Elbette onu bulacağız. Nereye bakmamız gerektiğini biliyoruz. Sadece oraya gitmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | سنجده بالطبع، نعلم أين يتعيّن علينا البحث، يتعيّن أن نذهب لهناك فحسب. |
Bunu yapan her kimse bir yere gidemez nasılsa. Onu bulacağız. | Open Subtitles | انظر، أياً كان من فعل ذلك، لن يذهب لأي مكان، سنجده |
Peki, yaşayan dünyayının haritasını yaparken, nihayet bu oluşum sürecini ciddi olarak anlarken ne bulacağız? | TED | ما سنجده خلال رسمنا للعالم الحي، كما، نجد في النهاية، على هذا الطريق الجاد؟ |
Blucher kuş sürüsü gibi dağılmaz. Onu bir yönde buluruz. | Open Subtitles | بلوخر ليس طيور مبعثرة سنجده على أحد الطرق |
İnsanlar bize Münir'i bulacağımızı söylüyordu. Ama asla bulamadık. | Open Subtitles | وكان الجميع يطمئنوننا بأننا سنجده ولكننا لم نجده أبدا |
Fakat içinde bulacağımız hiç de doğal bir şey olmayacak. | Open Subtitles | ما سنجده بداخله لن يكون طبيعياً على الإطلاق |
bir çözüm olabileceğinden kuşkuluyum, ama ilahi olarak... olmalı, onu bulacağız. | Open Subtitles | أشك فى وجود حل ، لكنه يجب أن يوجد بحق السماء ، سنجده |
Luiku Zobar nerede? Onu her koşulda bulacağız ve asacağız. | Open Subtitles | أين "لويكو زوبار" على أية حال سنجده ومن ثم نشنقه |
Her nerede olursa olsun. er ya da geç onu bulacağız. | Open Subtitles | أي مكان قد يكون به، فنحن سنجده عاجلا أم آجلا |
- Beni kandırdı. Onu başka bir şekilde bulacağız. - Sonra ne olacak? | Open Subtitles | لقد خدعني , سنجده بطريقة ما وبعدها ماذا ؟ |
Zuko uzağa gitmiş olamaz. Onu bulacağız. | Open Subtitles | لا اعتقد ان زوكو تمكن من الابتعاد، سنجده واانج سيكون بخير |
Merak etme bulacağız onu, sen de özür dilersin, ve beş dakika içinde de birbirinizin gırtlağını sıkarsınız. | Open Subtitles | حسناً, لاتقلق,سنجده, وستعتذرله , و في خلال خمس دقائق , ستحاولون خنق بعضكم |
Doğru kombinasyonda ağrı kesiciler var. bulacağız. | Open Subtitles | و هناك المزيج السليم من أدوية الألم و سنجده |
Eğer bunun arkasında varsan, kanıtı er ya da geç bulacağız, sen de biliyorsun. | Open Subtitles | إذا كنتَ قد فعلتَ هذا الشيء فسوف نجد دليلاً إعلم أننا سنجده |
Eğer orada kötü bir şeyler varsa onu buluruz. | Open Subtitles | إن كان هناك شئ سئ بالخارج سنجده ، أنتِ تقتليه ، ثمَّ نحتفل |
Şuraya gitti. Çıkışları kapattık. Burası çok büyük ama onu buluruz. | Open Subtitles | لقد ذخب من خلال هذه المخارج مراقبة, سنجده |
Kemiklerini ve içi boş kıyafetlerini bir kenara atınca hemen biz de onu buluruz. | Open Subtitles | و عندما تلقي بالعظام و الثياب الفارغة عندها سنجده |
- Daha değil, ama burada bulacağımızı sanmıyorum, operasyon odasına geri dönelim, birbirimize destek olalım, hayatta kalmanın bir yolunu bulalım. | Open Subtitles | ولكن أشك في أننا سوف سنجده سنعود إلى غرفة العمليات سنتكاتف معا ونجد طريقة لنربح |
Her yere girebilir. Sadece onu nasıl bulacağımızı bilmiyorum. | Open Subtitles | يمكنه الوصول إلى أي مكان لكن لا أعلم أين سنجده |
Böylece, biz suç ararken bulacağımız tek şey trajedi olacak. | Open Subtitles | لذا من الممكن أن نبحث على من قام بالتجربة والشيء الوحيد الذي سنجده هي مأساة |
Büyük annesi Aiwarol sitesinde oturuyor. Bu yerlerden herhangi birine gelirse onu bulabiliriz. | Open Subtitles | جدته تعيش فى مشروع الإيواء،هناك حيث سنجده |
Merkez, mekana vardık. Onu burada bulacağımıza emin misiniz? | Open Subtitles | إلى العمليات، نحن في الموقع متأكد أننا سنجده هنا؟ |
Onu bulup bir uçağa koyacağız gözden uzak bir tesiste tutulacak | Open Subtitles | نحن فقط سنجده ومن ثم سيتم تسفّيره إلى مؤسسة حجز جميلة |
İçeride ne bulursak bulalım benim için çok şey yaptın ve teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | لايهم مالذي سنجده هنا لقد فعلت الكثير لأجل وأنا اريد أن اشكرك |
Yani, bu adamı herhangi bir sahilde, paralarını sayarken bulacak mıyız? | Open Subtitles | هل سنجده بمكان ما جالس على الشاطيء ، يعد أموالك؟ |