"ستمضي" - Traduction Arabe en Turc

    • geçireceksin
        
    • geçecek
        
    • yoluna
        
    • geçirecek
        
    • geçirirsin
        
    • devam edecek
        
    • hayatına
        
    Biraz önce bir polis memuruna saldırdın yani bu geceyi kodeste geçireceksin. Open Subtitles لقد إعتديت على شرطي مما يعني إنك ستمضي ليلتك في السجن لنذهب
    Akşamın geri kalanını o palyaçonun ağzını zorla açmaya çalışarak mı geçireceksin? Open Subtitles هل ستمضي بقية السهرة تتلاعب بفم هذا المهرّج؟
    Fakat kendi başlarına avlanmak için bir altı ay daha geçecek. Open Subtitles لكن ستمضي ستة أشهر أخرى قبل أن يتمكّنا من الصّيد بمفردهما
    Eminim ki St. Joseph'teki zorbalar seni tekrar dövmeye kalkana kadar bayağı zaman geçecek. Open Subtitles لكنني واثق أنها ستمضي فترة قبل أن يشعر مشاغبوا المدرسة أن بوسعهم ضربك ثانيةً
    Adamlarına söyle, eğer herkes sakin olursa, her şey yoluna girer. Open Subtitles دع الجميع يعلم أن الأمور ستمضي إذا بقي الجميع ثابت
    Yok artık! Yani bütün hayatını insanlara sarılarak mı geçirecek? Open Subtitles يا الهي انت تعني انها ستمضي حياتها في معانقة الناس
    Sen de hayatının geri kalanını kurşun geçirmez yelek giyerek geçirirsin. Open Subtitles . و انت ستمضي بقية حياتك , مرتدياً صدرية الرصاص هذه
    JA: Hangi yolla devam edecek emin değilim. TED جوليان : أنا لست متأكد بأي طريق ستمضي الأمور.
    Sen de biz sefiller gibi, Noel'i yalnız geçireceksin. Open Subtitles ستمضي عيد الميلاد وحيداً مثل بقية المخفقين
    Bu anlaşmayı yapmazsan hayatının geri kalanını hapiste geçireceksin. Open Subtitles بدون هذه الصفقة، ستمضي بقية حياتك في السجن
    Yani kafanı hayatının sonuna kadar asfaltlamakla mı geçireceksin? Open Subtitles اذا انت ستمضي بقية حياتك تدهن المثبت على رأسك كأنه سروال داخلي ملقي في الطريق السريع؟
    En iyi ihtimalle, hayatının kalanını askeri hapishanede geçireceksin. Open Subtitles في أفضل الحالات ستمضي بقية حياتك في سجن ليفينسورث
    Ama bunu ona teslim etmessen, kalan günlerin bir masa süsü olarak geçecek. Open Subtitles ليؤذي الناس لكنْ ما لمْ تسلّمه، ستمضي بقيّة أيّامك كطاولة زينة
    Çin'e giden prensesin kafilesi bu gece buradan geçecek. Open Subtitles اليوم ، الأميرة التي ستتزوج أمير سلالة تشينغ ستمضي من هنا هل تعرفون هذا ؟
    Herşey yoluna girecek, Sam. Göreceksin. Open Subtitles ستمضي ألأمور ياسام ، سترى
    Onun yerine, "endişelenme her şey yoluna girecek..." "Günün birinde bir ailen olacak" diyorlar. Open Subtitles بدلاً من ذلك يقولون: "لا تقلقي... ستمضي الأمور كلها"
    O zaman kendi mesut yoluna gidebilirsin. Open Subtitles إذاً ستمضي في طريق مُظلم.
    Bütün hayatını, asla bulamayacağı birini aramakla geçirecek. Open Subtitles ستمضي حياتها كلها بحثاً عن إنسان لن تجده أبداً
    Bütün hayatını onu neden terk ettiğini merak ederek geçirecek. Open Subtitles ستمضي حياتها بأكملها متسائلةً لما هجرتها
    Büyü yapmak için parmağını bile kımıldatsan hayatını sonsuza kadar bu kutunun içinde geçirirsin. Open Subtitles أقلّ حركة لممارسة السحر و ستمضي الأبديّة داخل هذا الصندوق
    Düşünerek zaman geçirirsin sanırdım. Open Subtitles كنت سأحسب أنك ستمضي وقتاً أطول بالتفكير
    Hayat devam edecek birileri yeni kitaplar yazacak okuyamayacaksın. Open Subtitles عموما، ستمضي الحياة وسيتم تأليف كتب جديد لن تكون قادرا عل قراءتها
    hayatına devam edeceğini biliyordum. Sadece bu kadar çabuk olmaz demiştim. Open Subtitles علمتُ أنّها ستمضي في حياتها، لكن لمْ أكن أعتقد بهذه السرعة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus