"سلة المهملات" - Traduction Arabe en Turc

• Çöp kutusu
• çöpü
• çöpün
• çöp kutusunda
• çöplükte
• çöplüğün
• çöp kutusundan
• bir çöp
• - Çöpte
• çöp kutusunu
• çöp tenekesi
• çöp tenekesine
• çöp tenekesinin
• çöpe
• çöpte

Ajansın dar sokağında bir Çöp kutusu var. Bir film rulosu var içinde.
أذهبي إلي سلة المهملات التي في الزقاق خلف الوكالة، داخلها ستجدي بكرة فيلم

Bir patates soyucu daha çöpü boyladı.
قشارة بطاطس أخرى مصيرها إلى سلة المهملات

Bir mağazada 100,000 harcayan bir kadınla arkadaşından kahve içen bir kadın ikisi de çöpün kirli olduğunu bilir.
شخص يصرف 100,000 في متجر و شخص آخرى حصل من صديقه كوب من القهوة أعتقد بأن سلة المهملات قذرة

Ben biraz önce onun gerdanlığını Bay Rinditch'in odasındaki çöp kutusunda gördüm.
لقد رأيت ربطة عنقه للتو فى سلة المهملات فى غرفة السيد رينديتش

Kitap dükkanına yakın bir çöplükte küçük bir şişe bulduk.
وجدنا قارورة بوبر في سلة المهملات بالقرب من مخزن الكتب.

Bu çöplüğün içinde bunları buldum.
وجدت مجموعة من هذه في سلة المهملات

Muhtemelen, şuradaki çöp kutusundan geliyor.
غالبًا هي سلة المهملات تلك هناك؟

Dosyalar mavi bir çantada Çöp kutusu içinde olacak.
المعدات ستكون في سلة المهملات في حقيبة زرقاء

İnsanların önünde konuşmaktan birazcık korkarım ama her yönetici ofisine bir tane kılıflı Çöp kutusu verilmiştir.
لدى خوف للتحدث في الأماكن العامة, ولكن أردت أن أشير أن كل مكتب يتم إصدار سلة المهملات بكيس بلاستيك

Önemli değil, Çöp kutusu.
الامر على ما يرام يا سلة المهملات

Hademenin, Meachem'in ofisindeki çöpü kontrol etmesi için iyi bir zaman.
للمنظف ليتفقد سلة المهملات في مكتب ميتشيم

Güvenlik görüntülerini araştırdık ve sigara izmariti için çöpü karıştıranın...
،لقد نقينا فيديو الحراسة ولن تخمن من وجدناه يبحث في سلة المهملات

Sokağın kuzeyindeki çöpün arkasında bir dost var.
لدي صديق بالخارج عند نهاية الزقاق خلف سلة المهملات

Bu da neden hamilelik testini çöp kutusunda bulduğumuzu açıklar.
ما قد يفسر لماذا وجدنا اختبار الحمل في سلة المهملات.

En az senin dairenin dışındaki çöplükte dizelenmiş boş jöle şişeleri kadar çok yatak duruyor koro odasında.
هنالك كوم من المفروشات في غرفة الجوقة كوم بارتفاع علب هلامِ الشعر الفارغةِ في سلة المهملات خارج شقتك

Sonra da çöplüğün dibini boylayacak.
ومن ثم أنا قذف به في سلة المهملات.

Bileti çöp kutusundan bulup çıkarmış olmalı.
لابد انه اخذ التذكره من سلة المهملات

- Çöpte bir tırnak var.
هناك مسمار في سلة المهملات.

Şu çöp kutusunu da hemen bulursak diye getirmem iyi olmuş.
شئ جيد أنى أحضرت سلة المهملات هذه فى حال وجدنها بسرعة

Diğer liste sadece gurur duymadığım bir kişinin çöp tenekesi olabilirdi.
القائمة الأخرى وضعت في سلة المهملات من شخص لم أفتخر به

Bir gün saatli radyoyu, çöp tenekesine koydum şirinlik yapmaya çalışıyordum, ve yakalandım.
وضعت ساعة راديو في سلة المهملات فقُبض علي

Ara sokakta saldırıya uğramış ve çöp tenekesinin içine atılmış.
يبدو أنها تعرضت لهجوم في الزقاق وألقيت في سلة المهملات

Sen bana bu bulaşık suyu gibi şeyleri yedirdikçe çöpe tükürmeye devam edeceğim.
إذا استمريتِ بتقديم هذه الأطباق المندلقة فسأقوم بحفظها في سلة المهملات وأبصق عليها

Amacım çöpte tozlu bir ekmek parçası bulmaktı.
كان هدفي ايجاد قطعة من الخبز في سلة المهملات