Çok canlı ve kozmopolit bir muhitte yaşadım ve birkaç romanımı burada yazdım. | TED | سكنت في حي متنوع ونابض بالحياة وهناك كتبت عددا من رواياتي. |
Daha sonra Pruskow'a götürüldük. Orada bir evin tavan arasında yaşadım. | Open Subtitles | في وقتٍ لاحق، تم أخذنا إلى بروشكوف سكنت في علية بيت هناك |
Dünya üzerindeki ilk yaşam onlardı ve onlar, o zamandan beri gezegenimizde yaşayan milyarlarca türün her birini meydana getirdi. | TED | وكانت هذه أول حياة على الأرض، والتي بذرت الحياة لكل مليارات الكائنات التي سكنت كوكبنا منذ ذلك الحين. |
Sizden önce apartmanda yaşayan bir kızdı. | Open Subtitles | إنها البنت التي سكنت في البناية قبل أن تسكن. |
İki çocuğu ve kocasıyla birlikte yaşadığı bodrum katında kendini asmış. | Open Subtitles | شنقت نفسها في الغرفة السفليه سكنت مع زوجها وطفليها |
İhtimalen yalnız yaşıyordu ve gitmesi gereken bir işi yoktu. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنّها لربما سكنت لوحدها، ولمْ تكن لديها وظيفة يُفترض أن تكون فيها. |
Siz böyle bir yerde yaşasanız yalnızlık çeker miydiniz? | Open Subtitles | هل ستشعر بالوحدة لو أنك سكنت في بيت كهذا ؟ |
Bir reform okuluna gönderildim ve bu kadının evinde yaşadım. | Open Subtitles | لقد تم ترحيلى عقابا ً و سكنت فى بيت تلك المرأة |
Bir reform okuluna gönderildim ve bu kadının evinde yaşadım. Bu oda senin, Malcolm Temiz tutacağına eminim. | Open Subtitles | لقد تم ترحيلى عقابا ً و سكنت فى بيت تلك المرأة |
Whitopia'nın sakini olarak yaşadım, bir ziyaretçi gibi değil. | TED | سكنت في مدن البيض كساكن وليس كزائر. |
Eski adreslerini ezberden okumaya başlamıştı. Ondan önce, 34 Warren Place'te iki yıl yaşadım. | Open Subtitles | قبل ذلك، سكنت في 34 مكان وارن لسنتينِ |
Göl evinde yaşadım. Sonra taşındım. | Open Subtitles | لقد سكنت في منزل البحيرة، ثم انتقلت. |
Hayatım boyunca Boston da yaşadım ve artık burda yaşamak istiyorum | Open Subtitles | سكنت بـ(بوسطن) طوال حياتى وحلمت دائما بالعيش هنا |
Ve belki de o evimizde yaşayan kız bizim kızımız değildi. | Open Subtitles | وربما تلك الفتاة التي سكنت في منزلنا لم تكن ابنتنا |
Şu köprünün oradaki kampta üç yıI kocasına yakın olmak için yaşayan kadını biliyorsun. | Open Subtitles | كما تعلمين، تلك الإمرأة سكنت بقرب الجسر في ذلك المخيّم البائس لثلاثة سنوات فقط لتكون قريبة من زوجها. |
Bence kızım annemle birlikte yaşarsa ve ablamla karşı evde yaşayan eşi de ona destek olurlarsa ben de tedavimi olurken yavaş yavaş onunla bir bağ kurabilirim. | Open Subtitles | أعتقد لو سكنت مع والدتي وحصلت أنا على مساعدة من شقيقتي وزوجتها قبالة الشارع بينما أتابع إعادة تأهيل ذاتي فبوسعي أن أتسارع في تلك العلاقة ببطء |
yaşadığı asırlar boyunca ilk bulunduğu bedeni hep yanında taşımış. | Open Subtitles | لا تعرف بأنك موجود اصلاً لكي تستطيع الاستمرار بالعيش لقرون طويلة فهي تحمل معها جثة أول جسم سكنت به |
Kız gibi bir çığlık değildi, ...kendi yaşadığı gezegende, o gezegende yaşama hakkı olmayan ve daha önce hiç karşılaşmadığı bir canavarla karşılaşan birinin çığlığıydı. | Open Subtitles | لا، ليس صيحة بناتية، لكن صيحة شخص ما أن يواجه لبعض قبل الوحش المجهول... ذلك ما كان عنده إيجاد صحيح على نفس الكوكب سكنت. |
Bir zamanlar birlikte yaşadığı bir kadın için yapmış olabilir. | Open Subtitles | ربما لذكرى إمرأة سكنت معه يوماً هنا |
- En iyi arkadaşım Debbie sizin eski evinizde yaşıyordu. | Open Subtitles | صديقتي العزيزة "ديبي" سكنت في يبيتكم القديم |
- En iyi arkadaşım Debbie sizin eski evinizde yaşıyordu. | Open Subtitles | صديقتي العزيزة "ديبي" سكنت في يبيتكم القديم |
Ama bu daha çok yetişkinlerde ortaya çıkıyor, mikrobik topluluklar göreceli olarak sabittir birisiyle birlikte yaşasanız bile haftalarca, aylarca hatta yıllarca farklı mikrobik kimliğinizi sürdürmeye devam edeceksiniz. | TED | لكن اتضح انه عند البالغين ، ان المجتمعات المايكروبية نسبيا مستقرة، وبالتالي حتى لو سكنت مع احدهم، ستمتلك هويتك المايكروبية المنفصلة في مدة قد تكون اسابيع ، اشهر، او حتى سنوات. |
Belki de Ağlayan Göl'den uzaklarda yaşasanız | Open Subtitles | ربما إن سكنت بعيداً عن بحيرة "لاكريموس"، |