Zamanımız var. Alışverişe devam et. Eğlenceli olduğunu duydum. | Open Subtitles | والأن واصلي التسوق سمعتُ أنه يُفترض أن يكون مُسلٍ |
Bir erkek arkadaşın olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتُ أنه قد غدا لديكِ خليلاً. |
Çınlaması hâlâ devam ediyormuş diye duydum. | Open Subtitles | أتعلمين لقد سمعتُ أنه مازال يعاني من طنين الاذن؟ ؟ |
Dün gece kıl payı yırtmışsınız diye duydum. | Open Subtitles | يا رفاق لقد سمعتُ أنه كان لديكم مكالمه قريبه ليلة أمس |
Duyduğuma göre orası doğanın genç aşıkları için çok popüler bir yer. | Open Subtitles | سمعتُ أنه المكان الشائع لدى الأحباء الصغار |
Duyduğuma göre sana 7B'ye tırmanmayı teklif etmiş. | Open Subtitles | سمعتُ أنه طلب منك أن ترتقى إلى الدرجة السابعه من السُلم |
Ben de tam olarak bilmiyorum ama aslında aşağı yukarı böyle biri olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | .لا أعلم تفاصل هذا الأمر أنا أيضًا، إلا أنني قد سمعتُ أنه قد كان هكذا في الأصل |
Hasta olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنه مريض. |
Bunda payın olduğunu duydum. Çok az. | Open Subtitles | سمعتُ أنه لدينا عمل مشترك |
Bay LeMarchal öldüğünde onun da çatıda olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنه كان بصحبة (لي مارشال) على السطح عند موته |
Yani, zorlu biri olduğunu duydum, gerçek bir zorbaymış. | Open Subtitles | أقصد، سمعتُ أنه صارم. |
İyi biri olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنه رجل طيب |
Dul olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتُ أنه أرمل. |
Vahşi Vahşi Batı olayları olmuş diye duydum, ha? | Open Subtitles | سمعتُ أنه كان وحشياً، الغرب المتوحش هُناك، صحيح؟ |
- Ancak oraya hiçbir gemi gidemez diye duydum. | Open Subtitles | لكن سمعتُ أنه لا يُمكن لأيّ سفينة الإقتراب منها. |
Senatoya seçilmiş diye duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنه أصبح عضواً في مجلسِ الشيوخ |
Duyduğuma göre buralarda takılıyormuş. | Open Subtitles | سمعتُ أنه يتجوَّل في هذه الأرجاء |
Duyduğuma göre buralarda takılıyormuş. | Open Subtitles | سمعتُ أنه يتجوَّل في هذه الأرجاء |
Duyduğuma göre okyanus varmış. | Open Subtitles | سمعتُ أنه يوجد بحر. |
Saf eroinin kilosunun 40 ila 80 bin dolar arasında olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | سمعتُ أنه يساوي من 40 إلى 80 ألف للحبة |
"Harika olduğunu duymuştum. Efsaneymiş." | Open Subtitles | سمعتُ أنه رائعاً " " كان يبدو وأنّه ملحمياً |