Ama yaptığın sihir değilse herkesin elini nasıl bilebildin? | Open Subtitles | حسنا. اذا لم يكن هذا سحرا كيف عرفت أوراق كل شخص؟ |
Dünyada sihir denen şeyin var olduğunu. | Open Subtitles | يري الناس ان المستحيل كان ممكنا انه كان هناك سحرا في هذا العالم |
Bu aşılanan muamele, konum süresinde, plastik cerrahi... büyü değil. | Open Subtitles | العلاج بالأعشاب والعمليات الجراحية، ليس سحرا |
Bir "hava merdiveni" senin için oldukça basit bir büyü olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون "السلم الهوائي" سحرا سهلا بشكل كافي بالنسبة لك |
Yüzeyin altında, yeryüzündeki en büyüleyici deniz yaşamı oluşan bu dalgaların altındadır. | Open Subtitles | تحت السطح, تخلق هذه الموجات المتكسرة, البيئة البحرية الأكثر سحرا على الأرض. |
hayır, bana göre değil. BUi hangisi daha büyülü demek gibi ... çiçekler mi, gökkuşağı mı? | Open Subtitles | سؤالك يشبه السؤال عمن أكثر سحرا الزهور أم أقواس قزح؟ |
Salem'de, beni kazığa bağlayıp yakarlardı, fakat bu sihir değil. | Open Subtitles | في ساليم كانوا يودون إحراقي ولكنه ليس سحرا |
Prospero ise güçlü idareci mi, - yoksa bu işte karakterlerin idrakinin ötesinde, daha derin bir sihir mi var? | TED | وهل "بروسبيرو" هو الرقيب الأعلى أم أن هنالك سحرا يفوقه في العمل هو خلف سيطرة أيّ من الشخصيات |
- Oh, bu sihir değil sadece sıkı çalışma. | Open Subtitles | اوه ,هذا ليس سحرا ,هذا عمل شاق |
Bazıları bunu sihir diyor ama sadece planlama. | Open Subtitles | قد يعتبرها البعض سحرا ولكنها فقط تخطيط |
Bu yaptığın sihir değil. | Open Subtitles | إن ذلك ليس سحرا |
Kelimelere sihir yaptım. | Open Subtitles | لقد وضعت سحرا ما فى الكلمات |
Wotan'ın yanındaki adamlarım bitkileri kontrol etmek için büyü kullanıldığı söyledi. | Open Subtitles | مخبرو ووتان اقترحوا سحرا هو جزء لكيف النباتات متحكم بها |
Böylece şövalyeler hazineyi bulmuş, ...ama kötü lord onları kandırmış ve kaybolmak için kara büyü kullanmış. | Open Subtitles | لكن سيد الحروب قام بخداعهم واستخدم سحرا اسود لجعله يختفي |
O büyücü değildi, Marcellus. büyü yapmadı. | Open Subtitles | لم يكن سحرا يامارسيلوس لايلقي التعاويذ |
Şeytan Gözü! Sana kara büyü yapan birisi var. | Open Subtitles | العين الشريرة أحدهم رمى لك سحرا |
Ona bir büyü yaptım sana gücünü geri verecek. | Open Subtitles | لا = لقد ألقيت عليها سحرا سوف يعيد لك قوتك = |
Ama ekibimiz dünyanın en büyüleyici yırtıcılarını gözlemleyecek kadar şanslıydı. | Open Subtitles | ولكن فريقنا كان محظوظا بما فيه الكفاية لملاحظة واحد من أكثر المفترسات سحرا وجمالا |
Güzel bir kadının klasik bir eseri yumuşak, nazik elleriyle kucaklamasından daha büyüleyici bir şey yoktur. | Open Subtitles | تعلم بأنه لا يوجد ما هو أكثر سحرا من إمرأة جميلة تحمل مؤلفات كلاسيكية في يديها الناعمتين |
Ama işin komik tarafı, karanlık çökünce Leilani daha büyüleyici olmuştu. | Open Subtitles | لكن الأمر المضحك هو كلما حل الظلام أكثر كلما أصبح المكان أكثر سحرا |
Hatta bir Kanada striptiz kulübünün dünyanın en büyülü mekânı olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | في الحقيقة , أنا حتى وصلت لحد لأن أقول بأن نادي التعري الكندي هو المكان الأكثر سحرا في العالم |
Büyüleyiciydi. | Open Subtitles | كان ذلك سحرا |