Çin seddi'ni gördüm, yemeklerinden yedim, yerel halktan birisiyle bir çocuk yaptım. | Open Subtitles | شاهدت سور الصين العظيم وتناولت الطعام فيه وأنجبت طفلاً من فتاة صينية |
ÇİN SEDDİ, İNSANLIĞIN EN DAYANIKLI HARİKALARINDAN BİRİ OLARAK YÜZYILLARCA AYAKTA KALDI. | Open Subtitles | اعتبرَ سور الصين العظيم لقرونٍ كأحد عجائب الدنيا رسوخاً من صنع البشر |
Bunun bir örneklemesini isterseniz, Çin seddi birisi. | TED | اعني ان نظرنا الى صورة تلك الانشاءات .. فاننا نرى ان سور الصين العظيم هو من معالمها |
Hoşçakal demek için Çin seddi'nde yürüdük. | TED | اتجهنا نحو سور الصين العظيم لكي نودع بعضنا البعض. |
Başlangıçta insanları Çin'den uzak tutmak için yapılmış olan Çin seddi, şimdilerde her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamaktadır. | TED | بنيت في أصل لإبقاء الناس خارج الصين، سور الصين العظيم الآن يرحب بملايين الزوار كل عام. |
Çin seddi'nin büyük bir kısmı bile, sıkıştırılmış topraktandı. Gerçi artık yerine beton kullanılıyor. | TED | حتى أجزاء كبيرة من سور الصين العظيم بنيت بالتراب المدكوك، لكن يتم استبدالها بالإسمنت. |
Çin seddi, Çin'in en büyük turistik ilgi odağı. | TED | المعلم السياحي الجاذب الأكبر بالصين هو سور الصين العظيم |
Aydan görülebilen tek şey Çin seddi. | TED | سور الصين العظيم هو الشئ الوحيد على الأرض الذي يمكن رؤيته من على القمر |
Yaklaşık olarak Büyük Çin seddi büyüklüğünde, bu neredeyse görünmesi imkansız bir yapı. | TED | حجمه يقارب حجم سور الصين العظيم لن يكون فقط بناءًا غير مرئي |
Babil'i ziyaret edebiliriz. Çin seddi'nin inşasını görebiliriz. | Open Subtitles | نحن يمكن أن نزور بابل فى الحقيقة نحن يمكن أن نرى سور الصين العظيم وهو يبنى |
Sevgiyle nefret arasında 5 metre arayla gözcüler yerleştirilmiş Çin seddi vardır. | Open Subtitles | الفرق بينهما هو سور الصين العظيم في الواقع مع حراس مسلحين كل عشرين قدم |
Diyorum ki Çin seddi mağaza temizliğimin nesine yarayacak, anlamıyorum. | Open Subtitles | أنا أقول لا أنا لا أعتقد أننا سنبني سور الصين العظيم إذا بقينا ننظف مباني القرية |
Büyük Çin seddi, kuzeyden gelen göçebe kavimleri Çin'den uzak tutmak amacıyla Han hanedanlığı tarafından inşa ettirilmiştir. | Open Subtitles | سور الصين العظيم بناه شعب الهان لإبعاد القبائل البدوية من الشمال. |
Bu kale Çin seddi'nin ulaştığı son nokta. | Open Subtitles | تؤشّر هذه القلعة الى نهاية سور الصين العظيم. |
Hayır, Çin seddi'nde durarak bu, Ann'in çocukluğundan beri hayaliydi. | Open Subtitles | بإحضار إمرأة تحتضر إلى الصين؟ كلاّ، بل للوقوف على سور الصين العظيم فقد كان حلمها منذ كانت فتاة صغيرة |
The Telegraph senin Çin seddi üzerinde oturan bir karikatürünü çizerek uzaydan görülebilen yegâne boktan politikacı olduğunu ima etmiş. | Open Subtitles | هناك صورة رسوم متحركة لك وأنت على سور الصين العظيم أعتقد إنه أنت الوحيد الذي سيرى من الفضاء الخارجي |
Vaaay! Seul'ümün sinirleriyle Çin seddi inşa edilir. | Open Subtitles | يا الهي غضبك يتراكم ليصل لطول سور الصين العظيم |
Beyler, büyük Çin seddi ayaklanmış ve Beijing'e doğru ilerliyor. | Open Subtitles | أيها السادة , سور الصين العظيم للتو تدمر ويتحطم نحو بيجين |
ÇİN SEDDİ, İNSANLIĞIN EN DAYANIKLI HARİKALARINDAN BİRİ OLARAK YÜZYILLARCA AYAKTA KALDI. | Open Subtitles | سور الصين العظيم لقرون كان يعتبر أحد أكثر عجائب الإنسانية ديمومة. |
Bizimki de sevgilisiyle Çin seddi'ne gezmeye gitti ama hırsızlık yaparken tutuklandılar. | Open Subtitles | ذهب جدّي في رحلة إلى سور الصين العظيم برفقة صديقه لكن تم إعتقالهم لمحاولتهم سرقة قليلاً منه |