"سرقته من" - Traduction Arabe en Turc

• çaldım
• çaldın
• dan çaldığın
• de onlardan
• çalındı
• çaldığım
• çalındığını
• den çalmaya
• çaldığı
• yürüttüm
• ten çaldığın

Dolabından telefonunu çaldım, orada okudum.
قرأته من الجهاز المحمول الذي سرقته من غزانة الجمنازيوم

Gelirken bindiğin atı, oradan çaldın.
الفرس الذى امتطيته الى هنا سرقته من مزرعتى.

Martin Charles'dan çaldığın parayı alıp istediğim yere gidebileceğini söylemiştin.
قلتِ أنّ بإمكانكِ أخذ المال الذي سرقته من الشركة والذهاب لأيّ مكان أريده.

Biz de onlardan çalıp tekrar size veririz.
نحن نقوم بإعادة سرقته من أجلك

Yetmezmiş gibi tuzak için kullandığımız kokain de çalındı.
والكوكايين الذي كنا نستعمله للعملية تمت سرقته من الموقع.

Bir yıl kadar önce, Bir arabadan çaldığım dizüstüyle eve gelmiştim.
منذ سنة تقريباً، أحضرت لاب توب الى المنزل، سرقته من سيارة

İlgilenmemiz gereken tek şey dün gece mozoleden neyin çalındığını öğrenmek şu anda.
قلقنا يكتشف ما تمت سرقته من الضريح ليلة أمس

Bay Levine'den çalmaya çalışırken yırtılmıştır.
مُزق حينما حاول سرقته من السيّد ( لافين )

Yakut ve safir gibi değerli taşlardan... olan bu tacı güzel Prenses için çaldım ...
و فيه ياقوت أحمر وأصفر أيضاً سرقته من أميرة جميلة من أجلك

Bakmadığı sırada bir hemşireden çaldım desem beni yargılamazsınız değil mi?
هل ستحكمون علي إذا أخبرتكم أنني سرقته من ممرضة بينما لم تكن تنظر؟

Sonra hatırladım ki, bahsi geçen kaliteli şarapları şu şarap rafından çaldım.
ثم تذكرت ان ذلك النبيذ قد سرقته من هذا الرف

-Bir sarhoştan çaldın! -Cebinden aldım, daha doğru.
ـ لقد سرقته من رجل مخمور ـ سرقت حقيبته فقط

İkincisini de evimden çaldın herhâlde?
وملف آخر عن قضية قيد التحقيق لا بد أنك سرقته من منزلي؟

- O para Linderman'dan çaldığın paraydı.
كفيلة بإخراجنا من (فيجاس - (المال الذي سرقته من (ليندرمان -

FBI'dan çaldığın bir şeyin.
شيء سرقته من المباحث

Evet öyleyim.Ve açıkçası iz takibindeyim çünkü ...katilin kostümü Spencers'tan,benim Alışveriş merkezimden çalındı.
اجلبالطبع. تقنياً تقع القضية تحت سلطتي لان زي القاتل تم سرقته من مركز التسوق الذي اعمل به

Hesabıma salonundan çaldığım şu oldukça eski silahı da eklemek istiyorum.
و احب ان اضيف ان المسدس الاثري الذي سرقته من البهو

Tom Edison ecza dolabından bir miktar para çalındığını ve Grace'ten şüphelendiğini söylemişti.
توم إيديسون العجوز كَانَ عِنده مبلغ بالغ من المال تم سرقته من دولاب الدواء. و كل الشكوك حامت حول غرايس،

Alice'den çalmaya çalıştığın şey.
هذا ما حاولت سرقته من (أليس)

Belki ölü adamdan çaldığı silah çantasındaydı.
ربما المسدس الذي سرقته من الرجل الميت كان في حقيبتها

Reçete yazman için yüzbaşıdan yürüttüm.
سرقته من القائد، لك لكتابة الوصفات الطبية

Raymond Harris'ten çaldığın paradan.
المال الذي سرقته من (رايموند هاريس)