| Evime geldim! Eve bu kadar çabuk gelmeme hep çok şaşırıyorum. | Open Subtitles | لقد وصلت البيت ، دائماً ما أندهش عندما أصل البيت سريعاً |
| Dil çabuk iyileşir. Politik danışmanların sana bir hikâye hazırladı. | Open Subtitles | إصابات اللسان تشفى سريعاً مستشاروك السياسيون كتبوا لك قصة جميلة |
| Çok çabuk yayıldı ve sonunda ciğerlerine gelerek onu öldürdü. | Open Subtitles | و انتشر سريعاً و بعدها مات عندما وصل إلى رئتيه |
| Bunun çabucak biteceğini biliyorum ama sonra ayrılamayacaklar için endişe ediyorum. | Open Subtitles | أعلم أن الأمر سينتهي سريعاً لكنني أقلق على أولئك الذين سيموتون |
| Alışması biraz zaman alsa da, kısa bir süre sonra çalışmanın, sinirinden kurtulmak için harika bir yol olduğunu fark etmiş. | Open Subtitles | وفيما تطلّب الأمر وقتاً لتعتاده وجدت سريعاً أن عمل الحقل طريقة رائعة للتعبير عن غضبها في الواقع جعل ذلك شعورها رائعاً |
| Endişelenme. Annem yakında eve gelir. O ne yapılacağını bilir. | Open Subtitles | لا تقلقي، ماما ستعود للبيت سريعاً و تعلم ماذا نفعل |
| Acele etsen iyi olur, çünkü beni mumyalarsa ilk senin peşine düşerim. | Open Subtitles | فلتفكر سريعاً, لأنه لو حولنى الى مومياء ستكون أنت أول من أطارده |
| Hey. Bayağı hızlıydı. | Open Subtitles | أنت ، لقد كان ذلك سريعاً ماذا حدث بحق الجحيم؟ |
| Günlüğümü kaybettim, bu ay çok çabuk geçmiş. Kafam başka yerlerde. | Open Subtitles | فقدت يومياتي، هذا الشهر ولّى سريعاً فقد كانت الأمور متوترة جداً |
| Bunu dilinin altına koy. Dil altı hapı, etkisini çabuk gösterir. | Open Subtitles | ضعي فقط هذا على لسانكِ إنه جيد، سوف يعطي مفعولاً سريعاً |
| Daha önce hiç boks yapmamış birine göre oldukça çabuk öğreniyorsun. | Open Subtitles | أتعلم , بالنسبة لشخصاً لم يلاكم من قبل أنت تتعلم سريعاً |
| O sapık oradayken duş almam imkansız. Elimi çabuk tutacağım. | Open Subtitles | من المستحيل ان استحم مع هذا الشاذ جنسياً سأكون سريعاً |
| Tüm bu sorunlardan sonra, eğlencemizin çabuk bitmesinden nefret ederdim. | Open Subtitles | بعد كل هذا العناء ، أكره لمتعتنا أن تنتهي سريعاً |
| Ancak bir aptal çok çabuk aşka veya savaşa koşar. | Open Subtitles | فقط الحمقى هم من يفرّون سريعاً بإتجاه الحرب أو الحب |
| Her şey çok çabuk oldu biliyorum, ama geldiğimiz nokta bu. | Open Subtitles | أنا أعلم أن كل هذا حدث سريعاً ولكن هذا حيثما كنا |
| Bazı insanlar inanmıyor bile ama sana şunu söyleyebilirim, birisi direkt olarak bunu yaşayınca her şey çok çabuk değişiyor. | Open Subtitles | وبعض الناس لا تؤمن حتى ولكن أقول لكِ أنّ كل شيء يتغير سريعاً عندما يكون لدى أحدهم تواصل مباشر معهم |
| Peki, otobüsler gelmeden alt düzey personelle çabucak toplantı yapayım dedim. | Open Subtitles | حسناً, أردت اجتماعاً سريعاً مع الطاقم الإداري قبل أن تصل الحافلات. |
| Her ne kadar, yaşıtı oğlanlar gibi çabucak kafası dağılıverse de. | Open Subtitles | على الرغم ان معظم الاولاد في مثل عمره يسرح عقلهم سريعاً |
| kısa sürede Victoria döneminin en tartışmalı kitaplarından biri oldu. | Open Subtitles | و أصبح سريعاً أكثر الكتب إثارة للجدل في العصر الڤيكتوري |
| Ya da bekleyebilirseniz yakında döner. | Open Subtitles | أو يمكنك الانتظار من المنتظر أن يعود سريعاً |
| Sadece, bir an önce yemeği bitirip, motor parkına gitmek için Acele ediyor. | Open Subtitles | ولكنه متلهّف قليلاً لإنهاء .. العشاء سريعاً حتى نصل إلى الكوخ المتحرك .. |
| Görmem için mektubu kaldırdı. Kapmaya çalıştım ama bana göre çok hızlıydı. | Open Subtitles | و قد أمسك به ليريني إياه و حاولت خطفه , لكنه كان سريعاً جداً |
| Bu virüsler hızla milyonlarca çoğalabildikleri için yine hızla rastlantısal mutasyon oluşturabilirler. | TED | وبسبب أن الفيروسات تتكاثر سريعاً بالملايين تستطيع سريعاً أن تطَّور طفرات عشوائية. |
| Sen vurulduktan sonra işe biraz fazla erken dönmüş olabilirsin. | Open Subtitles | أتعلم بعد إصابتك عدت للعمل سريعاً وربما أسرع من اللازم |
| Birşeyleri çok sıkı tutan birisi olduğun halde,... elinden gitmesi için fazla hızlısın. | Open Subtitles | لصالح من تمسك بها أكثر. لقد تخليت عنها سريعاً. |
| Gelinen noktada, oldukça kolay bir şekilde büyük bölümleri alıp hata olmadığına emin olmak için kontrol edebiliriz. | TED | ومن هنا نستطيع البدء سريعاً في ترتيب اقسام كبيرة كاملة نفحص من خلالها لنتأكد أن لا يوجد أخطاء |
| Bakalım yeni bir disk koyarak size hızlı bir örnek gösterebilecek miyim? | TED | دعوني أرى اذا كان يمكنني تحميل قرص آخر لاعرض لكم مثلاً سريعاً |
| hızlıca yenilikler, yarışmalar ve sosyal yatırımlar olan dört ve beşinci kategorilere bakacağım. | TED | سالقي النظر سريعاً على التصنيف الرابع والخامس وهما الإبتكار التنافسي ، والإستثمار الإجتماعي |
| İçeri girip bir kez bakınacağız. Onları bulamazsak buradan hemen tüymeliyiz. | Open Subtitles | سندخل سريعاً و نتفقده, إن لم نجده نخرج من هنا فوراً |