السيارة |
Hem kız arkadaşın mısırcı kızı eve götürdüğünü duyarsa ne der? | Open Subtitles | وماالذى ستقوله صديقتك إذا أوصلت فتاة الفشار إلي منزلها ؟ |
Bahsetmişken, eğer bu düşündüğünü bilseydi ne söylerdi? | Open Subtitles | بالمناسبة، مالذي تعتقدينها ستقوله إن عرفت بأنكِ فكرتِ بذلك حتى؟ |
Sen tam olarak ne diyecektin, Kyle? | Open Subtitles | حسنا مالذي كنت ستقوله بالضبط, كايل؟ |
ağlaymaya başladım. Rick Smolan: eminim bana 40 türlü şey söyleyecek | TED | بدأت أبكي. ريك سمولان: أنا متأكد من أنه هناك قرابة 40 شيئا ستقوله لي. |