Önemsiz bir düşüş sanmıştık, ama artık konuşamıyor ve hareket edemiyor. | Open Subtitles | ظننا أنه مجرد سقوط لكنه لا يمكنها التحرك أو التحدث الآن |
açıklanamayan olaylar hakkında. Yani gökten düşen kurbağalar, mavi kar ve kırmızı yağmur gibi. | Open Subtitles | مثل سقوط الضفادع من السماء، الثلج الأزرق، والمطر الأحمر |
Annem öldü. Küvetine bir saç kurutma makinesi düştü. | Open Subtitles | والدتي توفيت، بسبب سقوط مجفف الشعر في حوض الاستحمام |
Kayıp düşme, köpek ısırması ve hatta ihmal sonucu ölüm kurbanıysanız hak ettiğiniz parayı almanız için ihtiyacınız olan tecrübe bizde var. | Open Subtitles | إن كنت ضحية زحلقة و سقوط عضة كلب أو حتى موت خاطئ لدينا الخبرة الجيدة لنعوضك مادياً |
Neyse ki onun yanındaki iki çocuğun ormanın bu kısmına düştüğü görülmüş. | Open Subtitles | لحسن الحظ، ولدان من معارفه رأيا سقوط هإلى هذا الجزء من الغابة |
Neden kavga etmeyi sürdürdü? Kardeşi düştükten sonra, neden ilk yardım yapmadı? | Open Subtitles | بعد سقوط أخيك , لماذا لا تذهب لمساعدته ؟ |
Charlotte'un düşüşünden sonra ailenin önemi hakkında uzun zamandır düşünüyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر كثيرا عن أهمية العائلة منذ سقوط شارلوت |
Bizim kuş düşmeden önce, Kuzey Kore'ye ait bir uydunun bölgede bulunduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعرف أن قمرا صناعيا كوري شمالي كان في المنطقة قبل سقوط قمرنا |
Bir 747'nin düşmesi ve başkan adayının hayatına kastedilmesinden başka mı? | Open Subtitles | اضافه الى سقوط طائره فى الماء و تهديد حياه مرشح سياسى |
Tepedeki gün ışığının eğimli bir yere düştüğünü varsay. | TED | نفترض سقوط أشعة الشمس في السماء على منحنى مائل. |
Bu kamusal çöküşü gördükten sonra Monica Hunter'ın düşüşü hakkında neler söyleyeceksiniz? | Open Subtitles | وبعد رؤية هذا الانهيار ما هى اعتقاداتك بعد سقوط مونيكا هانتر ؟ |
Chapungu'nun kanatları, vinçle birlikte, Cecil John Rhodes'un düşüşünü duyururcasına yükseldi. | TED | أجنحة تشابونغو، جنبا إلى جنب مع الرافعة، ارتفعت لتعلن سقوط سيسيل جون رودس. |
Tabii. Mesela ne bileyim, meteorun düşüp arabanıza denk gelmesi gibi ama bunun dışında birileri genellikle suçludur. | Open Subtitles | نعم، مثل سقوط نيزك على سيارتكِ لكن الأشياء التي تحدث حولنا |
"...ve doğal olarak uçmak akıllarına gelmediğinden ölümcül bir düşüş başlar. | Open Subtitles | ويَنْسوا الطَيَرَاْن ، ويسقطوا كلاهما أسفل وأسفل في سقوط عظيم مُميت |
Bir adam düşen bir camın altında kalarak öldü. | Open Subtitles | رجل واحد قطعت رأسه بسبب سقوط لوح من الزجاج |
Yıl 1941. Londra hava saldırısı en üst noktada. Ve Londra'ya başka bir şey daha düştü. | Open Subtitles | إنه العام 1941، في أوج سقوط القنابل علىلندن،وقدسقط شئآخر. |
Yüksekten düşme ile uyumlu çoklu travmatik yaraları ve şiddetli kafa travması var. | Open Subtitles | تبدوُ مثل الإصاباتِ المؤلمةِ المتعدّدةِ. متوافقة مع سقوط من المستوى عالي، تَتضمّنُ صدمةُ رئيسية مُغلقةِ هائلةِ. |
Yıldızın düştüğü gece tanıdığın adamı düşünüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | إنك تفكرين بالرجل الذي التقيته ليلة سقوط النجم، أليس كذلك؟ |
Uçağınız düştükten hemen sonra içimizden biri kampınıza sızdı ve kan örnekleri almaya başladı. | Open Subtitles | اقتحم أحد قومنا معسكركم و بدأ يأخذ عينات دم بعد سقوط طائرتكم |
Bu Kaddafi'nin düşüşünden sonraydı, ama Libya tam bir iç savaşa dönüşmeden önceydi. | TED | كان هذا بعد سقوط القذافي، ولكن قبل أن تتحوّل ليبيا إلى حرب أهليّة شاملة. |
Afganistan, Kabil'de merkez pazarı iç savaşın sonunda şehir Taliban'a yenik düşmeden kısa süre önce. | TED | المنطقة المركزية التجارية في كابول، أفغانستان عند نهاية الحرب الأهلية، قبل فترة وجيزة من سقوط المدينة على يد طالبان. |
-Evet, elbette. Sizinle bazı atışlarınızın kısa düşmesi ile ilgili olarak konuşmak istedim. | Open Subtitles | أردتُ الكَلام معك حول سقوط قذائفنا على مواقعنا بالخطا |
Köylüler bir gece önce gökten bir şeyin düştüğünü gördüklerini söylediler. | Open Subtitles | رأوا سقوط شيء من السماء في الليلة السابقة |
Sovyetler in çöküşü sizin için... ..çok üzücü olmuştur. | Open Subtitles | لا بد أنها كانت صدمة لكم، سقوط الامبراطورية السوفييتية وما إلى ذلك. |
Diktatörlerin düşüşünü ve kimilerinin dayanmasını gördük. | TED | شهدنا سقوط عددٍ من الديكتاتوريين، بينما حاول الغير أن يتشبث بمكانه. |
Hiç yüksek ve rüzgârlı bir tepede durup meşe palamutlarının düşüp yuvarlanmasını dinlediniz mi? | Open Subtitles | هل وقفت على تلة عالية مليئة بالريح و سمعت صوت سقوط الجوز ودحرجته؟ |
Bir kere ateş etmeye başladılar mı uçak düşmüş bile olsa, durmaları zordu. | Open Subtitles | حتى مع سقوط الطائرة كان من الصعب على جندى المدفع أن يتوقف عن أطلاق النار |
Sanırım meteor yağmuru kemiklerine bir şey yapmış. | Open Subtitles | أعتقد أن سقوط النيازك عمل شيئاً ما لعظامها |