Senin yetki alanın girdiğimi biliyorum. Senden sadece 5 dakika istiyorum. | Open Subtitles | أعرف أننا في سلطتك الآن ولكن أطلب منك 5 دقائق فحسب. |
Bundan dolayı krallık yetkini elinden almak zorundayız. Artık ihtiyar heyeti liderliği devralıyor. | Open Subtitles | لذلك، قررنا أن نعزلك عن سلطتك الملكية، وبموجب هذا، الشيوخ من سيتولون القيادة. |
Tüm yapman gereken Gücünü kötünün yerine iyi için kullanmak. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله ان تستخدم سلطتك للخير لا للشر |
Adama fındıklara alerjin olduğunu söyledin ama salatan fındıkla dolu. | Open Subtitles | قلتِ له أنّك حسّاسةٌ من البندق، و سلطتك مكسوّةٌ به. |
Belli ki Salatanı ödemene yetecek kadar paran yok. | Open Subtitles | من الواضح أنه ليس لديك المال الكافي لتدفعين مقابل سلطتك |
Bu nesilsel değişim korkusu, gücün bir sonraki nesle kaptırılma korkusu gerçekti. | Open Subtitles | ذاك الخوف من انقطاع النسل الخوف من فقدان سلطتك وانتقالها للجيل التالي، كان حقيقياً. |
Sana kaç kere yalan söylediğini, otoriteni kaç kez baltaladığını, diğer doktorların önünde kaç kez küçük düşürdüğünü bilmiyorsun bile. | Open Subtitles | ليس لديكِ فكرة كم مرة كذب عليكِ و تجاهل سلطتك و جعل مظهرك سيئاً أمام الأطباء الآخرين |
yetki alanınızın dışına çıktınız. Köpeklerin ağızlıklarını çıkar, Solly. | Open Subtitles | أنت خارج من سلطتك القضائية إنزع الكمامات، سولي |
yetki alanından sekiz bölge uzaktasın. | Open Subtitles | تضعك حوالي ثمانية قطاعات بعيدا عن سلطتك القضائية |
Çevre yolunda değil, hala sizin yetki alanınızdayız. | Open Subtitles | ليس على الأوتوستراد حتّى الآن في سلطتك القضائيّة |
- Çocuğumuzu kurtarmak için yeni yetkini kullanabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك إستخدام سلطتك الجديدة لحماية طفلتنا |
Yerleştirdiğim kumanda anahtarı senin yetkini geçersiz kılıyor. Bu gemi artık benim kontrolümde. | Open Subtitles | مفتاح القيادة أدخلته فتم إلغاء سلطتك هذه السفينة تحت إمرتي الآن. |
Baba, Gücünü kötüye kullandığını görmüyor musun, tüm liderler gibi? | Open Subtitles | أبي ، ألا ترى أنك تستغل سلطتك مثل العصابات؟ |
23 yıl boyunca hiç rüşvet almadın. Gücünü asla kötüye kullanmadın. | Open Subtitles | في 23 سنة لم تأخذ رشوة أبداً ولم تنتهك سلطتك |
Kahrolası salatan burada abi. | Open Subtitles | ها هي سلطتك اللعينة يا رجل |
Salatanı çok beğendi. İki kişilik yedi. | Open Subtitles | لقد أحب سلطتك لقد أكل عن اثنين |
sebeplerim vardı... Gücünü neden kötüye kullandığın umrumda değil sadece senden o gücün alınmasını istiyorum sonsuza dek | Open Subtitles | كان لدي أسبابي لا يهمني لماذا تستخدمي سلطتك ولكنني أريد أن تُؤخذ منكِ |
İstemeyerek de olsa otoriteni sarstığımı hissediyorum. Bu yüzden sadece gözlemleyeceğim. | Open Subtitles | أشعر أنّني كنتُ أفسد عليك سلطتك دون قصد لذا سأكتفي فقط بالمراقبة |
Benim üzerimde bir yetkin olsaydı bunu tamamen anlardım. | Open Subtitles | وهذا ما ساستوعبه كلية لو كانت سلطتك اعلي مني |
Kizimizi kurtarmak için gücünüzü kullanin. | Open Subtitles | فخامتك رجاء إستعمل سلطتك لإعادة بنتنا إلينا |
Tamam, Caputo'nunkine taş çıkaran bu taşaklı otoritene sonuna kadar saygı duyuyorum. | Open Subtitles | أنا أحترم تماماً سلطتك الجبارة. (التي تهدم سلطة (كابوتو. |
Doğudaki tüm otoriten sorgulanamaz. | Open Subtitles | -وساعتها لن يكون هناك اى مناقشة حول سلطتك الكاملة فى الشرق |
- Hayal et büyük salatadan kendine pay çıkartıyor. | Open Subtitles | -تخيّل أنها تنال الفضل عن سلطتك الكبيرة . |
İşte salatanız ve paranızın üstü. | Open Subtitles | إليك سلطتك والباقي |
Sınıf, bu kendi otoritenize güvenmekle ilgili bir sorun. | Open Subtitles | هناك سؤال بسيط عن امتلاكك الثقة فى سلطتك |
otoritenizi sorgulamıyoruz. | Open Subtitles | . وسأقول لا ، مجدداً . نحن لا نشكك في سلطتك ، سيدي |