-Umurumda değil! Sadece Eddie ve Gwen'in yeniden gülüp, mutlu gözükmelerine ihtiyacım var! | Open Subtitles | لا يهمني, انا اريد إيدي و جوين معاً مرةً أخرى مبتسمان و سعيدان |
Mağazada her gün hayatlarını, hayallerini planlayan mutlu çiftler görüyordum. | Open Subtitles | رأيتهم كل يوم في المتجر زوجان سعيدان يخططان لحياتهم وأحلامهم |
Eşim ve ben, mahallemize genç bir çiftin taşındığını görünce çok mutlu olmuştuk. | Open Subtitles | لقد كنا أنا وزوجتي سعيدان جدًا لرؤية زوجان يافعان ينتقلان إلى هذا الحي. |
Madem ki mutluyuz, şimdi ne yapıyoruz? | Open Subtitles | حسناً, مالذي سنفعله الآن بما أننا سعيدان ؟ |
Sizin için böylesine özel bir günün bir parçası olacakları için çok mutlular. | Open Subtitles | إنهما سعيدان لأن يكونا جزءاً من يومكما المميز |
O zamanlar değildik. O zamanlar mutlu değildik. | Open Subtitles | ليس فى هذه الأحيان لم نكن سعيدان على الإطلاق |
Sen. mutlu bir evliliğimiz varmış ve benimle olmak istiyormuş gibi yapıyorsun. | Open Subtitles | أنت تتظاهرين أننا سعيدان فى زواجنا و أنك تريدين البقاء معى |
Şimdi, on yıl sonra, eminim mutlu ve altı çocukludurlar. | Open Subtitles | والآن ، بعد 10 سنين ، أراهن أنهما زوجان سعيدان ولهم ستة أطفال |
Sana birşey sorayım. Onlar sanki, mutlu gibiler, değil mi? | Open Subtitles | دعني أسألك سؤالا إنهما سعيدان هناك اليس كذلك؟ |
O kadar mutlu ki, hep şimdiki gibi olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | لقد بدوا سعيدان جداً, لذا أعلم انه لم دائماً كما هو الآن. |
Biliyor musun, dostum en önemli şey, annenle senin mutlu olmanız. | Open Subtitles | وانت تعرف يا صغيري الشيء الأكثر أهمية هو ان تكونا سعيدان أنت وأمك |
Annemle babam seninle tanışmaktan mutlu olacak. | Open Subtitles | أُمي وأبّي سَيَكُونانِ سعيدان جداً لمُقَابَلَتك. |
Hiçbir çift bu kadar mutlu olmadı, bu kadar aşık. | Open Subtitles | لم يكن ابدا شخصان سعيدان للغاية ومتحابان للغاية مثلهما |
Evlendiğimde ailem paralı birisiyle evlendiğim için mutlu olmuştu. | Open Subtitles | عندما تزوجت,كان والداي سعيدان بأنني تزوجت بنقود. |
mutlu! , sevecen! bir çift buraya süper güçleriyle geldiler ve gerçekten kötü davrandılar. | Open Subtitles | لقد أتى شخصان سعيدان متحابان إلى هنا ولديهما طاقات ضخمة و.. |
Sanırım söylemeye çalıştığımız şey biz ikimiz mutluyuz ve mükemmel işlevsel kişileriz. | Open Subtitles | أظن أن ما نحاول أن نقوله أننا سعيدان و طبيعيان |
Biz mutluyuz. Günah içinde yaşamak bize çok uygun. | Open Subtitles | نحن سعيدان إننا لا نمانع العيش في الخطيئة |
Seth ve ben şu anda çok mutluyuz. | Open Subtitles | لكن ، لعلمكِ أنا و سيث سعيدان جدًا حاليًا |
Ama öyle mutlular ki, sefaletlerinin farkında bile değiller. | Open Subtitles | لكنهما سعيدان جدا لا يعلمان بمدى بؤسهم |
Gelecekleri için çok memnun olduğumuzu söyle. | Open Subtitles | على الرحب قل لهما إننا سعيدان لأنهما سيأتيان |
Senin adına çok sevindik. Bizde mutluyuz. | Open Subtitles | نحن سعيدان جداً من أجلكِ سعيدان جداً |
Evet. Ve burada yemeği verecek olmamıza çok sevindiler. | Open Subtitles | أجل, وهما سعيدان جداً أننا سنقيم حفل عيد الشكر هنا |
O kadar mutluysanız, neden bir anda ortadan kayboldu? | Open Subtitles | حسناً ، إن كنتما سعيدان للغاية ، فأين اختفى؟ |
Umarım ikiniz de mutlusunuzdur! | Open Subtitles | آمل أنكما سعيدان. |
mutluyduk beraber. Beraber iyi bir hayatımız vardı. | Open Subtitles | لقد كنا سعيدان معاً، لقد حضينا بحياة جيدة معاً |
Öyküde ikiniz de çok mutlusunuz, ...o kadar mutlusunuz ki uyandığına neredeyse üzülüyor. | Open Subtitles | أنتما سعيدان للغاية بتلك القصة سعيداً لدرجة أنه كان حزيناً عندما أفاق |
Evet, onlar mutlularsa, sanırım ben de mutluyum. | Open Subtitles | إذا كانا سعيدان أعتقد أني سعيد |
Aynı zamanda komik de, çünkü çok mutluydular. | Open Subtitles | لكنّه الأمر مضحك لأنهم كانا سعيدان معاً |
Hayır mı dedi mutluydunuz hani | Open Subtitles | ظننتكما كنتما سعيدان كنت كذلك, |