"سجنه" - Traduction Arabe en Turc

• hapse
• içeri
• hapiste
• hapis
• hapishanesinde
• hapishanede
• hapishanesini
• hapishanesine
• hapishanesinden
• hapishane
• cezaevinde

Ülkeyi demir yumrukla yönetirdi. Yetkisini sorgulamaya cüret eden herkes tutuklandı, işkence gördü, hapse atıldı ve hatta öldürüldü.
لقد حكم البلاد بقبضه من حديد وأي شخص يتجرأ ويعترض على السلطة كان يتم إعتقاله ، تعذيبه سجنه ، أو حتى قتله

Şimdiki Bulgaristan'dan Trakyalı bir göçebeydi, Roma Ordusunda askerdi ama firar ettiği için hapse atılmıştı.
تراقي بدوي جاء من ما يعرف الآن ببلغاريا، كان قد خدم في الجيش الروماني ولكن تم سجنه بتهمة الفرار.

Bu şifreli kayıtların herhangi biri Capone'a yapılan ödemeleri gösteriyorsa, o zaman Capone'u içeri tıkabiliriz.
إن كانت هذه الإدخالات المرمزة تبين دفعات إلى كابون فسنتمكن عندئذ من سجنه

Stillson'un oy sahtekarlığından suçlanmasını değil, ömür boyu hapiste cinayet nedeniyle yatmasını istiyorum.
لا أريد سجنه بسبب الغشّ في الإنتخابات أريده أن يسجن لبقية حياته لإرتكابه جريمة قتل

Bu adam Halid'in annesini arabayla ezmeye yeltendikten sonra 8 ay gibi bir süre hapis yatmış.
ذلك الرجل تم سجنه لمدة ثماني أشهر، لمحاولته دهس أم خالد بواسطة سيارته.

Açık hapishanesinde, finansal sahtekarların etkisine girdi, ve bu sahtekarlar onu cezadan sonra kendileri için çalışmaya ikna ettiler.
و في سجنه المفتوح، وقع تحت تأثير محتالي المال، و هؤلاء المحتالون أقنعوه أن يعمل معهم عند إطلاق سراحه.

Zaman geçiyor ama hapishanede yeni zamanlar olmasın.
السجن سبق وأن تم سجنه لكن بدون عقوبه سجن جديدة

Ne dersin, sence kendi hapishanesini mi inşa ediyordu?
بماذا تعتقدون أنه كان يفعل أيبني سجنه الخاص؟

Vaatu kaçmayı başarsa bile tıpkı Avatar Wan'ın yaptığı gibi onu hapishanesine geri göndereceğim.
, حتى إذا هرب فاتو , سأعيده مباشرة إلى سجنه تماما مثلما فعل وان

hapishanesinden kaçmak için beni kullandı ama beni benimkine hapsetti.
أستخدمني للهروب من سجنه فقط لاجل أن أحبس نفسي بذاتي

Böylece, kaçırıldıktan, hapse girip çıktıktan, banka soyduktan ve polisten kaçtıktan sonra, o odada saklanabilsin.
وعندما يُخطف بعد سجنه لسنتين في المكسيك ويسرق بنكا في كارميل وتلاحقه الشرطة يستطيع الإختباء في تلك الغرفة

Böylece, onun akıl hastası olmadığını ispatlayarak hapse girmesini sağladı.
وذلك بالطبع ينقض دفاعه بحجة الجنون ويهندس سجنه المؤبد

Clay'in hapse girmesinin neden ilgimi çektiğini anlayabilirsin.
لذا يمكنك أن ترى لما أنا فضولي حول سجنه المفاجئ

Öyleyse rüşvetten hapse girmesi bunların üstünü örtmek için miymiş?
إذاً، سجنه بتهمة الرشوة كان لتغطية كل ذلك. ؟

Onu hapse geri göndereceğiz. Ve bu sefer, hiç birinizin onu serbest bırakmayacağına bahse girerim.
سنعيده إلى سجنه وهذه المرّة أراهن أنّ أحداً منكم لن يحرّره ثانيةً

Şimdi de bu ağır kefalet miktarı ile onu hapse atmak istiyorlar.
والان يريدون سجنه بهذا المبلغ الكبير للكفالة

Yeter ki onu içeri attırabilecek bir şeyler olsun...
إذ أمكنني فقط الحصول على شئ يتسبب في سجنه

Lüks otomobil hırsızlığından üç kere içeri girmiş.
خبير في سرقة السيارات الفاخرة تم سجنه ثلاث مرات

Ve de hapiste çektiği ceza ona bulunduğu konuma saygı duymayı öğretti diyelim.
ولكن دعنا نقول أن الدرس الصعب الذي هو سجنه قد علمه أن يحترم موقعه في المخطط الأكبر للأمور

Her şeyin gerçek bir sebebi olduğuna inanırım uzatılan hapis cezasının iptali ve onu buraya getirmeniz gerçekten de farklı düşünmeye başladım.
و لكنني مؤمن انه عندما ينكشف السبب الحقيقي وراء سجنه الطويل العالم كله سيغير نظرته تجاهه

Ulyanov, hapishanesinde olduğumuzu öğrenirse yürüyen ölüler oluruz.
اذا اكتشف اولينوف اننا في سجنه , فسوف نموت

Zavallının hiç şansı yok, hapishanede bile.
مسكين ، لم يكن محظوظاً حتى . أثناء سجنه

Jor-El kendi amaçların için hapishanesini kullandığını bilse ne düşünür?
(ماذا كان ليظنه (جور-إل باستخدامك سجنه لأغراضك الشخصية ؟

Ama lüks hapishanesine uçmasını izlerken biraz gerçeklik payı olduğunu düşünmeden edemedim.
على الرغم أنّني شاهدته يحلّق مبتعداً إلى سجنه الفاخر لمْ يكن بوسعي منع ذلك , لكن التفكير أنه كان هناك بعض من الحقيقة في الأمر

Her insan hapishanesinden serbest bırakılma şansını hak eder.
كل بشري يستحق فرصة .ليتحرر من سجنه

Ve fil gibi dişleri olan dev balina kapadı ağzını hapishane kapısının sürgüsü gibi.
وفتح الحوت العظيم ذو الأسنان العاجية، كالعديد من القضبان البيضاء يقفل بها سجنه

Dartmoor'a yaptığı kuş izleme gezileri, sevgilisini cezaevinde ziyaret edip kaçış planları yapmak için uydurulmuş bir gerekçeydi.
لقد كانت ما يُسمى رحلاتها لمشاهدة الطيور فى دارتمور كانت فى الحقيقة غطاءا لكى تزور حبيبها قى سجنه