"سلاحى" - Traduction Arabe en Turc

• Silahımı
• Silahım
• Tüfeğim
• silahıma
• maden sahte

Silahımı boğazına sokarım ve kafanın üstünde kocaman bir delik açarım.
سوف أقوم بلصق سلاحى فى فمك و أفجر ثقب فى رأسك

Benny, Silahımı yere indirip telefona cevap vereceğim, tamam mı?
بينى أنا سأضع سلاحى أرضاً وسأجيب على الهاتف حسناً ؟

Buraya ilk geldiğimizde, Silahımı bırakabileceğimi ve biraz toprak alıp sığır yetiştirebileceğimi düşündüm.
أول يوم أتينا هنا بدأت فى التفكير ربما أستطعت أن أدع سلاحى بعيدا و استقر فى قطعة أرض صغيرة و أربى قطيع ماشية

Şimdi, eğer benim Silahım olsaydı, ...zamanında beni durdurabilecek pozisyonda olabilirdiniz.
الآن ، إذا كان لديك سلاحى كان يمكنك توجيهه في الوقت المناسب لإيقافى

Silahım yanımda olmuş olsaydı, belki bir şeyler yapabilirdim...
ربما كنت استطيع فعل شئ له اذا كان سلاحى بحوزتى

Yağla Silahımı, Ben de Seninkini Yağlayayım. İşte benim şarkım!
"نظف سلاحى و سانظف سلاحك "- تلك هى اغنيتى -

Silahımı yere bırakıyorum ve silahsızım. Ateş etmeyin.
أنا أضع سلاحى على الأرض أنا لست مسلحا , لا تطلقوا النار

Evet, Silahımı geri almadan önce yeniden onaylanmam gerekiyor.
لا بد أن يختبرونى قبل أن يعيدوا لى سلاحى

Silahımı bırakıp ellerim havada olarak... federal hapisaneye geri döneceğim...
انا اريد ان القى سلاحى وارفع يدى الى الاعلى واذهب الى سجن التأديب الفيدرالى

O zamana kadar kimliğimi ve Silahımı alabilirsiniz, söz veriyorum araya girmem.
و حتى ذلك الوقت يمكنك ان تأخذ شارتى و سلاحى ولن اتدخل مطلقاً

- Aynen öyle. Birini vurmak istesem kendi Silahımı kullanırdım. Onunkine gerek yoktu.
بالضبط ، اذا كنت اريد ان اطلق على احدهم كنت سأستعمل سلاحى ، لماذا احتاج لهذا

Ben daha Silahımı çekemeden nöbetçiyi öldürdün.
لقد قضيت على هذا الحارس قبل ان اتمكن من سحب سلاحى

Silahımı çektim, çünkü ilk o kendininkini çekti.
لقد قمت بسحب سلاحى لأنه قام بسحب سلاحه أولًا.

Hayır, sadece Silahımı kabuslar fabrikasında yürüyüşe çıkarmıştım.
لا , كنتُ فقط آخذ سلاحى .فى نزهة الى مصنع الكوابيس

İki şüpheli Silahımı almak için bana saldırdılar.
قد تعدى علىّ المُشتبهين فى محاولة لأخذ سلاحى منى

Uyandığımda telefonum da telsizim de Silahım da yoktu.
لقد استيقظت ولم أجد هاتفى أو سلاحى أو جهازى اللاسلكى

- Albay, Silahım yok.
أيها العقيد , سلاحى الاحتياطي أختفى

Silahım olmadan hiçbir yere gitmem.
أنا لن أذهب لأى مكان بدون سلاحى

Geçen sene, Silahım bozuldu.
العام الماضى, سلاحى حدث به خلل

Tüfeğim bana lazım.
أحتاج إلى سلاحى

Onu almak zorunda olduğumu söyleyince silahıma uzandı.
عندما اخبرته انى اريد التحدث معه حاول سحب سلاحى

Bu maden sahte, ama lazerler gerçek.
سلاحى هذا لعبة, لكن شعاع الليزر... . حقيقى ...