Bugün ilginç bir tutuklama yapmışsınız diye duydum. Konuşmak ister misin? | Open Subtitles | سمعتُ أنّكِ أجريتِ عملية إعتقال مهمّة اليوم هل تريدين التحدّث عن ذلك؟ |
Sığınağa gitmişsin diye duydum bir köpek almana izin vermemişler. Sen de onun yerine yılan almak zorunda kalmışsın. | Open Subtitles | سمعتُ أنّكِ ذهبتِ إلى ملجأ، فلم يسمحوا لكِ اقتناء كلب، فاضطررتِ لإحضار أفعى. |
Özel kuvetteki gizemli bir adamın peşindesin diye duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّكِ تطاردينَ، رجل قواتٍ خاصة، غامض |
Hasta olduğunu duydum moralim bozuldu, bir selam vermek istedim. Bilirsin işte, bira arkadaşlığa ihtiyacın var mı bakmak için. | Open Subtitles | سمعتُ أنّكِ مريضة، و شعرتُ بالسوء و أردتُ عيادتكِ، لأرى إن كنتِ تريدين صحبة |
Bana göstermek istediğin bir şey olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّكِ لديكِ شيء تريدين أن تريني إياه. |
Daha iyi bir seyahat acentesine ihtiyacın olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّكِ بحاجة لوكيل سفرٍ بارع. |
Biraz korunmaya ihtiyacın olabileceğini duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّكِ بحاجة لبعض الحماية. |
Kaçışta olduğunu duydum. Sorun ne? | Open Subtitles | سمعتُ أنّكِ طليقة. |
Lexi. Burada olduğunu duydum. | Open Subtitles | (ليكسي)، سمعتُ أنّكِ... |
- Benim tarafımda. - Susamış olabileceğini duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّكِ ربّما تكونين عطشى |