"سمعنا أن" - Traduction Arabe en Turc

    • olduğunu duyduk
        
    • Duyduğumuza göre
        
    • duyduk ki
        
    • diye duyduk
        
    • duymuştuk
        
    • olabileceğini duyduk
        
    Bu seyahatinizin, canavar hakkında bilgi toplama amaçlı olduğunu duyduk. Open Subtitles لقد سمعنا أن رحلتك الأستكشافية كانت لجمع الحقائق حول الوحش
    Buralarda büyük mağarada saklanan bazı asker kaçakları olduğunu duyduk. Open Subtitles سمعنا أن بعض الفارين من الجيش في هذة المنطقة يختبئون في كهف كبير
    Buralarda büyük mağarada saklanan bazı asker kaçakları olduğunu duyduk. Open Subtitles سمعنا أن بعض الفارين من الجيش في هذة المنطقة يختبئون في كهف كبير
    Duyduğumuza göre Türkiye'den gelen yumurtalar da sağlıklıymış. Open Subtitles سمعنا أن البيض الذى سيأتى من تركيا سليم بصورة ممتازة
    Duyduğumuza göre vurulan polisin babası görevi devralmış. Open Subtitles لقد سمعنا أن والد ذلك الشرطي سيكون هو المسؤول الآن
    Sonra bir daha duyduk ki iki kişiyi deşmiş Zagor. Open Subtitles وبعدها سمعنا أن زاغور قتل رجلين أحدهما كان شرطي
    Kansas City'de kasırga çıkmış diye duyduk. Open Subtitles لقد سمعنا أن هناك إعصاراً في مدينة كانساس
    Buranın yıllar önce melezler tarafından ele geçirildiğini duymuştuk. Open Subtitles سمعنا أن هذا المكان كان يحوي كائنات مهجّنة قبل سنوات
    Aslında, o çocuğun tam burada ormanda olduğunu duyduk. Open Subtitles لنذهب في الواقع ، سمعنا أن هذا الصبي هنا في الغابة
    Ölü bölgelerin güvenli olduğunu duyduk; bilgisayarın, telefonun, kablosuz bağlantının olmadığı yerlerin. Open Subtitles سمعنا أن أمن مكان هو الذى لا يوجد به كمبيوترات ..
    Bugün burda doğum günü kutlaması olduğunu duyduk. Open Subtitles مرحبا، سمعنا أن هناك حفلة عيد ميلاد هنا اليوم.
    Üniversiteden birkaç arkadaşımla bu işte para olduğunu duyduk. Open Subtitles أنا ومجموعة من أصدقائي في الجامعة سمعنا أن هناك عرض عمل
    Üçünüzün epey samimi olduğunu duyduk. Open Subtitles لقد سمعنا أن ثلاثتكما كنتما صديقات مقربات.
    Orada işlerin kötü olduğunu duyduk. Open Subtitles لقد سمعنا أن الأمور أخذت مجرىً سيئاً هناك
    Duyduğumuza göre Isaiah'ı kendi özel polisi olarak kullanıyor. Open Subtitles ،لقد سمعنا أن أيزياه يستخدمة كعضلاته كأنه يملك شرطته الخاصة
    Duyduğumuza göre başka çocuklar da eve girip çıkıyormuş. Open Subtitles حسنا، الأمر كالآتي: لقد سمعنا أن بعض الأولاد الآخرين كانوا يأتون إلى المنزل
    İşte bu iyi haber. Duyduğumuza göre kurtarmanın bir parçası olan kanunsuz başaramamış. Open Subtitles سمعنا أن أحد المقتصين الذين أنقذوك لم يخرج.
    Ah, biraz önce duyduk ki üstlerimiz... ..güvertemi devralması için Pegasus'tan bir 'yavşak' getiriyorlar. Open Subtitles لقد سمعنا أن النحاس يحضر بعض الحمير لتولي أمر هذه السفينة
    Evet, duyduk ki filmin bir bölümünde piranalar adamın sikini ve taşaklarını parçalıyormuş. Open Subtitles نعم، سمعنا أن هناك لقطة... حيث مجموعة من البيرانا قضمت قضيب وخصى رجل.
    Atlanta'da felaket bir fırtına varmış diye duyduk Open Subtitles لقد سمعنا أن مدينة (أتلنتا) ضربتها عاصفة عنيفة
    Yatağın altına koyulan bir şey varmış diye duyduk. Open Subtitles سمعنا أن هناك شيء
    Bu arada, çantalarınızın çalındığını duymuştuk ve... Open Subtitles حسناً، أنت تعلم أننا سمعنا ... أن حقائبكم سُرقت و
    Birinin gerçekten ölmüş olabileceğini duyduk. Sizde ne var? Open Subtitles سمعنا أن أحد ما مات بالفعل ماذا لديك ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus