| Gemide yaşam programı ile ilgili bazı endişeleriniz olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّ لديكِ بعضَ المخاوفِ في برنامج الإقامة في السفينة. |
| Beyninde kurtçuklar olan biri olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّ لدينا رجلاً مصاباً بدودةٍ في دماغه |
| Duyduğuma göre tamamen doluymuş ama sonuçta otel sahibini tanıyorsun. | Open Subtitles | سمعتُ أنّ كافّة الغرف .محجوزة، لكنّكَ رغم ذلك تعرف المالك |
| Duyduğuma göre ikiniz bugün tarihi bir gün geçirmişsiniz. | Open Subtitles | لذا سمعتُ أنّ كان بينكما إجتماعاً للعقول التاريخية اليوم. |
| Tuhaf bir boz ayınız varmış, diye duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّ لديكم دبّاً بنّيّاً غير اعتياديّ |
| Ben ağzına kadar kirli işe bulaşmış diye duydum şahsen. | Open Subtitles | سمعتُ أنّ لديه فنطاس مدفون في حوضٍ صغير. |
| Duydum ki bebeklerin kafasında bir bölge varmış ve ona dokunulursa ölürlermiş. | Open Subtitles | سمعتُ أنّ هنالك موضعاً برأس الطفل، إن لمسته يموت |
| Annenin uçakla geldiğini duydum. | Open Subtitles | مرحباً، سمعتُ أنّ أمّك قادمة |
| Amerikalı Korucu'nun yakışıklı zeki ve çekici türler olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّ الحارس الأمركيّ نوعٌ جذّابٌ جدّاً، ذكيّ، و مثير |
| Yeraltı yolunda bir sır olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتُ أنّ هنـــاك سرّاً ممرّ سريّ تحت الأرض |
| Davada yeni gelişmeler olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّ لديكِ بعض المُستجدّات على القضيّة. |
| Şehrin o bölgesinde birkaç satıcı olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّ هناك بعض المروجين في ذلك الجزء من المدينة. |
| Köpekleri kontrol etme şeklinizin, sihir gibi olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّ أسلوبك في السيطرة على الكلاب أشبه بالسحر |
| Büyük bir trafik kazası olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتُ أنّ هناك حادث تصادم سيّارات كبير |
| Çok uyuşturucu kullanan eşin olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّ شريكك من تعاطى كثيراً من المُخدّرات |
| Yaratık onlar, yarı insan yarı sürüngen. Ve Duyduğuma göre boyları 2 metreden uzun, renkleri yanık... | Open Subtitles | إنّهم فضائيّون، نصفهم آدمي والآخر زاحف، سمعتُ أنّ أطوالهم تتجاوز المِترَين، |
| Duyduğuma göre "Primal Fear"ın harika bir sürpriz sonu varmış. | Open Subtitles | سمعتُ أنّ لـ "خوف بدائيّ" نهايةً جميلة مفاجئة. |
| Duyduğuma göre İç Güvenlik süpriz bir ziyaret yapmış, ha? | Open Subtitles | سمعتُ أنّ الأمن القوميّ قام بزيارة مفاجئة لـ(البلازا) |
| Oralarda çok şans var diye duydum. | Open Subtitles | ياللعار، سمعتُ أنّ هناك الكثير من الفرص. |
| Ellerin yazarkasanın içinde yakalanmışsın diye duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّ يديك كانتا في آلة النقود |
| Annen şehre geliyormuş diye duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّ والدتكَ قادمةٌ إلى البلدة |
| Duydum ki katilin kimliği konusunda ilginç bir teorin... | Open Subtitles | سمعتُ أنّ لديك نظريّة مثيرة حول.. |
| Arastoo'nun ailesinin ziyarete geldiğini duydum. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} سمعتُ أنّ والديّ (أرسطو) سيأتيان للزيارة. |
| Buranın çilekli pastasının harika olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّ كعكة الفراولة هنا مُمتازة. |