"سندع" - Traduction Arabe en Turc

• Bırakalım
• izin vereceğiz
• bırakacağız
• edeceğiz
• bırakıyoruz
• bırakmak istedik
• izin vereceğimizi
• izin mi

Yok canım zannetmiyorum! Ama Bırakalım da çöplüğün oradaki martılar düşünsün onu.
أشك بهذا ، لكننا سندع طيور النورس عند مكب النفايات تكتشف هذا

Pekala beyler, paramın çantalarda olup olmadığına bakalım ve ödül avcılarını Bırakalım.
حسناً، أيها السادة لنتأكد أن هذه الحقائب محملة بمالي و سندع صائدي الجوائز يرحلون

Bu gece, boklarımızı soyunma odasında Bırakalım ve bu geceden başlayacağımız bir galibiyet serisindeymişiz gibi davranalım.
إذاً , الليلة سندع قاذوراتنا في الخزانة. دعونا نتظاهر أننا على خط الإنتصارات. سنبداء الليلة ..

Mucidinin, masayı kullanmasına izin vereceğiz. Pantolununu çıkar ve şunun üzerine çık.
سندع المخترع يجرب طاولته اقفز واستلقي هنا

Bu geometrilerin detaylarını diğer bir derse bırakacağız.
حسنًا، سندع تفاصيل تلك الهندسات المختلفة لدرسٍ آخر،

Bu yüzden, biz de oyuna devam edeceğiz tetikçinin bize gelmesini sağlayacağız.
لذا سنسايره بخطته , و سندع القاتل يأتي إلينا

Biz liderdik. bırakıyoruz.Bizi listeden çıkartacaklar.
إن هذا شيء مؤسف فنحن كنا في المقدمة سندع القائمة و نذهب

Bu yüzden kararı size bırakmak istedik.
لذا نحن سندع القرار يعود لكم

Ama benim ya da Büro'nun CIA'in gelip adamlarımı harcamasına izin vereceğimizi düşünüyorsan kafan iyi demektir.
ولكن إذا كنتِ تعتقدى إننى أو القسم سندع وكالة الاستخبارات تأتى و تقوم بالتضحية بأحد رجالنا،

- Bırakalım evren karar versin. - Saçmalamaya tekrar hoş geldiniz.
سندع القدر يقرر ذلك - وها أنتَ تعود لتستقلها مجدداً -

Billy'nin neyin peşinde olduğunu anlayana kadar Bırakalım da bizim yerimize bu imaj konuşsun.
سندع هذه الصورة في أذهانهم حتى نكتشف ما يعتزم بيلي فعله نعم

Bırakalım da Castañolar onun kim olduğuna karar versinler.
سندع الأخوين كاستانو يقرران من سيكون ذلك التنظيم

Nasıl çözeceğimizi biliyorum. Bırakalım Satchel karar versin.
أعرف كيفية حل هذا, يا دارين سندع "ساتشل" يقرر

Ne yapacağımızı söyleyeyim. Kararı stajyerlerimize Bırakalım.
سأخبرك بما سنفعل سندع الأمر للأطباء المقيمين...

Bırakalım da CNN silahlarımızı dünyaya göstersin.
سندع "سي أن أن"، يخبرون العالم كيف سيكون الأداء

Bırakalım kaskocular halletsin bunu.
سندع شركتي التأمين تسوّيان المسألة

Schmidt'in telefonunda bir karıştırıcı var ama CIA yerimizi bulmasın diye Dean'in hatta en çok bir dakika kalmasına izin vereceğiz.
هاتف شميت لديه جهاز تغيير لكن سندع دين يجري مكالمة لمد دقيقة فقط قبل أن تجدنا الوكالة

Yani biz bu Goa'uld'ların buraya gelmelerine izin vereceğiz, öyle mi?
إذا ، سندع الجواؤلد هؤلاء يسيرون هنا ؟

Hayır, şu andan itibaren her şeyi Kira'nın ve İkinci Kira'nın halletmesine izin vereceğiz.
لا سندع ذلك لـ كيرا وكيرا الثاني من هنا

Bu işi polislere bırakacağız
لذا سنسترخي سندع الشّرطة. يفعلوا عملهم لمرة

Yani o ucubenin videomuzu internete yollamasına izin mi vereceğiz? Herkes görür.
هل سندع ذلك الشاذ الصغير أن يطلقه على الانترنت ليراه العالم بأسره؟